Mil Sağlık-Sen Genel Başkan Yardımcısı Gökalp, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin, bulaşıcı pandemi ile mücadele döneminde bile devam ettiğine dikkat çekti. Dünyayı etkisi altına alan yüz binlerce insanın hayatını kaybettiği, milyonlarca insanın yoğun bakım ünitelerinde tedavi gördüğü son derece zor ve riskli bir süreci hep beraber yaşadıklarını kaydeden Gökalp, “Bu zorlu süreçte, fedakar bir şekilde vazifelerini icra eden ve bunu yaparken, kendi sağlıklarını riske atan sağlık çalışanlarımıza, böylesi bir dönemde bile reva görülen şiddeti kınıyor ve bir kez daha hep beraber sağlıkta şiddete hayır diyoruz. Tüm birimlerde cansiperane bir şekilde görevlerini yapan, üstelik de mesai kavramı gözetmeksizin, gece gündüz demeden insanlara şifa dağıtan sağlık çalışanlarımız, kutsal vazifemizi son derece zor şartlar altında icra etmeye devam etmekteler. Günlerce evlerine gidemeyen, aileleri ve çocuklarıyla görüşemeyen, çoğu zaman birkaç saatlik uyku ile yeniden görevlerinin başına dönüp, olağan üstü şartlarda çalışan, koşuşturan, nöbet tutan sağlık çalışanlarımız, ne acıdır ki, böylesine bir süreçte bile şiddete maruz kalmaktalar. Kaldı ki, pandemi ile mücadele sürecinde, birçok sağlık çalışanımızın da hayatını kaybettiğini, buna rağmen sağlık ordumuzun görevini fedakarlıkla yapmaya çalıştıkları, zaten hepimizin malumudur” dedi.

“Yasalar, daha da caydırıcı bir hale getirilmeli”
Vefat eden hastaların yakınlarının doktorlara, hemşirelere saldırmaları, kötü sözler söyleyip, şiddeti reva görmelerini kınadıklarını kaydeden Gökalp, konuşmasına şöyle devam etti:


“Bu günkü zor şartlarda bile, sağlıkta şiddetin önüne geçilememesi, akıl ve izan ile bağdaşmamaktadır. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi, korona virüs alanında acil tıp teknisyeni olarak görev yapan Eyyüb Toprak, tedavi olmayı bekleyen bir hastanın iki yakını tarafından feci şekilde dövülmüş ve burnu üç yerinden kırılmıştır. Canı gönülden hizmet veren, öz veriyle hastalara şifa dağıtmaya çalışan ve üstelik de her an bulaş riskiyle karşı karşıya hayatlarını ortaya koyan sağlık çalışanlarımız, kesinlikle bunu hak etmemektedir. Maalesef bu konu, senelerdir tüm sağlık çalışanlarımızın her an karşılaşabilecekleri bur durum olmasına rağmen, ilgili kanunların yetersiz kaldığı, gerekli cezai yaptırımların uygulanmadığı da bir kez görülmektedir. Sağlık çalışanlarımız, doktoruyla, hemşiresiyle, sağlık memurlarıyla, hizmetlisiyle, şoförüyle, hasta bakıcısıyla, yani komplike olarak virüsle mücadele kapsamında risk altındadır. Çünkü salgından dolayı, sağlık çalışanlarımızın kendilerini izole ederek karantinaya almaları söz konusu değildir. Bizzat mücadele kapsamında yüksek risk alarak, vakalara müdahale etmekte ve tedavi süreçlerinin sonuna kadar içinde bulunmaktalar. Dolayısıyla, pandemi ile mücadele kapsamında en fazla riske maruz kalanlar, sağlık çalışanlarımızdır. Ancak ne acıdır ki, hayatlarını ortaya koymuş sağlık çalışanlarımız, yine saldırılara maruz kalmaktalar. Bizler, Mil Sağlık-Sen olarak, bu saldırıları şiddetle kınıyor, saldırganların hak ettikleri cezaları almalarını talep ediyoruz. Sendika olarak, hukuki süreci takip edeceğimizi de özellikle belirtmek isterim. Anne ve babalarından ayrı kalan, çocuklarına sarılmaya hasret kalan sağlık çalışanlarımızla gurur duyduğumuzu bir kez daha belirtir, vazifelerinde başarılar dileriz.”

Editör: TE Bilisim