MÜCADELE- Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin, Türkiye’de son dönemlerde gündemden düşmeyen tarım ve hayvancılık konusuna değinerek, zengini varlıklı, fakiri ise yoksul hale getiren ekonomik yaptırımların,  üreticinin elindeki yaş sebze ve meyve fiyatlarını da etkilediğini söyledi. İktidarın açık ve net olarak toplumu efendi ve hizmetli olmak üzere iki gruba ayırmayı bırakmaları gerektiğini aktaran Ergin, Türkiye’de tarım ve hayvancılık alanında kendi kendine yeterliliğin son bulduğunu ve iktidarın, tarım üreticisini bitirdiğini savundu.

 

“SIFIR GÜMRÜKLÜ İTHALAT YILSONUNA KADAR SERBEST BIRAKILDI”

Üreticinin, alnının terinin karşılığını alamadığını aktaran Ergin, “Sıfır gümrüklü ithalat yılsonuna kadar serbest bırakıldı. En son uygulama ile ülkemizde tarım ve hayvancılık alanında kendi kendine yeterlilik son buluyor. İktidar, tarım üreticisini bitiriyor. Tarlada buğday, arpa, mercimek, çavdar, yulaf olmak üzere tahıl ve hububat artan girdilerle üreticinin elini kolunu bağlarken, hükümet ise üreticiyi cezalandırmak, fiyatları ithal kalemlerle ucuzlatmak adına yılsonuna kadar sıfır gümrük vergisiyle ithalatın önünü açtı. Milletin her zaman efendisi olarak gösterilen köylünün zaman içinde gittikçe üretimden uzaklaştırılmasının belgesi olan Resmî Gazete'deki tarım ürünlerinin sıfır gümrükle ithalatı, çiftçimize çekilen son ayar olarak görünüyor. İthalatçının zengin, çiftçinin fakir kılınması anlamına gelen ve dövizin yurt dışına akıtılması anlamını taşıyan sıfır gümrüklü tarım ürünlerinin ithalatı, ekonominin dibe vurduğu dönemin işareti olarak yorumlanabilir.” dedi.

 

“HÜKÜMET, EKONOMİDE HAYVANCILIK İLE TARIMI BİTİRME NOKTASINDA”

Son dönemlerde tarım ve hayvancılığın zor durumda olduğunu belirten Ergin, “Hayvancılığı vuran ve besicileri zor durumda bırakan yem fiyatlarının yüksekliği et fiyatına yansıdıkça ithal et ile çıkmaza halka ekleyen Hükümet, son adımıyla ekonomide hayvancılık ile tarımı bitirme noktasında. TL, değer kaybettikçe ithalatın önünü kapatarak dövizi elde tutma yollarına bakmayan, üreticisini düşünmeyen, ithalatçıyı zengin kılan bu tavır, GDO'lu ürünlere kapıları sonuna kadar açarak, sağlık alanında birçok açmazı gündeme getirmektedir. Tarımda ve hayvancılıkta dışa bağımlılık, vatandaşın geçimine bir rahat nefes olarak düşünüldükçe, madalyonun öbür yüzünde üretimi ortadan kaldırmakta, gelecek dönemde üretim olmayınca bu durum vatandaşın alım gücünü daha fazla düşürmektedir. Zengini varlıklı, fakiri yoksul hale getiren bu ekonomik yaptırımlar, üreticinin elindeki yaş sebze ve meyve fiyatlarını da etkilemektedir.” diye konuştu.

 

“BAHÇEDE 1 TL OLAN ÜRÜN TEZGAHTA 8-9 TL”

Ürünlerin bahçede farklı bir fiyatla, tezgahta ise bambaşka bir fiyatla tüketiciye ulaşıldığını anlatan Ergin, “Tarlada, bahçede 1 TL olan ürün tezgahta, vitrinde 8-9 TL oluyorsa ve bu önlenemiyorsa Âdil Ekonomi'den bahsedilemez. Daima Ömerler aradığını söyleyenler, ithalatla kimleri zengin kıldığını, kimleri açlığa mahkûm ettiğini bilmemekte midir? Yoksulluk ve fakirlik ortada iken, günde emeğinin karşılığını beş- on Dolar reva görülerek alan, aç ve perişan çalışan, tenceresini kaynatma derdi ortada iken, verdikleri asgarî ücretle çay ve simit hesabı yapanlar, okulların açıldığı bu haftada çocuklarını okula gönderenlerin durumundan haberdar değil midir? Kira, elektrik, su, telefon, ekmek, ulaşım masrafının asgarî ücreti geçtiği günümüzde iş ve aş isteyen ne zamana kadar sabredecek? İktidar, açık ve net, bu toplumu efendi ve hizmetli olmak üzere iki gruba ayırmayı bırakmalıdır. Bu topraklar hepimizin.” şeklinde konuştu.

 

“VATANDAŞIN SIRTINA YÜKLENEN KAMBURLAR ARTMAKTADIR”

Vatandaşın yaşadığı sorunlara ve sıkıntılara da değinen Ergin, “Biz, bu ekonomik yaptırımlar karşısında adil ve faizsiz, alın terine hürmet, emeğe saygı bekledikçe vatandaşın sırtına yüklenen kamburlar artmaktadır. Hak, adalet ve özgürlük davası olan Saadet Partisi, bu ekonomik gidişatın köleliğe geçiş kapısı olduğunu yıllardır belirtmektedir.  Et, yumurta, peynir, buğday, arpa, saman ve diğer ürünler ithal edip üreticiyi köle gören ekonomik yaptırımlar, çalışanları asgarî ücrete mahkûm ettikçe bekâ sorunu vardır. Yediğimiz ekmeğin beş lokmasından biri vergi ise, içtiğimiz suyun beş yudumundan biri vergi ise ikişer parçası da faize gitmektedir. İnsanımız, bu emperyalist anlayışın kölesi olmayı, açlıkla imtihan edilmeyi reddetmektedir.” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim