Tarih boyunca insanların kafasında büyük merak uyandıran efsaneler vardır. Efsanelerin çoğu geleneklerin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynayarak, zamanla toplum içerisine yerleşir. Efsanelerin kökleri genel olarak dini inançlara dayalı olduğu gibi bazı efsanevi olaylar ise tarihi olayların halkın abartması sonucu ortaya çıktığı bilinir. Diyarbakır’da da birçok halk efsanesi asırlardan beri nesilden nesile yayılmış ve günümüze kadar gelmiştir. İşte efsanenin tamamı...
SİLVAN ALBAT DAĞLARI
12 bin yıllık bir geçmişe sahip Diyarbakır, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, bu medeniyetlerden birçok tarihi yapı miras kalmıştır. Bu tari iyapıların yanında bu medeniyetlerden birçok hikaye, efsane de günümüze kadar gelmiştir. Diyarbakır’da da birçok halk efsanesi asırlardan beri nesilden nesile yayılmış ve günümüze kadar gelmiştir. Bunlardan biri de Diyarbakır'ın 17 ilçesinden biri olan ve tarihi bir geçmişe sahip olan Silvan’da bulunan Albat Dağları efsanesidir. 1500 metreyi bulan Albat Dağları Silvan´ın arkasındadır. Tarihte çok önemli bir yer edinen Albat Dağı ve çevresinde tarihi yapılar ve kalıntılar bulunuyor. Buradaki yaşanmış gizemli olayların yaşandığı bu dağ, keskin kayalıklara sahip Albat Dağları ova boyunca ilçeyi doğudan batıya doğru kesmektedir. Rivayet edilenlere göre, Albat Dağı efsanesinin asıl kahramanı bir ejderhadır. Efsanede ise halkın çaresizliği gözler önündedir… Peki, Albat Dağı ejderhası efsanesinde olaylar nasıl yaşanmıştır? Gelin birlikte bakalım…
Silvan- Boşat Kapısı
ALBAT DAĞI EFSANESİ: SİLVAN BEYİ VE SÜT BANYOSU
Efsaneye göre Albat Dağı eteğinde bulunan Ortanca Çeşmenin olduğu yere bir ejderha gelir. Bu çeşmeye kimseyi yaklaştırmayarak, bölge halkını susuz bırakmış. İnsanların çaresizliği karşısında, üzülen Silvan şehrinin beyi ise bu ejderhayı öldürmeye karar verir. Eline aldığı iki yanı keskin bir bıçakla ejderhayı öldürmek için ortanca çeşmesinin yanına gider. Bey, kılıcını iki eliyle ve enine tutmuş. Ejderha burnundan alevler saçarak, derin soluklarla beyi içine çekip yutar. Ama beyin elindeki kılıcın iki tarafı da keskin olduğu için ejderhayı ağzından kuyruğuna kadar ikiye keser. Beyin elinde enine tuttuğu, iki tarafı da kesici kılıç, ejderhayı ağzından, kuyruğuna kadar ikiye parçalayıp öldürür.
Ejderha ölür ve beyde ejderhanın içinden kurtulur. Fakat ejderhanın zehri beye bulaşmıştır. Hemen konağına döner ve bahçesinde bulunan havuzun içerisine süt doldurup, havuzun içerisine girer. Havuzdaki süt ejderhanın zehrinin bulaşması nedeni ile birden kesilip, çökelekleşir. Fakat bey ejderhanın zehrinden kurtulmak için sürekli olarak süt banyosu yapmaya devam eder. Bey, süt kesilmeyene kadar, bu süt banyosunu sürdürerek, ejderhanın zehrinden arınır.
