Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle gazetemize açıklamada bulunan Dicle Amed Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Nihal Yanık, “Kadına yönelik her türlü şiddetin son bulması için devlet, erkeği değil kadını koruyan yasaları hayata geçirmeli. İstanbul sözleşmesini tehlike olarak görmekten vazgeçmeli ve derhal hayata geçirmelidir” dedi.  

 

“ŞİDDETİN DİLİ VE RENGİ DÜNYANIN HER YERİNDE AYNIDIR”

Yanık konuşmasına şöyle devam etti: “Şiddetin dili ve rengi dünyanın her yerinde aynıdır. Devletin kadına yönelik taciz, tecavüz ve şiddetle ilgili caydırıcı cezaları uygulamaması her yerde olduğu gibi Diyarbakır’da da artış göstermektedir. Geçtiğimiz günlerde ofis sanat sokağında katledilen Melek Aslan için yaptığımız basın açıklamasında ‘İstanbul Sözleşmesini Uygula’ içerikli dövizimiz kolluk kuvvetleri tarafından engellenerek kullanılmasına izin verilmedi. Koruyucu önlemler barındıran ve devlet tarafından hayata geçirilemeyen İstanbul sözleşmesini talep etmek bile artık suç unsurları arasında yer almaktadır. Kadına yönelik her türlü şiddetin son bulması için devlet, erkeği değil kadını koruyan yasaları hayata geçirmeli. İstanbul sözleşmesini tehlike olarak görmekten vazgeçmeli ve derhal hayata geçirmelidir.” dedi. 

 

Patria, Minerva, Maria Mirabel kardeşler.

 

“25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE GÜNÜ HİKÂYESİ”

25 Kasım 1960'ta Dominik Cumhuriyeti'nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel'in cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Mirabel kardeşlerin, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı ve onlar diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü oldu. Bütün dünyada yankı bulan bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler 17 Aralık 1999'da, 25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenmesine karar verildi.

Editör: TE Bilisim