Fatih SURUÇ- ÖZEL HABER

MÜCADELE HABER- 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ve yaklaşan hasat zamanı nedeniyle Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu ile bir röportaj gerçekleştirdik.  Ekinlerin bu yıl çok iyi olduğuna dikkat çeken İskenderoğlu, “İstisna bazı bölgelerde dolu yağdı ama genelleme yaparsak iyi durumdayız. Buğday üreticisinin inşallah yüzü gülecektir” dedi. Başkan İskenderoğlu kendisine yönelttiğimiz soruları şöyle yanıtlıyor:

 

Mücadele Haber: Kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Süleyman İskenderoğlu:  Diyarbakır Yenişehir Ziraat odası Yönetim Kurulu Başkanı ve Fenerbahçe Kongre Üyesim. Diyarbakır Dokuzçeltik şexken mahallesinde doğdum. 1998 yılından beri Çukobirlik Tarım Satış Koperatifler Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Birlik Temsilcisiyim. 20 yıldan beri hizmet ediyorum. 2016 yılından itibaren de Diyarbakır Yenişehir Zirrat Odası Başkanlığının Kurucu Başkanlığını olarak çiftçi ve üreticilerimize hizmet sunuyorum.

 

“ÇİFTÇİ OLARAK DEĞERİMİZ BİLİNSİN”

Mücadele Haber: 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü hakkında düşünceleriniz?

Süleyman İskenderoğlu: Tüm çiftçi ve üreticilerimizin bayramı olan 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününü kutluyorum. Çiftçi olmazsa ülke aç kalır. Çiftçi ve üreticilerimizin bu pandemi den sonra kıymeti bir kez daha anlaşıldı. Çiftçinin değerinin bilinmesi lazım. Çiftçiler olmazsa üretim olmaz. Bizler tarlada, bağda bahçede ve bostanda ülke için üretiyoruz. Ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarmak istiyoruz. Gerek pamuk olsun gerek mısır olsun gerekse arpa olun, stratejik ürün buğday olsun ülkemizi dışarıdan kurtarmak için var gücümüzle üretmeye devam ediyoruz. Bizim devletimizden isteğimiz bize destek versinler ki bizlerde üretip dışa bağımlıktan kurtulalım.

 

 “ŞALVARIMI GİYİP TRAKTÖRE BİNİYORUM”

Mücadele Haber: Çiftçi bir başkan olarak tarlada çalışıyor musunuz?

Süleyman İskenderoğlu: Ben kendimde bir çiftçiyim. Benim adıma Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)’de Arpa, buğday, pamuk, mısır ve mercimek olarak 5 adet ürün var. Bunları da kendim ekip biçiyorum. Benim evim Diyarbakır’ın şehir merkezidedir. Sabah katlığımda kravat takıp Zirrat odasına gidiyorum. Varsa işlemlerimi görüyorum sonrada köye gelip şalvarımı giyip traktöre biniyorum. Kürek alıyorum elime, sulama yapıyorum. İlaçlama yapıyorum. Bu işleri tamamını kendim yapıyorum. Çiftçilik çok kutsal bir meslektir. Sizin ürettiğiniz bir şeyi binlerce yüz binlerce insan yiyip, içip doyuyor. Mesela bin dönüme yakın ben ve kardeşlerim buğday ektik. 150-200 dönüm arpa, 100 dönüm mısırı kendi elimizle yapıyoruz. Bunun geri dönüşümü olarak ülkenin farklı illerinden insanlar yetiştirdiğiniz ürünleri onlara ulaşmaları çok hoşuma gidiyor. Bu yüzden bu mesleği severek yapıyorum.

 

“DÜNYANIN EN KALİTELİ MERCİMEĞİ DİYARBAKIR’DA YETİŞİYOR”

Mücadele Haber: Diyarbakır stratejik ürünler var mı, en çok hangi ürünler yetişiyor?

Süleyman İskenderoğlu: Diyarbakır zengin bir tarım şehrimizdir. Mesela Çınar’da çok güzel soğan çıkar. Bismil’in pamuğu zaten dünyada meşhurdur. Yenişehir ilçemizde de pamuk iyidir. Patlıcan bizim köyde meşhurudur. Alpu ve Sancar’ın domatesi meşhurudur. Katma değeri yüksek pamuk mesela Yenişehir ilçemizde, İzmir Bergama’da çıkan pamuk kalitesinde pamuk yetişiyor. Pamuk dünyada kendini kabul ettirmiş ve dünya borsasında işlenen bir üründür. Pamukta 4-5 ürün çıkıyor. Tekstilden boyaya kadar iplik ve sentetik barut bile pamuktan yapılıyor. O kadar değerli ve stratejik bir üründür. Diyarbakır’da da ekilip biçiliyor. Yenişehir ilçemizde ise aynı saydıklarımda Pamuk, buğday, arpa, nohut ve mercimek de yetişiyor. Diyarbakır’da ve ilçemizde ağırlık olarak ekmeklik ve sert buğdayla beraber, yanında pamuk, mısır, arpa ve azda olsa nohut, mercimek de bulunuyor. İlimizde stratejik ürünler var. Mesela buğday hem makarnalık hemde ekmeklik var. Pamuk stratejik ürün dünyada kendini kabul ettirmiştir. Mısır var. Dünyanın en kaliteli mercimeği Mezopotamya ve Diyarbakır’da yetişiyor.

 

“GİRDİ MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLSÜN”

Mücadele Haber: Bir çiftçi başkan olarak devletten beklentiniz nelerdir?

Süleyman İskenderoğlu: Dünyayı etkisi altına alan korona virüs (Covıd19) bulaşıcı hastalık çıktıktan sonra ithalat ve ihracat kapıları kapandı ve biz bize kaldık. Çin’den başlayarak dünyaya yayıldı. Dünyadan da Türkiye’ye ve bizim şehrimize ve ilçemize kadar geldi. Gördük ki vatandaşlarımız altın veya mobilya dükkânlarına kimse saldırmadı. Herkes marketlere saldırdı. Yani makarnaya, buğdaya, pirince saldırdı. Çiftçiliğin bir kez daha önemi arttı. Kimsenin gözüne para altın gelmiyor. Tabi halklı olarak çünkü hepimiz bunlarla doyuyorlar. Çiftçi ve üreticilerimizin kıymetini ülke olarak bilmeliyiz. Eğer ülke çiftçisi üretmese ülke aç kalır. Paran olsa da çiftçiliğin yeri apayrıdır. Dünyada ki diğer ülkeler çiftçisine değer verdiği gibi bizde ülkemizde değer görmek istiyoruz. Biz üretmezsek ülke aç kalır şiarıyla her zaman söylüyoruz. Devlet, çiftçi ve üreticilerin girdi maliyetlerini düşürmesi gerekiyor. Bizim dünyada ki çiftçilerle rekabet etmemiz için elektrik, sulama, gübre ve mazota ciddi indirim yapılması gerekiyor. ÖTV ve KDV’lerin sıfırlanması lazım. Çiftçi ayrıca ilaç konusunda sıkıntılar yaşıyor. İlaçta tamamıyla dışa bağımlıyız. İlaç konusunda sübvanse getirilmesi gerekiyor. Eski yıllarda var. Devlet çıkan faturanın yarısını ödüyordu. Çiftçinin bu ilaç sübvansenden yararlanmasını istiyoruz. Çünkü bu ciddi bir maliyet ediyor.

 

“İMARLARIN TARIM ARAZİLERİNE YAPILMASINA KARŞIYIM”

Mücadele Haber: Ülkemizde tarım alanlarının imara açılması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Süleyman İskenderoğlu: Devlet olarak artık topraklarımızın genişlemesi mümkün değil. Tarım alanları gittikçe daralıyor. İmarların tarım arazilerine yapılmasına karşıyım. Çünkü betondan bir şey gelmiyor. Doğanı korunması anızların yakılmaması lazım. Buğdaydan sonra anızın yakılmasıyla ilgili çiftçi üreticilerimize ve muhtarları SMS yoluyla bilgilendirme yapıyoruz. Çünkü ekolojik denge bozuluyor. Sonuçta topakta da can var. Zararlı böcekler olduğu kadar yararlı böceklerde var. Özellikle sulu tarım arazilerimize çok dikkat etmemiz lazım. Baraj ve kanallarımızın kıymetini bilmemiz lazım. Vatandaşların da topraklarımıza değer vermesi gerekiyor. Verimli alanlara farklı şeyle yapmamalılar. Devletin de buna izin vermemesi gerekiyor. Yani çiftçiliğin ne kadar önemli olduğunu bu pandemi de hepimiz gördük.

 

“DİYARBAKIR TARIMI BU YIL GAYET İYİ DURUMDADIR”

Mücadele Haber: Diyarbakır’da bu yıl ki verim çiftçinin yüzünü güldürebilecek mi?

Süleyman İskenderoğlu: Yağışların zamanında yağmasıyla bu yıl ve havanın da çiftçi lehine olmasıyla Diyarbakır tarımı bu yıl gayet iyi durumdadır. İstisna bazı bölgelerde dolu yağdı ama genelleme yaparsak iyi durumdayız. Buğday üreticisinin inşallah yüzü gülecektir.

Vatandaşlarımızın doğayla bütünleşmesi de gerekiyor. Sağlıkları için toprağa enerji verip enerji almaları gerekiyor.  Herkesin bir köyle bağlantısı olmalıdır. Bizler topraklarımıza sahip çıkmazsak başkaları hiç değer bilmez.

 

Mücadele Haber: Koronavirüs tedbirler çiftçileri etkiledi mi?

Süleyman İskenderoğlu: Pandeminin dünyaya yayılmasından sonra ülkemizde sokağa çıkma yasakları başladığı gibi başta Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu ve Yenişehir İlçe Kaymakamımız Murat Beşikçi’ye çok teşekkür ediyorum. Kendilerinin ciddi anlamda katkıları oldu. Pandemi de üretimle ilgili hiçbir kısıtlama olmadı. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Çiftçinin yasaklardan muaf tutulması lazım çünkü tarımda 1 saatin bile önemi çok büyüktür. Bir yasak geldiğinde önceden çiftçinin haberini olması gerekiyor. Ayrıca Türkiye Ziraat Odası Başkanımıza da çok teşekkür ederim.

Editör: TE Bilisim