Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Her Mahallesiyle İstanbul Programı"nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin sandığa kadar değil son nefese kadar yol ve kader arkadaşlığı yapan bir kadrodan oluştuğunu söyledi. Erdoğan'ın gündeminde İBB'ye yönelik devam eden yolsuzluk soruşturması da vardı.
"YOL ARKADAŞIMIZ KADEH TOKUŞTURANLAR DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Biz sandığa kadar değil son nefese kadar yol ve kader arkadaşlığı yapan bir kadroyuz. Bugün bir taraftan kardeşliğimizi güçlendirirken diğer taraftan İstanbul tutkumuzu ortaya koyuyoruz. AK Parti olarak milletin emrinde ve hizmetinde olan bir siyaseti hareketiz. Biz bir gönül hareketiyiz. Biz kalbi millet ve memleket sevdasıyla atan bir kadroyuz.
Bizim yol arkadaşlarımız elitler, sırça köklerde oturanlar değil; Boğaz'a karşı kadeh tokuşturanlar değildir. Bizim yol arkadaşlarımız Allah'tan başka kimsesi olmayanlardır. Biz kimsesizlerin kimsesi olmak için yola çıkmış hareketiz. Biz ikbal için bu yola revan olmadık. Garibin elinden tutmak, yetim başını okşamak, yoksulun fakirin derdine derman olmak için siyasete atıldık.
"YA RANTÇI YA BANTÇI OLURSUNUZ"
Halka rağmen siyaset olmaz. Millet için çözüm üretmezseniz ya rantçı ya bantçı olursunuz. Rantçıların da bantçıların da ne hallere düştüklerin, İstanbul'u ne hallere düşürdüklerini görüyoruz. Meydanlardaki terörü, faşist dayatmaları takip ediyoruz. Faşizm öyle hale vardı ki kendileri dışında kimseye tahammülleri yok. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi zorbalıkla sindirmeye çalışıyorlar. Hırsızlara sahip çıkmadı diye önlerine geleni linç ediyorlar. En basit bir çatlak sese tahammülsüzlükle saldırdıklarını sizler de görüyorsunuz.
"ÖZÜR DİLEMELERİ GEREKİRKEN..."
Neredeyse her gön suç örgütünün hırsızlığı, sahtekarlığı ortaya çıkıyor. İstanbul kaynaklarının nasıl yağmalandığı ortaya çıkıyor. İstanbul'dan Türkiye'ye uzanan ahtapotun kolları bir bir deşifre oluyor. Örgütün kimleri haraca, rüşvete bağladığı kendi arkadaşları tarafından itiraf ediliyor.
İstanbul'daki mafya düzeninden bahsediyorlar ama ne bir mahcubiyet ne bir utanma söz konusu. İhanet ettikleri İstanbul halkından özür dilemeleri gerekirken, hakim savcıları, medya mensuplarını pişkince tehdit ediyorlar. Düne kadar yere göğe sığdıramadıkları arkadaşlarını pişman oldu diye müfteri ilan ediyorlar.
"YARGIYA HESAP VERMEKTEN KAÇAMAZSINIZ"
“Özgür Özel'in ana muhalefet lideri gibi davranmak yerine suç örgütünün posta güvercini gibi hareket etmesi üzüntü vermesi kadar düşündürücüdür. CHP'nin böyle bir duruma düşürülmesini doğru bulmuyoruz. Yolsuzluk lekesini bağırmakla çıkaramazsınız. Hırsızlık ayıbını sağa sola saldırmakla temizleyemezdiniz. Yargıya hesap vermekten kaçamazsınız. Beytülmale uzanan o elleri kırmak, millet adına Türk yargısının boynunun borcudur.”