Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- Ahşap oymacılığı tarihinin çok eskilere dayandığını kaydeden Tüt,  “Ahşap oymacılığı 30-40 yıldır kaybolmuş bir sanattır. Daha çok endüstriyel malzemelerin çıkmasıyla bu tür ürünler yapılmıyor, zaten ustaları da yok oldu. Kentleşmenin verdiği sıkıntıyla insanlar son dönemlerde doğal olana yönelmeye başladı. Bizim yaptığımız ahşap oyma atölyesi yoğun ilgi görmeye başladı. Daha önceleri bu tür atölyeler usta çırak ilişkisi üzerinden gidiyordu. Şuan çok daha farklı eğitim ve kurslar üzerinden gitmeye başlandı” dedi.

 

 

Oymacılık sanatının daha iyi gelişmesi için Diyarbakır’da bir sergi ya da bir pazarın olması gerektiğine vurgu yapan Tüt, “ Sonuçta sanatçı yetiştirilir, bu işi yapanlar da olur; ama pazarı olmayınca çok fazla talepte görmez. Çünkü bunu yapan insanın ekmeğini ondan kazanması da gerekiyor. Diyarbakır’da pazar yok ve bunu oluşturmaya çalışıyoruz.  Ahşap oymacılığı emek isteyen bir şeydir. Çöpte bir ağaç parçası da bulsan, ne ağaç olduğu önemli değil. Önemli olan onu bir şeye dönüştürmek için emek sarf etmektir. Sabır gerekiyor. Ne kadar emek o kadar güzel karşılık alırsınız. Ahşapta böyle bir durum var” dedi.

 

Maden, taş, ağaç vs. gibi maddelerin yüzeylerini özel araç-gereçlerle oyarak veya delerek önceden tasarlanan şekil, motif ve cisimleri işleme sanatı olan Oymacılık, günümüzde unutulmaya yüz tutmuş durumda. 20 yıldır oymacılık sanatıyla uğraşan ve birbirinden güzel eserler ortaya çıkaran, bu sanatı yeniden canlandırmak için açtığı atölyede hem ders verip hem de yapılan eserleri sergilemek için yer bulma arayışında olan Sanatçı Erdal Tüt, kendisine sorduğumuz soruları şöyle yanıtladı:

 

 

“AHŞAP OYMA İŞÇİLİĞİ 30-40 YILDIR KAYBOLMUŞ BİR SANATTIR”

1) Ahşap oymacılığından bahseder misiniz?

Erdal Tüt: “20 yıldır Heykeltraş yapıyorum. 5 yıldır Diyarbakır’ın ofis semtinde atölyem var. Heykel, ahşap ve kil dersleri veriyorum. Ahşap oyma işçiliği 30-40 yıldır kaybolmuş bir sanattır. Daha çok endüstriyel malzemelerin çıkmasıyla bu tür ürünler yapılmıyor, zaten ustaları da yok oldu. Kentleşmenin verdiği sıkıntıyla insanlar son dönemlerde doğal olana yönelmeye başladı. Bizim yaptığımız ahşap oyma atölyesi yoğun ilgi görmeye başladı. Daha önceleri bu tür atölyeler usta çırak ilişkisi üzerinden gidiyordu. Şuan çok daha farklı eğitim ve kurslar üzerinden gitmeye başlandı.”

 

“AHŞAP OYMACILIĞIN VERDİĞİ HAZDAN DEŞARJ OLUYORLAR”

2) Öğrencilerinizden nasıl dönütler alıyorsunuz?

Erdal Tüt: “Ahşap oyma atölyesini yaptıktan sonra şunun farkına vardım. Öğrencilerimde çok iyi dönütler aldım. Bir ahşap parçasını yontup içinde yaşayan bir şeyi formu dışarıya çıkartıyoruz. Bunun karşılığında dünyada hiçbir şey karşılayamaz. Ahşap oymacılığın verdiği hazdan deşarj oluyorlar. Yeni bir şeyi yaratmaya başlıyorlar.”

 

 

“İNSANLAR BİRAZ DAHA ÖZE, GERİYE DÖNMEYE BAŞLADI”

3) Son dönemde ahşaba neden ilgi arttı?

Erdal Tüt: “Son dönemlerde fabrikalaşma ve tüketimin çok olmasından dolayı ve 20-30 yıllık bir kent yaşamı ve o stresten dolayı insanlar biraz daha öze, geriye dönmeye başladı. Çok fazla uzaklaşamadılar beklide. Sadece ahşap değil, kil atölyesi de yapmaya başladık. Ona da ilgi var. İnsanın toprağa dokunması hem deşarj olması neden oluyor. Hem de kendi elleriyle bir şeyler başarmasına neden olabiliyor. Çünkü kentsel hayatta sabah işe gidip akşam gelirsin. Üretim olmaz sadece fabrika üretimi olur. Yediğin tavuk, sebze bile fabrikasyondur. İnsanlar elleriyle bir şeyler yaptığı zaman üretimin hazını aldığı zaman kendini işe yaramış hissediyor. Aslında anti-depresan özelliği gibi bir şeydir.”

 

“COĞRAFYAMIZ DA ORMANLIK AĞAÇLARIMIZ YOK”

4) Diyarbakır’da önceleri daha fazla olan ormanlık alanı hakkında ne söylersiniz?

Erdal Tüt: “Yanlış kullanımdan dolayı coğrafyamız ağaçlarımız yok oldu. Evliya Çelebinin bir seyahatnamesinde bir maymunun Mersin’den Bitllis’e kadar yere basmadan ağaçların üzerinde gidebildiği yazıyor. Şuan da ağaç yok. Ağaçta sanat yapmak için ağaca ihtiyacımız var. Öncelikle doğa dengesini oluşturmamız lazım. Her şeyden önce ağaç ekmekle başlayabiliriz. Bir ağacın oymacılığı yapmadan önceki sürecini gözlemlemek çok önemlidir. 20-50 yıl beklide daha fazla bir zamanda oluşuyor ve biz onu alıp 5 dakikada sobada yakmamız doğanın dengesi için uçuk bir şey olabiliyor. Bir an önce ağaç ekmemiz gerekiyor.”  

 

 

“ÇÖPTE BİR AĞAÇ PARÇASI BİLE SANATA DÖNÜŞEBİLİR”

5) Ahşap oymacılığına nasıl başlayabiliriz?

Erdal Tüt: “Ağaç işçiliği emek isteyen bir şeydir. Çöpte bir ağaç parçası da bulsan, ne ağaç olduğu önemli değil. Önemli olan onu bir şeye dönüştürmek için emek sarf etmektir. Sabır gerekiyor. Ne kadar emek o kadar güzel karşılık alırsınız. Ahşapta böyle bir durum var.”  

 

“DİYARBAKIR’DA AHŞAP PAZARI YOK”

6) Ahşap oymacılığın Diyarbakır’da oluşumu var mı?

Erdal Tüt: “Heykel sanatının, ahşap oymacılığın daha iyi gelişmesi içinde bir pazarın olması gerekiyor. Sonuçta sanatçı yetiştirilir, bu işi yapanlar da olur ama pazarı olmayınca çok fazla talepte görmez. Çünkü bunu yapan insanın ekmeğini ondan kazanması da gerekiyor. Diyarbakır’da Pazar yok ve bunu oluşturmaya çalışıyoruz.”

 

Editör: TE Bilisim