MÜCADELE- Diyarbakır'da mevsim değişikliğiyle hava sıcaklığının düşmesi grip hastalığında artışa neden olurken, hastanelerde yoğunluk arttı. Özellikle çocuk hasta sayısında artış yaşanan kentte bulunan Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde acil servislere hafta içi ortama 800-900 hasta başvurusu yapılıyor. Siirt, Bitlis, Mardin, Batman ve Şırnak gibi çevre kentlerden de hastaların geldiği her iki hastanede sadece 3’er doktorun nöbetçi olduğu hafta sonları ise bu rakam 600-900 arasında değişebiliyor. İki hastanede 6 hekim, günde ortalama bin 800 çocuğu muayene ediyor.

 

MUAYENE SÜRESİ SINIRLI

Yaşanan başvuru yoğunluğu nedeniyle hasta çocuklar ve aileleri saatlerce muayene ve tedavi sırası bekliyor. Performans sistemi nedeniyle hekimlerin muayene süresini sınırlı tutma gayretleri de teşhis ve tedavi sürecini yine olumsuz etkiliyor. Hasta çocuklarını çevre illerden getiren ailelerin yaşadığı konaklama vb. sorunlar ise tüm bunların üzerine ekleniyor.

 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, kentteki hastanelerde yaşanan yığılma, doktor sayısının az olmasının nedenlerini ve yol açtığı sonuçları değerlendirdi.

 

Güldiken, koronavirüs salgını nedeniyle tüm Türkiye’de hastanelerde yoğun bir başvuru olduğunu söyleyerek, taleplere yanıt verecek hekim sayısının ise yeterli olmadığını kaydetti.

 

“30’DAN FAZLA HEKİMİN İSTİFA ETTİ”

Kentteki Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi ile Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde son birkaç ay içinde 30’dan fazla hekimin istifa ettiği bilgisini veren Güldiken, “Bir ilde 30’dan fazla hekimin istifa etmesi demek halk sağlığının gerçekten tehlikede olduğunu ifade eder” diye konuştu.

 

100 BİN SAĞLIKÇIYA İHTİYAÇ VAR

SES Şube Eşbaşkanı Güdiken, mevsimsel değişimin beraberinde getirdiği hastalıklarda yaşanan artış ve hekim istifaların yanı sıra hastanelerde yığılma yaşanmasının bir diğer nedeninin sağlık alanındaki atamaların güvenlik soruşturmaları nedeniyle yapılmaması olduğunu ifade etti. Güldiken, bunun üstesinden gelmek için güvenlik soruşturması, mülakat olmadan bir an önce sağlık alanındaki atamalarının yapılması gerektiğinin altını çizdi.

 

Sürecin başından itibaren en az 100 bin sağlıkçının atamasının yapılması gerektiğini dile getirdiklerini kaydeden Güldiken, “Bir de kışkırtılmış bir sağlık var. Var olan sistem en küçük bir baş ağrısı, ateşte bile çocuğu hemen bir algıyı oluşturuyor. Bu algıyı oluşturan bu var olan hükümet. Var olan kapitalist sistem ve onun politikalarıdır” ifadelerini kullandı.

 

“MERKEZ İLÇELERE GÖRE PLANLANMIŞ HASTANELER YAPILABİLİR”

Sağlık kuruluşlarının belli illerde kurulmasının sağlığa erişimi zorlaştırdığı gibi hastanelerdeki yığılmaların başka bir nedeni olduğunun altını çizen Güldiken, şunları söyledi: “Diyarbakır’da 620 milyon TL’ye Şehir Hastanesi yapılacak. Diyarbakır’da 620 milyona hastane inşa etmek çok büyük bir rant demek. Bunun yerine merkez ilçelere göre planlanmış hastaneler yapılabilirdi. Halkın sağlığa erişimi daha kolay sağlanabilirdi. Hükümetin en başından beri yaptığı şey, yandaşına rant oluşturmak, yandaşına daha fazla para kazandırma derdinde.”

 

“HEKİM SAYISI ARTIRILMALI”

Diyarbakır’daki çocuk hastalıkları hastanelerindeki yoğunluk nedeniyle bir hekimin hastaya bakma süresini sınırlandırdığına işaret eden Güldiken, “Sağlık Bakanlığı’nın yeni protokolüyle birlikte neredeyse bir hastaya en fazla 5 dakika ayırabiliyorsunuz. 3 hekim ve bu 3 hekim acilde aynı anda durmuyor. Bunların ikisi aktif çalışıyor, diğeri dinlenme saatindedir. Sonra bir diğeri dinlenir, öbürü onun yerine bakar. 2 hekimin olduğu bir hastanede, 24 saat içinde 700 hastanın gelmiş olması ve bunların çocuk olması daha hassas bir tedavi ve muayene gerektiriyor. Bir hastadan öykü almak, hastalığın teşhisi ve tedavisinde hayati öneme sahip. Var olan koşullarda halkın sağlığının tehlikede olduğunu söyleyebiliriz. Elbette doğru bir teşhis ve tedavi var ama zaman açısından bu çocuğun hayatını riske atabilecek durumdadır. Bu kadar hassas olan durumda yapılacak şey, birinci koşul vardiya sistemini oluşturmak, o andaki hekim ve aktif sağlık çalışanı sayısını artırmaktır. Öbür taraftan da insanların hastaneye daha çok gitmelerini kışkırtmamak lazım” dedi. (MA)

Editör: TE Bilisim