Kebap şehri olarak ünlenen Diyarbakır, balık tüketiminin ete göre çok daha az olması ile gündeme geldi. Sur ilçesinde balıkçılık ile uğraşan ve yaklaşık 20 yıldır bu meslekte hizmet veren Melih Cevap Usta, bunun sebebini “balık-ayran” zehirlenme vakalarına bağladı. Eskiden beri süregelen “Balık süt ürünleriyle yenilirse zehirlenme yaşanır” inanışının aslında soğuk hava depolarıyla günümüzde çözüldüğünü söyledi. Eskiden soğuk hava depolarının olmamasıyla uzak şehirlerden getirilen balıkların aslında bozuk olduğu ve bu yüzden zehirlenme vakalarının olduğunu açıkladı. Fakat hala bir önyargının devam ettiği ve bu nedenle de vatandaşın balık yerine ete yöneldiğini belirtti.

BALIĞIN TAZE OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR?
Melih Cevap Usta, balığın tazeliğinin özellikle pişirilirken anlaşıldığını vurguladı. Güvenilir yerlerden ve genellikle taze olarak alınan balığın pişirme aşamasından sonra dökülmediğini ve elastik bir yapıda olduğunu söyledi. Bu aşamalara dikkat edilirse süt ürünleri ile tüketildiğinde hiçbir şekilde zehirlenme olmayacağının altını çizen usta, vatandaşların balık tüketimine de dikkat etmesi ve haftada en az iki kez tüketmeleri gerektiğinin altını çizdi.
BALIĞIN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMİYOR!
Balık, yüksek besin değerleri ve farklı pişirme yöntemleriyle sağlıklı bir beslenme için vazgeçilmezdir. Omega-3 yağ asitleri sayesinde kalp, beyin, kemik ve göz sağlığını desteklerken, depresyon riskini azaltır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Somon, sardalya ve uskumru gibi türler zengin omega-3 içeriğiyle öne çıkar. Taze balık seçimi ve doğru saklama yöntemleri önemlidir; gözleri parlak, kokusu hafif olan balıklar tercih edilmelidir. Pişirme yöntemlerinden ızgara, buğulama ve fırın, hem lezzeti artırır hem de besin değerlerini korur. Balık, düzenli tüketildiğinde cilt, saç ve genel sağlık üzerinde olumlu etkiler sağlar.




