Fatih SURUÇ

Çin’in Wuhan kentinde çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgını kitapçıları da etkiledi. İnsanların karantina sürecinde kitap satışlarında artış bekleyen Alkan, kitap satışlarının daha da düştüğünü ve kira ödeyemeyecek hale geldiklerini belirterek, “Salgınla beraber işlerimiz durdu. Popüler kitaplardan, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Oğuz Atay vb. kitaplarla beraber Dünya klasiklerinde sadece ilgi var ama önceki dönemlerimizi de aratıyor. Normal zaman da Sahafçıların işleri çok iyi değildir. Çoğu sadece kira ve giderlerini karşılıyordu. Şimdi ise zarar etme durumuna geldik.”diye konuştu.

 

Diyarbakır’ın okuma kültürünü sorduğumuz Sahaf Aziz Alkan, “Diyarbakır da sahaf kültürü son 10 yılda gelen bir kültürdür. Daha çok yerde ikinci el kitap satmayla başlamıştır. Daha sonra dükkân tutulup ikinci el kitap alışverişi yapılmaktadır. Diyarbakır da daha çok Rus ve Fransız yazarlarının romanları fazlaca satılmaktadır. Tabi kentin kendine özgü yazar ve şairlerin de kitapları satılmaktadır” şeklinde konuştu.  

 

Kitapların dijital ortamda okunmasını da sağlıklı bulmayan Alkan, “Okuma yazmanın düşük olması, insanların günümüz teknolojisinde PDF şeklinde kitap indirmesinde kaynaklı sahaf kültürü ciddi anlamda darbe yemiştir. Çünkü insanların artık akılı telefonları var ve istediği kitabı indirebilme imkânları olabiliyor. Kitap yaprağının kokusunu almadan kitap okuduğunu sanan bir tür düşünce de oluşmaya başladı. Kitabın yerinde hiçbir şeyin tutmayacağını düşünüyorum, çünkü kitap evin ve insanın bir parçasıdır. Kitap okumak bize çocuklukta boş vakitlerde yapılan bir etkinlik olarak öğretilmişti. Kitap boş vaktini dolduracak şekilde yapılacak bir eylem değildir. Asıl kitap okumak için boş vakit ayırman gerekiyor. Nasıl ki bir günde 6-8 saat uyuluyorsa kitap da 2-3 saat okunması gerekiyor. Ama bu şekilde bize dikta edilmedi. Daha çok üniversite öğrenciler, genç memurlar ve işçiler kitap okuyor” dedi.

Editör: TE Bilisim