DEM Parti komisyonu Üyeleri tarafından yayınlanan, farklı çevrelerden kişilerden ve kayıt altına alınan birinci aşamanın tamamlandığı ve yeni yasama yılıyla birlikte "hukuk aşaması" olarak sınırlandırılan ikinci aşamaya geçileceği belirtildi. Açıklamada, komisyonun ilk etabının dinlenmesi ve fikir alışverişiyle geçilerek ifade edilirken, "Komisyon çalışmalarında birinci aşama tamamlanmakta ve dinlemelerin sonuna kadar yaklaşılmaktadır" denildi.
Partinin bu sürecinin temel çıkarımının, Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümünün kaçınılmaz olduğu yönünde şekillendiği vurgulandı.
DEM Parti, yeni yasama başlangıcıyla birlikte komisyonun asıl görevine odaklanması olduğunu belirtti. Açıklamada, "Meclis'in sunulmasıyla birlikte siyasal ve toplumsal aşama olarak sınıflandırılan birinci aşama, yer hukuk aşaması olarak tarif edilen ikinci aşamaya bırakılacaktır" kaydı kaydedildi.
Bu yeni dönemin en temel görevi, komisyon üyesi veren partilerin ilgili inanışlarda somut yasa önerileri sunması ve bu teklifler üzerinde ortak bir zemin bulma hedefiyle çalışılması olarak tanımlandı.
DEM Parti, bu adımın şu sözlerle arttığını vurguladı: "Çünkü çatışma zemininin sürekli olarak ölenlerin en önemli adımlarından birisi de hukuk rejimi ve yaşanmakta olan evliliğin sürdürülmesidir."
DEM Partisi, bu yeteneğinin kendi hazırlıklarının da mevcut olduğunu belirterek; Geçiş Dönemi Kanunu, İnfaz Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu (TMK), Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Ceza Muhakamesi Kanunu'nda (CMK) ihtiyaç salgınlarının değiştiğini, kayyum oluşmalarının yaşandığı, yerel yönetimlerin mevcut olduğunu, kadınlarla mücadele düzenlemeleri ve anadilde eğitim gibi sürekli çalışma yürüttüklerini kaydetti.
ÖCALAN VE AVRUPA KONSEYİ VURGUSU
Açıklamada ayrıca, "Örgütsel, siyasal, toplu toplam ve toplanma düzeyleri açık olan Sayın Abdullah Öcalan'ın komisyon tarafından dinlenmesinin, sorunun kalıcı çözümü için bir gereklilik olduğu" ifade edildi. Bu adımın, sürecin başarıyla sonuçlanması açısından “belirleyici bir önem taşıdığı” belirtildi.
Öte yandan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 17 Eylül 2025 tarihli kararında, sürenin atıf yapılarak "umut hakkı" ile parlamentonun görevlerine işaretlenmesinin kaydedilmediği değerin belirtildiği belirtildi.