MÜCADELE- Diyarbakır Barosu Çınar Jandarma Komutanlığında tutulan göçmenler ile ilgili raporunu açıkladı. Tahir Elçi Konferans Salonunda yapılan açıklamada açılış konuşmasını Baro Başkanı Nahit Eren yaparken, basın açıklamasını ise Av. Baver Mızrak okudu. Mızrak, 39 düzensiz göçmenin sınır dışı edilme kararının durdurulması ve uluslararası koruma statülerine başvurularının alınması çağrısında bulundu.

 

 

Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi Mülteci Hakları Komisyonu adına açıklama yapan Av. Baver Mızrak’ın açıklaması şöyle, “Afganistan’da son süreçte yaşanan gelişmeler Türkiye’ye doğru süregelen göçleri son aylarda daha da arttırmıştır. Mevcut göçlerin artmasıyla beraber ne yazık ki; ulusal ve uluslararası hukukun uygulanmadığını ve bu hususta defacto uygulamalara geçildiğini görmekteyiz. Diyarbakır Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’nda gözetim altında tutulan çok sayıda göçmenin olduğunun bilgisi üzerine; Mülteci Hakları Komisyonu olarak, 21.09 – 24.09.2021 tarihlerinde söz konusu Komutanlığa gidilmiş, ilgili kişi ve kurumlarla yapılan görüşmeler neticesinde komisyonumuz tarafından konu hakkında tespit ve gözlem raporu hazırlanmıştır.”

 

“BESİN İHTİYAÇLARI YETERLİ DÜZEYDE KARŞILANMAMIŞTIR”

Diyarbakır İli Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’nda 19.09.2021 – 25.09.2021 tarihleri arasında 39 Afganistan ve Pakistan uyruklu göçmen gözetim altında tutulmuştur. Gözetim altında tutulan göçmenler 12–30 yaş arasındaki erkek bireylerden oluşmaktadır.  Bunlardan 15’ i çocuk, 2 kişi ise görme engellidir. Göçmenler 19.09.2021 tarihinde yakalanmış olup, aynı gün Diyarbakır İli Çınar İlçesi Bayır konak Jandarma Karakolunda tutulmuş, 20.09.2021 tarihinde Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’na getirilmişlerdir. 25.09.2021 tarihinde ise Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı’ndan çıkarılarak sınır dışı işlemleri için Van’a götürülmüşlerdir. Göçmenlerin yakalandıkları tarih itibariyle herhangi bir ifadeleri alınmamış, herhangi bir tebligat yapılmamış, verilecek olan kararlara itiraz başta olmak üzere uluslararası koruma statüsüne başvurma hakları konusunda bilgi verilmemiş, hukuki destek sunulması için avukat görevlendirilmesi yapılmamıştır. Göçmenler arasından 1 kişide Covid-19 vakası tespit edilmiştir.  23.09.2021 tarihinde covid-19 bulunan kişi ayrı tutulmuş aralarında çocukların da olduğu diğer 38 göçmen bir arada kalmaya devam etmiştir. Göçmenlere yeterli battaniye ve hijyen malzemeleri verilmemiş, yakalandıkları ilk 2 gün günde 1 öğün yemek verilmiş, besin ihtiyaçları yeterli düzeyde karşılanmamıştır. Göçmenlerin detaylı sağlık muayeneleri yapılmamış, herhangi bir sağlık kuruluşuna götürülmemişlerdir. İran askerleri ve kaçakçıları tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını beyan etmeleri üzerine bazı göçmenlerin vücudunun farklı yerlerinde morartılar, kızarıklıklar ve yaralar olduğu gözlemlenmiştir. Göçmenler, kendi ülkelerinden çıkarken İstanbul’a götürülmeleri için 1000-1500 dolar karşılığında kaçakçılarla anlaştıklarını, yaklaşık 2 ay önce ülkelerinden kaçtıklarını, yaklaşık 1 ay önce Türkiye-İran sınırında hiçbir işlem yapılmadan sınır dışı edildiklerini, sınır dışı edildikten sonra İran askerleri ve oradaki insan kaçakçıları tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını, daha sonra tekrar İran üzerinden Türkiye’ye girdikleri, ülkelerinden çıktıktan sonraki tüm yolu yürüyerek geldiklerini, dağlık yollardan geldiklerini ve bu esnadan düşenlerin, yaralananların ve ölenlerin olduğunu, son olarak Diyarbakır İli Çınar İlçesinde askerler tarafından yakalandıkları ifade etmişlerdir.”

 

 

“İNSANLIK DIŞI MUAMELELERE MARUZ KALACAKLARINI BELİRTMİŞLERDİR”

Buna göre Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 22. Maddesi, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun “Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar” başlığıyla düzenlenen 55. Maddesi ve yine aynı kanunun “Refakatsiz Çocuklar “ başlığıyla düzenlenen 66. Maddesi, çocukların sınır dışı edilemeyeceklerini ve geri gönderilemeyeceklerini net bir şekilde düzenlemektedir. Görüşme gerçekleştirdiğimiz göçmenlerden çoğu, ailelerinin Taliban tarafından öldürüldüğünü ve Afganistan’a geri gönderilmeleri durumunda kendilerinin de öldürülme veya insanlık dışı muamelelere maruz kalacaklarını belirtmişlerdir. Buna göre Cenevre Sözleşmesi’nin 33. Maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 14. Maddesi, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun “Geri gönderme yasağı” başlığıyla düzenlenen 4. Maddesi, “Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar” başlığıyla düzenlenen 55. Maddesi, her türlü özgürlüğü tehdit altında olanların sınır dışı edilemeyeceklerini ve geri gönderilemeyeceklerini net bir şekilde düzenlemektedir. Ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri bu konuda açık bir şekilde düzenlenmişken 15’i çocuk, 2’si görme engelli olmak üzere toplam 39 göçmenin sınır dışı edilmek üzere Van’a gönderilmeleri defacto uygulamalarının olduğunu göstermektedir.”

 

GÖÇMENLERİN ULUSLARARASI KORUMA STATÜLERİNE BAŞVURULARININ ALINMASI

Raporun sonuç ve öneriler bölümünde ise yapılan tespit, gözlem ve değerlendirmeler şöyle sıralandı:

 

“1) Rapor konusu düzensiz göçmenlerin; aralarında çocuk, engelli ve geri gönderilmeleri halinde öldürülme tehlikesi olanların olması nedeniyle sınır dışı işlemlerinin ivedilikle durdurulması,

 

2) Göçmenlerin sınır dışı işlemlerinin durdurulması akabinde uluslararası koruma statülerine başvurularının alınması,

 

 3) Uluslararası koruma statülerine dair başvuruları alınırken aralarında çocukların olması nedeniyle öncelikle çocuğun üstün yararı ilkesinin benimsenmesi ve ivedilikle barınma, sağlık ve temel ihtiyaçlarının; başta Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlarca sağlanması,

 

4) Göçmenlerin hukuka erişim hakkının sağlanması açısından gerekli alt yapının oluşturulmasına dair çalışmalara ivedilikle başlanması.   

 

5) Göçmenlerin ülkelerine geri dönüşleri için ancak ülkelerindeki barış ortamının sağlanması gerektiği, bunun için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere Uluslararası Örgütlerin rol alması, komisyonumuz tarafından önerilmektedir.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim