Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- DİSİAD Başkanı Burç Baysal, 2015 yılındaki olaylardan bu yana kentteki ekonomik gidişatın iyiye gitmediğini savunarak, ekonominin doğru tesis edilmesi için politikalar geliştirilmesi gerektiğini söyledi.  Diyarbakır’a son dönemde atananların kenti geriye götürdüğünü iddia eden Baysal, “Diyarbakır, hep atanmışlar tarafından yönetilmeye başlandı. Bir kayyum uygulaması bir partiyi cezalandırmak değil, o partinin muhatap olduğu şehri cezalandırmaktır. Yeni Vali Münir Karaloğlu ile beraber umarım süre kısalır. Gerek sanayi anlamında gerekse kentin tanıtımı anlamında doğru projeleri var” dedi. 

 

“Diyarbakır ve Türkiye’nin  ana temel sorunlarından bir tanesi Kürt meselesidir” diyen Baysal, “ Kürt meselesi konusunda büyük bir ivme alamamış Diyarbakır, ekonomide de maalesef ki hak ettiği yere doğru gidemiyor. Özellikle özgürlükler, hak hukuk temelli konularında Türkiye demokrasisi anlamındaki diğer faktörleri tamamlayamadığı için ülke içerisindeki farklılıkların, farklı düşünenlerin, farklı konuşanların maalesef ki ayrıştığı dönemleri halen yaşıyoruz. Bu yüzden kentinde ülkenin de en büyük sorunlarında bir tanesi budur. Huzur ve barış ortamının tesis edilebilmesi için Kürtlerin temel hak ve bu konudaki taleplerinin karşılığının olması başka Diyarbakır olmak üzere tüm bölge kentlerinin daha doğru yaşanılabilir şehirler haline getireceğini düşünüyorum” dedi. 

 

Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Burç Baysal, gazetemizin sorularını şöyle yanıtladı:

 

Mücadele Haber: Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği’ni tanıyabilir miyiz?

Burç Baysal: DİSİAD 1996 yılında kuruldu ve kentin en eski işveren örgütlemelerinden biridir. Uzun yıllardır Diyarbakır’ın kalkınması ve kültürel altyapısının ortaya çıkmasına önem veren bir kuruluştur. Kentte işverenlerinin yüksek çoğunlukta üye olduğu, faklı düşünce yapılarını bir araya getirmiş olan bir kuruluştur. Demokrasiyi içselleştirmiş, kenti odağına koymuş ve düşünce ortamına saygı gösteren bir kuruluştur.

 

“SON DÖNEMDE SİVİL TOPLUM ANLAYIŞI YARA GÖRDÜ”

Mücadele Haber: DİSİAD’ın çalışmaları nelerdir?

Burç Baysal: Genel anlamda işverenlerle kalkınma anlamında kentin önemli sektörlerini ortaya koyma açısından paneller, konferanslar ve tanıtımla ilgili ülkede bu işin muhataplarıyla toplantılar yapan bir kurumdur. DİSİAD’ın yaklaşık 10 küsur yıldır kentin içerisindeki kendi markalarını vatandaşla buluşturma açısından tanıtım toplantıları yapıyor. Son dönemde sivil toplum anlayışı yara gördüğü bir zaman dilimi içerisindeyiz. Gerek pandemi koşulları gerekse ülke içerisinde çokta farklı seslere tahammülün olmadığı bir ortamda olduğumuz için sivil toplum bu anamda biraz geride kaldı. Geçmişte baktığımız o hareketli günlerimiz şu aşamada maalesef yok.

 

“DİYARBAKIR, TİCARET VE TARIM ŞEHRİDİR”

Mücadele Haber: Diyarbakır’ı ekonomik olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Burç Baysal: Biz sanayici ve işverenler topluluğu olmamız münasebetiyle sanayinin gelişimi açısından mesai veren bir kuruluşuz. Diyarbakır’a baktığımızda bir ticaret ve tarım şehridir. Diyarbakır’ın genel anlamıyla ekonomisinin içerisindeki sanayinin yarattığı katma değer payı yüzde 4-5’leri geçmiyor.  Hal böyle olunca da tarıma yönelme oluyor ve ekonomisi böylesi pozisyonlarda hep dış faktörlere bağlı yaşamak zorunda kalıyor. Kuraklığın olduğu bu süreçte yağışlarda olmaz ise ekonomiyi çok kötü etkileyecektir. Tarım, şehrin bacasız sanayisidir.

 

“BİZ SANAYİYLE GEÇ BULUŞAN BİR KENTİZ”

Diyarbakır sanayisi, Türkiye’nin 50-60 ilin gerisinde diyebilirim. Toplam kentin gayri milli hasılatı içerisindeki sanayi üretim payı tek haneli rakamları geçmiyor. Biz sanayiyle geç buluşan bir kentiz. Gerek altyapı sorunları, gerekse bölgede üretim konusunda diğer kentler gibi destek alamamamız bugün bu şartları yerine getirmiştir. Birçok limana uzak olmamamız, üretimi cazip hale getirecek koşulları maalesef ki kamu düzeneği sağlamamış ya da sağlamak istememiştir. 100 yıl öncesine gittiğimizde eşdeğer kentlere göre üretimde alanındaki kentimiz bugün maalesef ki çok daha gerilerde giriyor. Bunu herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi lazım.

 

“İNSANLIK TARİHİNİN BAŞLANGICI OLAN BİR YERDEYİZ”

Turizm sektörü ise yeni yeşeren bir sektör diyebiliriz. Kentin kültürel mirası ve doğasını ortaya koyacak bir sürü aktiviteler yapılıyor. Pandemi koşullarını çıkartırsak turizm de kent açısından gerçekten önemli bir sektör haline geleceğini düşünüyorum. Çünkü insanlık tarihinin başlangıcı olan bir yerdeyiz. Bunu dünyadaki bütün yurttaşlarla paylaşmak zorundayız.

 

“TÜRKİYE’NİN ANA TEMEL SORUNLARINDAN BİR TANESİ KÜRT MESELESİDİR”

Mücadele Haber: Diyarbakır’ın önemli sorunları olarak neleri görüyorsunuz ve sorunlara ilişkin çözüm önerileriniz nelerdir?

Burç Baysal: Diyarbakır’ın en önemli sorunu gerek ekonominin, gerek sosyal yaşamın daha doğru bir zemine ulaşması için bölgenin de Türkiye’nin de ana temel sorunlarından bir tanesi Kürt meselesidir. Kürt meselesi konusunda büyük bir ivme alamamış Diyarbakır, ekonomide de maalesef ki hak ettiği yere doğru gidemiyor. Özellikle özgürlükler, hak hukuk temelli konularında Türkiye demokrasisi anlamındaki diğer faktörleri tamamlayamadığı için ülke içerisindeki farklılıkların, farklı düşünenlerin, farklı konuşanların maalesef ki ayrıştığı dönemleri halen yaşıyoruz. Bu yüzde kentinde ülkenin de en büyük sorunlarında bir tanesi budur. Huzur ve barış ortamının tesis edilebilmesi için Kürtlerin temel hak ve bu konudaki taleplerinin karşılığının olması başka Diyarbakır olmak üzere tüm bölge kentlerinin daha doğru yaşanılabilir şehirler haline getireceğini düşünüyorum.

 

“EKONOMİNİN DOĞRU TESİSİ EDİLEBİLMESİ AÇISINDAN BAZI POLİTİKALAR GELİŞTİRMESİ GEREKİYOR”

Bizler ekonomi muhatapları olarak masanın 4 bir ayrı bacağının da doğru konumlanması lazım dedik. Kürt meselesi tek başına ekonomik, geri kalmışlık meselesi değildir. Yaklaşık 100 yıllık dönem içerisinde Türkiye kendi Kürtlerinin olduğu bölgede maalesef ki geri kalmışlık konusunda bilinçli veya bilinçsiz bir politika üretmiştir. Bu da gelişen dönemde yoksulluğun artıyor olması Kürtlerin kaderi olmaması gerekiyor. Bir çözüm üretileceği zaman bu anlamdaki diğer denge unsurları olan ekonominin de doğru tesisi edilebilmesi açısından bazı politikalar geliştirmesi gerekiyor.

 

“40 YILI AŞKIN SÜREDİR YÜRÜTÜLEN GAP PROJESİ”

Bu politikalara baktığımız zaman 40 yılı aşkın süredir yürütülen GAP Projesi adı altında yürütülen bir kalkınma projesi ve bunun en önemli bacağı bölgenin kalkınması için olması gerekirken salt tek başına enerji odaklı bir proje haline dönüşmesi bugün şartlarında bile sula kanallarının daha bitmediği bir ortamdayız. Bu ve bunun üzerindeki konuların ivedilikle hallediliyor olması lazım ki bir şeklide bu bakir topraklar gerek Türkiye’ye gerekse Diyarbakır’a kendi ekonomisine desteklerde bulunsun.

 

“ANKARA’DAKİ DOSYALARIN ACİLEN ORTAYA KONMASI LAZIM”

Sanayinin alt yapısını geliştirmeyle ilgili Türkiye’deki bürokrasiye aşmak gerçekten çok güç. Hele ismi Diyarbakır şehri olduğu bir ortamda. Sanayi altyapımızın bir an önce hızlı bir şekilde yerine gelmesi için bekleyen Ankara’daki dosyaların acilen ortaya konması lazım. 7-8 yıldır Organize Sanayi Bölgesi içersin de biyolojik arıtma tesisi ile ilgili bir çalışma var. Maalesef ki hala faaliyete girmemiş durumdadır. Bunların gecikiyor olması zaten buraya yatırım için gelenleri soğutuyor. Altyapıyı hazır hale getirmek önemli bir sorunu ortadan kaldırır diye düşünüyorum.

 

“DİYARBAKIR’IN 2015’DEN SONRAKİ GİDİŞATI”

Diyarbakır’ın 2015’den sonraki gidişatı gerçekten de doğru yöne gitmediği bir yöndeyiz. 2015’deki yoğun çatışma sürecin arkasında bıraktığı travma bir şeklide işsizliği yoğun olarak artırmış durumda. Genç nüfusun işler aşla buluşamaması sonucun da madde bağımlılığın yükselmesi, basında duyduğum kadarıyla fuhuşun artıyor olması kent açısından son derece üzüntü verici olaylardır.

 

“KAYYUM UYGULAMASI BİR PARTİYİ CEZALANDIRMAK DEĞİL, O PARTİNİN MUHATAP OLDUĞU ŞEHRİ CEZALANDIRMAKTIR”

Bu konunun temeline indiğimizde uzunca bir dönemdir Diyarbakır, seçilmişlerin tarafında organize edilmiş bir topluluk halinden çıktı. Hep atanmışlar tarafından yönetilmeye başlandı. Buda bir sahipsizlik, aidiyetten yoksun insanların kentin doğasına ve dokusuna dokunamamasının bazı şeyleri kaybettiğimizi söylemekte fayda var. Son dönemde yetişmiş kendini ortaya koyan maalesef lideri olmadı Diyarbakır şehrinin. Bir kayyum uygulaması bir partiyi cezalandırmak değil, o partinin muhatap olduğu şehri cezalandırmaktır. Eğer seçilmişin bu anlamda yasalara aykırı davranışı varsa zaten bu konuyla alakalı hukuki anlamda cezalandırılır. Ama diğer başka bir seçilmişle bu iş devam ettirilir. Diyarbakır’a son dönemde atanan şahıslar Diyarbakır’ı geriye götürdü. Yeni Vali Münir Karaloğlu ile beraber umarım süre kısalır. Gerek sanayi anlamında gerekse kentin tanıtımı anlamında doğru projeleri var.

 

“DİYARBAKIR İÇERİSİNDE ÜRETİMDE HALA ÇOK EKSİDEYİZ”

Mücadele Haber: İş insanlarının kentte yatırım yapması anlamada neler söylemek istersiniz?

Burç Baysal: Bu anlamda DİSİAD olarak çalışmalarımız ve duyurularımız var. Yatırımın gelişmesi adına iyi bir ortam içerisinde olmadığımızı da söylemek isterim. Ama bazen de baktığımızda en zor zamanlarda yapılan yatırımlar aslında en hızlı dönüşümü olan yatırımlar da olabiliyor. Diyarbakır içerisinde üretimde hala çok eksideyiz. En azından 2 milyonluk bir şehrin dışardan gelen ürün sayısını asgariye düşürmek gibi bir hedef alınırsa daha çok çeşitli ürünler üretile bilinir. O anlamda duygusunu Diyarbakır’a taşımız olan ve imkanı olan her iş verenin Diyarbakır dışında bir yere yatırım yapmaması gerektiğini düşünenlerdenim.  

Editör: TE Bilisim