MÜCADELE HABER- Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Kadın Meclisi, ülkede kadına yönelik artan şiddet olaylarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde artış yaşandığı öne sürülen yazılı açıklamada, kadına yönelik her türlü şiddetin önüne geçen, suça teşebbüsün azalması ve suçluların ceza alması için hayati önem taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi veya herhangi bir maddesine şerh konulmasının kadın cinayetlerini ve “cezasızlık” kültürünü tetikleyeceğine dikkat çekildi.

 

DTSO Kadın Meclisi tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

 

“Ülkemizde, kadına yönelik şiddet ve cinayetlere giderek daha fazla tanık olmamız son derece kaygı vericidir. Sürekliliğini koruyan kadın cinayetleri ülke gündemini karartmakta, içinde hareket ettiğimiz kamusal alanın, en ciddi sorunlarının başında yer almaktadır.

 

Türkiye’de her ay ortalama 25 ila 30 kadın öldürülmektedir. Erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiren kadınlar birer istatistik veri olarak kalmaktadır. Bir bütün olarak baktığımızda, cinayetlerin belirleyici sebepleri, ortak dünyaya dair sorumluluk duymayan, her şeyi mübah sayan, dünyayı erk şablonuna göre şekillendiren ‘dar benlik çıkarlarının’ ötesine geçemiyor olmaktan kaynaklıdır.

Sanayi Devrimi ile başladığı kabul gören Yakın Yüzyılda, bir diğer ifadeyle Bilgi Çağında, coğrafyamızın sistemli olarak yozlaşması, mutlak ve evrensel olan İnsan Haklarına dair yozlaşmayı da beraberinde getirmektedir. Kadını, salt anne ,eş, sevgili, vesaire tarzında istisnai kavramlarla tanımlayarak marjinalleştirmek, kadına yönelik şiddeti daha da arttırmaktadır. Kadınlar, “ne” olduklarını değil, “kim” olduklarını bilerek, toplumdaki sosyo psikolojik baskılara karşı ortak mücadele etmektedirler.

 

Şiddete maruz kalmamak, ölümle yüzleşmemek ve hayatını güvende tutmak için toplumdan izole olan kadınlar yaşam içerisinde kendilerini kısıtlamakta ve hayata korkarak yaklaşmaktalar. Yine aynı nedenle, özellikle ekonomik alanda kendine yer edinememekte ,tedirgin yaklaşmakta , geri planda kalmaktadırlar.

 

Bu minvalde, DTSO Kadın Meclisi, kadınların ekonomik alana katılımının önündeki engellere, bu alana katılım gösterdikten sonra yaşadıkları problemlere, kadının ekonomik alana katılımında ve sürecin devam ettirilmesinde karşısına çıkan eşitlik ilkesini yok sayan uygulamalara karşı, ekonomik alanda da, destek ve etkinliklerini sürdürmektedir.

 

İnsani bir düzen, güvenlik ve istikrar için toplumsal işbirliği yaparak, şiddetle mücadele etmenin elzem olduğunu savunuyoruz.

DTSO Kadın Meclisi olarak bizi düşünmeye ve sorumluluğa davet eden olgu tam da burada başlıyor; kadınların şiddet ile mücadelesi lafzen değil bilinçle, evrensel ve kesin bir tutumla desteklenmesi gereken insan yükümlülüğüdür.

 

Türkiye, 2011 yılında İstanbul’da imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni, diğer adıyla İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olmuştur. İstanbul Sözleşmesi, başta cinsiyet nedeniyle kadınlara uygulanan şiddet olmak üzere şiddete uğrayan her bireyi korumayı ve şiddeti önlemeyi esas alan uluslararası bir sözleşmedir. Kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, bir insanın cinsiyeti nedeniyle zulme maruz bırakılmasının önlenmesi, zulme maruz bırakılanların korunması ve bunu uygulayanların gerektiği şekilde cezalandırılması için devletlere yol gösteren uluslararası bir metindir. İstanbul Sözleşmesi, Temel İnsan Haklarına dayanır ve İnsan Hakları tartışmaya açık bir hak değildir. Bu anlamda suça teşebbüsün azalması ve suçluların ceza alması için hayati önem taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi veya herhangi bir maddesine şerh konulması kadın cinayetlerini ve ‘’cezasızlık’’ kültürünü tetikleyecektir.

 

Bu amaçla kadın başta olmak üzere sözleşmede tanımlandığı gibi her alanda şiddetin artık son bulması amacıyla sözleşmenin uygulanmasını ve İstanbul Sözleşmesinin iptal tartışmalarının son bulmasını talep etmekteyiz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim