MÜCADELE HABER- HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. HDP olarak Türkiye’de demokratikleşmenin, Kürt meselesinin adil ve demokratik bir zeminde, eşit ve özgür bir yurttaşlıkla çözümünün ancak mümkün olabileceğini her zaman söylediklerini vurgulayan Beştaş:

 

 “Türkiye’nin 4’te 1 nüfusunu oluşturan Kürtlerin özgür yurttaş olmadığı bir ülkede demokrasinin d’sinden söz edilemez.  Bu nedenle şunu söylemek istiyorum. Tecrit çözümün önündeki engeldir ve bu engeli kaldırın. Abdullah Öcalan 99’dan beri orada barışı, demokrasiyi savunmak dışında halkların bir arada özgür-eşit yaşamını savunmak dışında bir söz söylemedi. Bu sadece bir kişinin bir kesimin meselesi değildir. Bu Türkiye’de yaşayan 83 milyon yurttaşın meselesidir. Bugün ölen askeri ve onun ailesini de polisin ailesini dağda ölen Kürt gencin ailesini de ilgilendiriyor. Bütün yurttaşlar olarak hepimizi ilgilendiriyor. Bu mesele çözülmeden savaş bitmiyor, savaş bitmeden ekonomi düzelmiyor. Ekonomi düzelmeden, kesinlikle yoksulluğa çare bulunmuyor” ifadelerinde bulundu. 

 

Cezaevlerindeki kısıtlamaların kabul edilemez olduğunu ve önlem alınarak, tutukluların haklarından yararlanması çağrısında bulunan Beştaş, “Adalet Bakanlığı bir an önce cezaevlerindeki izolasyonu aileleri görüşmelerini yaptırma sürecini başlatmalıdır.” diye belirtti.

 

 Kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye izin vermeyeceklerini söyleyen Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınlar susturulmaya çalışılıyor. Tek bir amaç var; kadınlar sussun. Kadının adını silmeye, aile içine hapsetmeye ve sadece aile olarak tanımlama dönük bir politika var. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin önlenmesini devlet politikası haline gelmesini ve bunu engellemesini hüküm altına alıyor ve zorunlu kılıyor. Bununda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sağlanması ile mümkün olacağını söylüyor. Kadınların mücadele ile kazanan ve kadınları kâğıt üzerinde de olsa eşit hak sahibi olmasına yönelik düzenlemelere tahammülleri yok.”

 

Beştaş, “Bizler İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaktan ve İstanbul Sözleşmesi yaşatır demekten vazgeçmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesine dair kuracağımız söz çekilme değildir, yapılması gereken İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden uygulanmasıdır. Çünkü şu anda kadınlara savaş açılmıştır. Biz sözleşmenin savunucusu ve takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Beştaş, CHP’nin Kürt raporu hazırlıklarına ilişkinde şunları söyledi:

“Kürt meselesi Türkiye’nin hiçbir zaman gündeminden çıkmadı ve çözüm olana kadar da çıkmayacak.  CHP Kürt sorunu üzerine yeni rapor yazıyor. 89’da başlamışlardı. Basından takip ettiğimize göre, toplumsal mutabakat komisyonu, ortak akıl heyeti ve gerçekleri araştırma komisyonunun kurulmasının sağlanması Türkiye’de çözüm adresinin meclis olarak gösterilmesi konusunda daha önce yayınlanan raporların güncellenmiş bir haliyle karşı karşıyayız. CHP bugüne kadar Kürt halkına karşı uygulanan baskı politikalarına karşı hiçbir zaman net tavır almamıştır. Her zaman ikircikli olmuştur bunu biliyoruz ve not alıyoruz. Partimize yapılan siyasi soykırım operasyonlarında yeterli bir duruş göstermekten kaçınmıştır. Yine de bu girişimi anlamlı buluyoruz.”

 

 Beştaş, dün Diyarbakır’da konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Kürt sorunu ile ilgili sözlerini de şöyle değerlendirdi:

“Kürt sorunu Türkiye'nin meselesidir. Sadece Kürtlerin sorunu değildir. Kürt meselesini çözülmemesinden bütün Türkiye zarar görüyor. Sadece Diyarbakır’a giderek ‘Rojbaş’ diyerek güzel sözler söyleyerek Kürt meselesi popülist politikalarla çözülmez. Davutoğlu da Diyarbakır’a gitmiş ‘rojbaş’ diyerek bir kaç güzel cümle sarf ederek Kürtlerin oyunu alabileceğini sanıyor. Ama Kürt halkının karnı tok. Demirel’den Çiller’den Mesut Yılmaz’dan daha nicelerinden iyi biliyor. Kürtler sadece bir oy deposu olarak görülmekten, güzel sözler söylenmesine çok tanık oldu. O güzel sözler söyleyenlerin Kürtlere neler yaptığı hafızamızda diridir. Kürt halkının iradesi yok sayılarak çözüm mümkün değildir. bunun için HDP vardır. HDP Türkiye’de herkesin temsil edildiği bir partidir. Biz 83 milyonun iradesiyle birlikteliği ile bu sorunun çözülebileceğini söylüyoruz. Hep birlikte bu mücadeleye yürütelim ve çözümüne ortak olalım diyoruz.”

 

 Beştaş, “Davutoğlu’na son bir sözüm Diyarbakır konuşmasını dikkatle dinledik, Kürt sorununa yaklaşımı, partimize ve Kürtlere dönük saldırılar karşısında ne yaptığını hatırlatmayacağız. Çünkü herkes bunu hatırlıyor Silopi’yi, Sur’u, Cizre’yi hatırlatmaya gerek yok. Kaldırılamayan cenazeler var daha. Taziyeler devam ediyor ve acılar çok taze. Ama hala sorunu güvenlik gözlüğü ile görüyor. Davutoğlu’na çağrımız o güvenlik gözlüğünü çıkarsın. İşe hak adalet ve hukuk ve gerçek anlamda tarihsel arka planla bakmayı öğrensin” dedi.

 

Kürt sorunun çözüm muhatabının İmralı olduğuna dikkati çeken Beştaş, şunları kaydetti:

“İmralı'yı muhatap alın diyoruz. İşlerine gelindiğinde muhatap almayı, işlerine geldiğinde ismini yasaklamayı bu toplum iyi düşünsün. HDP olarak gerçekleri söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Parlamento Kürt sorununun çözümü kadar diğer meselelerin de yeri olduğunu söylemekten vazgeçmeyeceğiz.”

 

AHMET DAVUTOĞLU'NDAN "KÜRT MESELESİ" AÇIKLAMASI

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Kürt meselesi esas olarak ülkemizdeki demokratik hakların eksikliğinden ve bu eksikliğin istismar edilmesinden kaynaklanmıştır. Biz Gelecek Partisi olarak bu kıskacı kırmaya geliyoruz" demişti. Davutoğlu, tarih boyunca Diyarbakır ve bulunduğu coğrafyanın büyük acılar yaşadığını belirterek, "Uzunca bir süre karanlık olaylar yaşandı. Faili meçhuller, hukuksuzluklar, haksızlıklar. Bölgemiz bu acıları tecrübe ederek yaşadı. On yıllar boyunca insan onuru ve hakları ayaklar altına alındı. Çok acılar, sıkıntılar çektiniz ama umudunuzu da tebessümünüzü de hiç kaybetmediniz. Bizler de bu acıları unutmuş değiliz. Ülkemizin ve Diyarbakır'ımızın acılarını en yakından htik. Bir akademisyen, bir ilim adamı, bir vatandaş, devlet adamı olarak hmiş ve ülke yönetiminde bulunduğu süre boyunca bu acıların bir daha yaşanmaması için çaba sarf etmiş bir kardeşinizim. Bütün unvanlar, makamlar geride kaldı. Ama biz ezeli ve ebedi kardeşler olarak Diyarbakır'dayız” demişti.  (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim