Fatih SURUÇ- ÖZEL HABER  

 

MÜCADELE HABER-  Diyarbakır’da yaşayan ve KHK ile görevinden ihraç edilen iki çocuk annesi Songül Kartal, çocuklarıyla hem günlük yaşamlarını hem de evde eğitim üzerine yaptıkları çeşitli etkinlikleri bize anlatıyor. Çocuklara okulda olduğu gibi evde de iş yapma konusunda sorumluluk verilmesi gerektiğini belirten öğretmen Kartal, anneliğin çok farklı bir serüven olduğunu söylüyor.  Çocuklarına zaman ayırmanın önemine dikkat çeken Kartal,  “Evde çocuklarımla birlikte hem eğitim üzerine eğlenceli etkinlikler gerçekleştiriyor hem de ev işini yapıyoruz.  Çocuk eğitiminde en doğru yöntem çocukları özgür bırakmaktır. Biz anne babalar çocuğa sürekli bir şeyler öğretmeye çalışırız.  Bunu yaparken de çocuğu sıkarız.  Ben de öyle yaptım.  Ama yaptığımın yanlış olduğunu geç olmadan öğrendim.  Çocuğunuza bir şeyler öğretmeye çalışırken siz de ondan birçok şey öğreniyorsunuz.  Bir nevi deneme yanılma sureci. Hata da yapıyorsunuz ama hatalarınızdan ders de çıkarıyorsunuz” diyor. Öğretmen Kartal, kendisine yönelttiğimiz soruları samimi ve güler yüzle şöyle yanıtlıyor:
 

Mücadele Haber: Kendinizden ve çocuklardan kısaca bahseder misiniz?
Adım Songül Kartal.
37 yaşındayım. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği mezunuyum. 2 yıl ücretli öğretmenlik yaptım. 10 yıla yakın Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı çeşitli liselerde çalıştım. Ergani Bekir Aral Lisesi 3 yıl, Diyarbakır Fatih Lisesi 6 yıl görev yaptım. 2016 da çıkarılan KHK ile ihraç oldum. Hukuki mücadelemiz sürüyor. Su anda çalışmıyorum. Yusuf Baran ve Serhat Miran adında iki oğlum var. Baran 6, Miran 3 yaşını bitirdi.  Baran bu yıl anaokuluna gidiyor.  

 

“EN DOĞRU YÖNTEMİN ÇOCUĞU ÖZGÜR BIRAKMAK”
Mücadele Haber: Çocuklarınıza karşı diğer annelerden farklı bir eğitim anlayışınız olduğunu düşünüyor musunuz?
Songül Kartal:
Annelik çok farklı bir serüvendir. Anne olmadan önce ben çocuğumu şöyle büyüteceğim böyle büyüteceğim diye bir sürü şey söylersiniz.  Ama o serüven başlayınca her şey farklılaşır. Çünkü söylemek ile yaşamak çok farklı.  Hem anne olmanın mutluluğunu yaşıyorsunuz.  Hem de dünyaya bir çocuk getirmenin sorumluluklarını düşünüyorsunuz. Her anne yaşamıştır bu duyguları. Ya yanlış yapıyorsam ya iyi bir anne değilsem diye strese giriyorsunuz.  Çocuğunuza bir şeyler öğretmeye çalışırken siz de ondan birçok şey öğreniyorsunuz.  Bir nevi deneme yanılma sureci. Hata da yapıyorsunuz.  Hatalarınızdan ders de çıkarıyorsunuz.  Çok okudum çok araştırdım. Okumadığım eğitim anlayışı pedagog kalmadı.  Sonunda en doğru yöntemin çocuğu özgür bırakmak olduğunu,  çocuğu doğal haline bırakmak olduğunu anladım. Biz anne babalar çocuğa sürekli bir şeyler öğretmeye çalışırız.  Bunu yaparken de çocuğu sıkarız.  Ben de öyle yaptım.  Ama yaptığımın yanlış olduğunu geç olmadan öğrendim.   

 

“ONLARI ASLA SIKMIYORUM, ÖZGÜR BIRAKIRIM”   
Mücadele Haber: Eğitim yöntemleriniz nelerdir?
Songül Kartal:
Waldorf eğitimi, Rudolf Steiner tarafından yine onun kurucusu sayıldığı antropozofi ilkeleri üzerinde şekillenen bir eğitim sistemidir. 20. yüzyılın başlarında oluşturulan bu eğitim prensipleri, 1919 yılında Almanya'nın Stuttgart şehrinde kurulan ilk Waldorf okulu ile uygulanmaya başlanmıştır.  Yine yaparak yaşayarak öğrenmeyi ilke edinmiş Maria Montessori’nin geliştirdiği eğitim anlayışlarını çok benimsedim.  Bunları okudukça aslında anne babamızın yöntemlerinin de bunlara çok benzediğini anladım.  Mesela Montessori için şöyle deniyor:   “çocuk sayısı ne kadar fazla olursa öğretmen çocuğa o kadar az müdahale edecektir”  Yani çocuğu doğal haline bırakmayı temellerine aldıklarını görüyoruz. Bir nevi doğal ebeveynlik de denilebilir.

 

“SOFRAYI BERABER KURARIZ, TEMİZLİĞİ BERABER YAPARIZ”
Mücadele Haber: Çocuklarınızla nasıl zaman geçiriyorsunuz?
Songül Kartal:
Ben çocuklarımla fırsat buldukça doğada veya doğal ortamlarda zaman geçirmeye çalışıyorum.  Onları asla sıkmıyorum. Özgür bırakırım. Tabii diğer önem verdiğim unsur yaşamın her alanını çocukla paylaşmak.  Sofrayı beraber kurarız.  Temizliği beraber yaparız.  Onlara küçük yapabilecekleri sorumluluklar veririm.  Bir çocuğa verilebilecek en iyi eğitimin bu olduğunu düşünüyorum.  Çocuğu bir prens ya da prenses gibi yetiştirip kendini de onlara gönüllü bir hizmetli olarak görmek çok yanlış bir tutum. Kesinlikle çocuklara ev işleri yaptırılmalıdır. Kaç yaşında olursa olsun.  Bizim anne babalarımız doğal ebeveynlik yapıyorlardı.  Bunun felsefesini bilmiyorlardı.  Ama yaptıkları en doğru olanıydı. Günümüzde çocuklar sokakta çok az zaman geçiriyor. Özellikle büyük şehirlerde daha az zaman harcıyorlar. Biz de evde geçirdiğimiz zamanı oyun ve etkinliklerle değerlendiriyoruz.  Ama kesinlikle çocukları sıkmıyorum. Etkinlik yapmak istemiyorlarsa zorlamıyorum. Açıkçası onlara göre kendimi ayarlıyorum. Bazen hiçbir etkinlik yapmıyoruz.  Oyun oynamıyoruz.  Birbirleriyle oyun kuruyorlar. Kavga ediyorlar. Yalnız oynuyorlar bazen. Çok az müdahale ediyorum.  TV de izliyoruz ama sınırlı.  Telefondan oyun da oynuyoruz o da sınırlı. Onları teknolojiden soyutlamıyorum. Teknoloji çağındayız istesek de bunu yapamayız. 

 

“EĞLENCELİ, ÖZGÜR VE MÜFREDATSIZ”
Mücadele Haber: Yaptığınız ilk eğitsel etkinliği hatırlıyor musunuz?
Songül Kartal:
Baran doğduğundan beri yapıyorum. Sanırım ilk etkinliğimiz Baran 2 aylıkken yapmıştık. Beşiğine farklı dokulardaki kumaşlardan yaptığım ponponu asmıştım. Çok severek oynuyordu. Baran beş yaşındayken anaokuluna gönderdik. Her gün ağladı.  Gitmek istemiyordu. Çünkü 20 metrekarelik sınıfta 30 öğrenci.  Baran çok hareketli ve devamlı sandalyede oturuyordu.  Sürekli birbirine müdahale ediyorlardı. Burada öğretmeni suçlamıyorum. Sistemin genel sorunudur. İkinci dönem okuldan kaydını sildik. Ben zaten çalışmıyordum. Evde başladık eğitime.  Eğlenceli, özgür ve müfredatsız olarak paylaşmaya başladık.   


 
“ÇOCUĞUN İSTEMİ DE ÇOK ÖNEMLİ”
Mücadele Haber: Evdeki eğitimde en önemli noktalar nelerdir?
Songül Kartal:
Evde eğitimde en önemli nokta kesinlikle çocuğu kendi yaşantımıza dâhil etmektir.  Onun dışında bizim yaptığımız etkinliklerin hepsi evdeki materyallerle yapılan etkinlikler. Bir de çocuğun istemi de çok önemli. Yani etkinlik için çocuğu sıkmıyoruz. Biz bazen haftalarca yapmıyoruz bir şey. Öğrensin de öğrensin diye tutturmuyoruz. Çünkü çocuğu etkinliğe boğunca okula gittiğinde sıkılabiliyorlar. Benim oğlumda öyle oldu. Oyunlara ağırlık verirsek daha faydalı, hiç bir şey yapamazsak günde bir kitap okumak bile çok faydalı.  


 
“ÇOCUK YETİŞTİRMEK SADECE ANNENİN SORUMLULUĞUNDA DEĞİL”
Mücadele Haber: Evde eğitim için her anne öğretmenliğe hazır mıdır? Nasıl hazırlanabilirler?
Songül Kartal:
Biz toplum olarak misafir çok severiz.  Sürekli eve misafir gelip gidince ev işleri de bitmez. Çünkü evin sürekli temiz,  derli toplu olması gerekir. Bir yemek için sabahtan başlarız hazırlanmaya. Ya da misafir gelmese de evin dağınıklığı bizi rahatsız eder. Her gün silip süpürürüz. Bütün bu işlerin arasında çocuğun eğitimiyle ilgilenmek için zamanımız kalmaz. Çocuğa verilecek en değerli şey zaman. Çocuklu ev dağınık olur. Temizlik konusu ayrı bir çıkmaz.  Gerçi bu salgında hepimiz temizlik hastası olduk. O ayrı bir konu. Ama ev işlerini daha planlı yapmalıyız. Tabii burada eşlerin durumu da çok önemlidir. Çünkü çocuk yetiştirmek sadece annenin sorumluluğunda değil.  Babayla bu sorumluluk eşit paylaşılmalıdır. Aynı zamanda ev işleri de eşit paylaşılmalıdır. O zaman çocuğumuza ayıracak zamanımız kalır. Anne ve babalar çocuğum öğrensin fikrini zihinlerinden atarlarsa her şey çok daha kolay olur. Mesela çocukları çok kıyaslıyoruz.” Onun oğlu renkleri biliyor, 50’ye kadar sayıyor.  Bizimki neden yapamıyor” gibi kıyaslayıcı düşünceleri atmalıyız zihnimizden. 


 
“ÇOCUKKEN OYNADIĞIMIZ OYUNLARI OYNUYORUZ”
Mücadele Haber: Etkinlik fikirlerinizi nereden buluyorsunuz? Annelere önereceğiniz kaynaklar var mı?
Songül Kartal:
Çocukken oynadığımız oyunları oynuyoruz.  Başka anne ve öğretmenleri takip ediyorum.  Sosyal medya bu anlamda çok faydalıdır. Ama bunu da planlı kullanmamız gerekiyor.  Dikkat edilmediğinde epey zaman alıyor.  Bir de çocukların sosyal medya fenomeni yapılmasına karşıyım.  Bazen sırf etkinliği paylaşmak için çocuk zorlanıyor. Böyle tutumları görünce sayfayı bir ara kapatmayı düşündüm. Yani çok paylaşmak istiyorsanız çocukları kullanmadan paylaşabilirsiniz. Çocuklarımız en değerli varlıklarımız. Ve bir kez çocuk olacaklar.  Bu değerli zamanı en mutlu şekilde, tadını çıkartarak yaşayalım.”

 

Editör: TE Bilisim