Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınında vaka artışında artış yaşanan ve aşılanmanın düşük olduğu Diyarbakır’da okulların Eylül ayında açılması eğitim camiasını kaygılandırıyor. Okulların pandemi sürecine hazır olması için Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim seferberliği başlatıp ek bütçe ayırması gerektiğini savunan Diyarbakır Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin, “Eğitim seferberliği için ek bütçe açılmalı ve bunlar şeffaf şekilde yansıtılmalıdır. Eğitim camiası geçen seneye baktıkları için kaygılılar. Bir program yok. Etkin bir aşılanma kampanyası olmadığı için kaygılılar.” Dedi.

 

Resmi verilere göre 85 bin öğretmen açığının olduğu söyleyen Akşahin, bunun ücretli öğretmen ile giderildiğini savundu. Yüz yüze eğitimin veli tercihine bırakılmasını da eleştiren Akşahin, “Okulları açıyoruz ama nasıl açıyoruz? Biz yüz yüze eğitimden yanayız. Biz şu anda 3. Eğitim öğretim dönemini de kapalı olarak, veli tercihine bırakırsak gerçekten çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalırız. Zaten eğer uzaktan eğitime devam edersek kayıp nesillerin çoğalmasını sağlayacağız, eğer tercihe bırakırsak ekonomik sorunlar dolayısıyla okullara gönderilmeyecek, çocuk kadınlar kırsal kesimlerde evlendirilecek. Biz bu durumu kişisel tercihlere bırakmamalıyız. Yüz yüze eğitime başlamalıyız. Biz sağlık açısından çocuklarımızın güvenliğini temin etmek zorundayız. Yoksa aksi takdirde biz sorumlu oluruz.” Diye konuştu.

 

“EĞİTİMİN YÜZ YÜZE OLMASI KONUSUNDA TARAFIZ”

Diyarbakır Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin’in açıklamaları şöyle, “Milli Eğitim Bakanlığı okulların Eylül ayında yüz yüze açılması konusunda açıklama yapmıştı. Zaten biz eğitimin yüz yüze olması konusunda tarafız. Pandemi sürecinde dahi çocukların okula gönderilmesi, yüz yüze eğitimin devam etmesi konusunda önerilerde bulunduk. Tabii ki de tedbirler alınarak yapılmalıdır. Şu durumda herkesi tedirgin eden, bütün öğrencileri tedirgin eden, öğretmen ve okul çalışanlarını tedirgin eden bir durum söz konusudur. Keza okul demek, hafta içi yoğunluğun yaşanması demektir. Eğitim birçok kişiyi ilgilendiriyor. Bu süreçte toplumsal sağlık çok önemlidir. Bu sağlık hem eğitimle ilgili, hem de eğitimin dışında önemlidir. Bizim bölgemizde aşılanma oranı düşük ve 10 günlük süreçte bütün sivil toplum kuruluşları, demokratik kuruluş ve kitle örgütleri bütün toplumun aşılanması konusunda kampanya başlattılar. Biz zaten Eğitim-Sen olarak tüm öğretmenlerin aşılanması için kampanya başlatmıştık.

 

“ATILAN ADIMLARIN PAYLAŞILMASINI İSTİYORUZ”

Biz geçen yıldan bu yana bize ve kamuoyuna şeffaf bilgilerin aktarılması gerektiğini savunduk. Bunu istiyoruz. Bizim, kamuoyu ve toplum için atılan adımların paylaşılmasını istiyoruz. Şu anda hem bölgede, hem ülke genelinde sınıflar çok kalabalık durumdadır. Bununla alakalı neler yapılmış, yeni ek derslikler yapılmış mı, yeni okullar yapılmış mı? Biz eğitim için ek bütçe istedik. Şu anda pandemi dolayısıyla, ‘Eğitim Seferberliği’ adı altında eğitime ek ödeme kampanyasını sürdürüyoruz. Çocuklarımız geleceğimizdir, teminatımızdır ve bunun ilk adımı eğitime ek bütçe harcanarak kamuoyuna sunulmasıdır.

 

“85 BİN ÖĞRETMEN AÇIĞI, ÜCRETLİ ÖĞRETMENLERLE GİDERİLİYOR”

Okulların yapılması, yeni ek dersliklerin yapılması ve yeni öğretmenlerin atanması gerekiyor. Biliyorsunuz ki her geçen gün resmi verilere göre 85 bin öğretmen açığının ihtiyacının olduğu belirtildi. Ancak bu sistem doğrultusunda ücretli öğretmenlerle gideriliyor. Biz ise kadrolu öğretmen ihtiyacının olduğunu söylüyoruz. Bütün köy okulunun eğitime açılmasını savunuyoruz. Taşımalı köy okullarında pandemide birçok sorun yaşandı. Şoför koronavirüs olmuş ve bütün öğrencilere yaymış. Bütün bu olumsuzlukları yaşadık.

 

“UZAKTAN EĞİTİM DEVAM EDERSE KAYIP NESİLLER ÇOĞALIR”

Okulları açıyoruz ama nasıl açıyoruz? Biz yüz yüze eğitimden yanayız. Biz şu anda 3. Eğitim öğretim dönemini de kapalı olarak, veli tercihine bırakırsak gerçekten çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalırız. Zaten eğer uzaktan eğitime devam edersek kayıp nesillerin çoğalmasını sağlayacağız, eğer tercihe bırakırsak ekonomik sorunlar dolayısıyla okullara gönderilmeyecek, çocuk kadınlar kırsal kesimlerde evlendirilecek. Biz bu durumu kişisel tercihlere bırakmamalıyız. Yüz yüze eğitime başlamalıyız. Biz sağlık açısından çocuklarımızın güvenliğini temin etmek zorundayız. Yoksa aksi takdirde biz sorumlu oluruz.

 

“HİJYEN MALZEMELERİYLE OKULLAR EĞİTİME HAZIR OLMAZ”

Diyarbakır’da yeni yapılan okullar var ama Eylül ayına yetişemeyeceği ama sonraki yıla yetişebileceğini görüyoruz. Halihazırda ne yeni ek dersliklerin yapıldığı okul sayısı var, ne atamaların yapıldığı var. Okullara gönderilen hijyen malzemeleri pandemiyi önleyemedi, geçen sene bu tedbirlerle açılmıştı. Bize söylenen kamuoyuna yansıyan bir ateş ölçerin, bir dezenfektanın, maskenin olduğuydu ama öğrencinin sağlık ortamını, bulaş riskinin olmayacağı ortamı sağlamak farklı tedbirler gerektiriyor. Bu şekilde hijyen malzemeleriyle okullar eğitime hazır olmaz.

 

“AŞI YAŞI NE KADAR DÜŞERSE O KADAR İYİDİR”

Eğitim seferberliği için ek bütçe açılmalı ve bunlar şeffaf şekilde yansıtılmalıdır. Okulların nasıl açılacağıyla alakalı bilgi verilmelidir. Bize göre ne kadar aşı yaşı düşerse o kadar iyidir. Yaş grubu ne kadar düşerse risk o kadar düşer. Biz Tabipler Birliği’nin her çağrısını savunuyoruz. Eğitim camiası geçen seneye baktıkları için kaygılılar. Bir program yok. Etkin bir aşılanma kampanyası olmadığı için kaygılılar."

 

BAKAN SELÇUK’TAN YÜZ YÜZE EĞİTİM AÇIKLAMASI

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Tedbirlerimiz ve yüksek dikkatimizle yeni döneme Eylül ayında başlayacağız inşallah. Aşı olan herkes, kendi sağlığının takipçisi ve yüz yüze eğitime başlama sürecinin destekçisidir. Etkinliklerimiz yaz boyu telafi kapsamında devam ediyor." ifadelerini kullanmıştı. 

Editör: TE Bilisim