MÜCADELE HABER- DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanlığı Hukuk ve Adalet İşleri Başkanlığı’ndan açıklamayı okuyan DEVA Partisi Diyarbakır İl Hukuk Politikaları Başkanı Berivan Çavdar, “, insan hakları mücadelesi korku iklimi yaratarak, tehdit ve sindirme engellenemeyecek kadar büyük bir insanlık birikimine dayanmaktadır. “Bilindiği üzere Yaşama hakkı, en temel haktır. Bu hak karşısında diğer haklar türev, ikincil haklar konumundadır. Diğer tüm hakların kullanımı ve varlığı bu hakka bağlıdır.dedi. 

 

DEVA Partisi Diyarbakır İl Hukuk Politikaları Başkanı Berivan Çavdar açıklaması şöyle, “Ülkemizde yaşanan ve her geçen gün artarak devam eden insan hakları ihlallerine toplumun alışması istenmekte ve yaşanan bu hak ihlallerine karşı duruş sergileyenler ise korku siyaseti ile sindirilmeye çalışılmaktadır. Ancak buradan tekrar ve yüksek sesle dile getirmek isteriz ki, insan hakları mücadelesi korku iklimi yaratarak, tehdit ve sindirme engellenemeyecek kadar büyük bir insanlık birikimine dayanmaktadır.

 

Bilindiği üzere Yaşama hakkı, en temel haktır. Bu hak karşısında diğer haklar türev, ikincil haklar konumundadır. Diğer tüm hakların kullanımı ve varlığı bu hakka bağlıdır. Yaşam hakkı ihlali sadece devletin güvenlik güçleri tarafında gerçekleştirilen ihlaller ile sınırlı değildir. Üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen fakat devletin, “önleme ve koruma” yükümlülüğünü yerine getirmeyerek neden olduğu ihlalleri de kapsamaktadır.  Ülkemizde son dönem yaşananlar karşısında yaşam hakkının kutsal olduğu  teorik olarak kabul edilmesine rağmen Soma Faciası, Çorlu tren kazası, Kemal KURKUT’un öldürülmesi olayı ve daha sayamadığımız birçok olayda yaşam hakkının ihlal edildiği ve bu ihlallerin etkin ve yeterli bir şekilde soruşturulmadığı açıktır.

 

“SON BEŞ YILDA 12.201 KİŞİ, İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELEYE MARUZ KALMIŞTIR”

Son yıllarda, kişileri cezalandırma ve yıldırma aracı olarak işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının büyük artış gösterdiğine şahitlik ediyoruz. Türkiye genelinde 2015 yılında 2.071, 2016 yılında 1.458, 2017 yılında 2.682, 2018 yılında 4.513, 2019 yılında 1.477 işkence vakası olmak üzere son beş yılda 12.201 kişi, işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır. Bu rakamlar yalnızca hak örgütlerince kayda alınan başvuru sayılarından ibarettir.

 

“TÜRKİYE, 126 ÜLKE ARASINDA 109'UNCU SIRADA YER ALMAKTADIR”

Ancak hepimiz kayıtlara geçemeyen daha nice işkence vakalarının olduğunu biliyoruz. Kaldı ki ülkemizde insan haklarının ihlal edildiği, hukukun üstünlüğünün değil de üstünlerin hukukunun uygulandığı, sadece bizim tarafımızdan dile getirilmemektedir. 2019 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne göre (Rule of Law Index) Türkiye, 126 ülke arasında 109'uncu sırada yer almaktadır.

 

Ülkemizde son dönemlerde “Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının yok sayılması”, “talimatlı yargı”, “ötekileştireme siyaseti”, ''cezasızlık politikası'', “OHAL dönemi uygulamalarının devam etmesi”, “ekonomik krize bağlı olarak temel hakların kısıtlanması”, insan haklarına dayanan hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Gün geçtikçe, Anayasanın 2. maddesinde belirtilen demokratik ve insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olma ekseninden uzaklaşmakta olduğumuzu kaygı ile izlemekteyiz.

 

Düşence ve ifade özgürlüğü ile bağlantılı olarak basın üzerindeki kaygı verici boyutta artan baskı ve kontrol 2020 yılında da sürmüştür. Düşünce ve ifade özgürlüğü alanında çok ciddi ihlaller yaşanmıştır. Bu yıl içinde de gazeteci, yazar, insan hakları savunucusu vb. çok sayıda kişiye davalar açılmış, tutuklamalar olmuş, dergi ve kitaplar toplatılmıştır.

 

2020 yılı çok sayıda insan hakları savunucusunun ulusal ve uluslarası mevzuattan kaynaklı temel ilkeler çiğnenerek gözaltına alındığı, tutuklandığı ve saldırıya uğradığı bir yıl olmuştur. En son Diyarbakır Barosu, Eğitim-Sen ve Türk Tabipler Odası üyeleri hakkındaki soruşturma ve kovuşturmalar örgütlenme özgürlüğü üzerinde yaşanan baskıların açık göstergelerindendir.

 

DEVA Partisi olarak her türlü hak ihlalinin takipçisi olacağımızı ve evrensel insan hakları ilkelerini benimseyerek her türlü hak ihlalleriyle kararlılıkla ve etkin bir şekilde mücadele edeceğimizi kamuoyuna duyurur ve yetkili tüm makamların aynı hassasiyet ile davranmalarını temenni ederiz.”

Editör: TE Bilisim