Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki tarihi On Gözlü Köprü çevresindeki kafelere ilişkin yeni bir gelişme yaşandı. Kafelerin son dönemdeki fahiş fiyatları ve Hevsel Bahçeleri ile Dicle Nehri’nin kirletilmesiyle gündeme gelirken, valilik devreye girdi.

“GİDİŞATA DUR DEMEK AMACIYLA…”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Emrullah Gördük, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, köprü çevresindeki işletmelere ilişkin bilgilendirme yaptı. Gördük, “Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehri Vadisi’ndeki gidişata dur demek amacıyla İl Valisi Murat Zorluoğlu başkanlığında toplanan İl Koordinasyon Kurulunda konu etraflıca ele alınmış ve harekete geçmek üzere bir eylem planının hazırlanması kararı alınmıştır. Hali hazırda valilik bünyesinde konuya dair bir koordinasyon kurulu kurulmuş ve çalışmalarını sürdürmektedir” dedi.
Gördük’ün açıklaması şöyle: “Kentimizin 12 bin yıllık tarihinde, 8 bin yıldır kesintisiz tarımın yapıldığı ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Hevsel Bahçeleri ile Dicle Nehri Vadisi üzerinde bir süredir bazı çıkar gruplarının kimi mecralar üzerinden yürüttüğü kara propagandaya ilişkin açıklama yapma zorunluluğu doğmuştur.
Merkez Sur ilçemizde bulunan, gerek tarımsal üretimi, gerekse de biyolojik çeşitliliği, kültürel belleği ve halkın ortak yaşam alanı olması niteliğiyle eşsiz bir değer taşıyan Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehri Vadisi ne yazık ki ciddi bir tehdit altındadır. 2 bin 800 dekarlık alanda yürütülen tarımsal faaliyetlerin yanı sıra kentin “oksijen deposu” olan bu miras adım adım yok edilmektedir. Yine 180'den fazla kuş türünün yanı sıra eklem bacaklılardan sürüngenlere, susamurlarından Fırat kaplumbağalarına, tilkiden sansara, sincaptan kirpiye kadar birçok memelinin barınağı olan bu tabiat cenneti adeta büyük bir insani yıkımla karşı karşıyadır. Tabiat cennetimiz, zengin faunasının etrafındaki imara aykırı yapılaşmaların yanı sıra tarım alanlarında kullanılan gübre ve ilaçlardan kaynaklı olarak kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Aldığımız tüm önlemlere rağmen hemen hemen her gün kaçak ve gizli yollarla Hevsel Bahçeleri’ne ve Dicle Nehri kıyısına moloz taşınmakta ve adım adım beton duvarlar yükselmektedir. İnsan eliyle yürütülen bu yıkım, bölgenin ekosistemini bozmakta; balıklar, kuşlar dahil canlı türlerini azaltmaktadır. Vaktiyle çıkartılan imar aflarıyla birlikte Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün vermiş olduğu "yapı kayıt" belgesi sonucu açılan küçük “işletmeler” zaman içerisinde devasa ticari alanlara dönüştürülmüştür. Hali hazırda kirliliğe sebep olan kıraathane, düğün salonu, çekim platformu, kafe, ocakbaşı, çay ocağı, çiğköfteci, yemek ve kahvaltı gibi onlarca işyerine maalesef 8 yıllık kayyım dönemlerinde işletme ruhsatı sağlanmış durumda. Kıyı şeridi tamamen moloz ve betonla doldurulmuştur. Yaratılan gürültü kirliliği ve bölgeyi ziyaret eden yerli, yabancı ziyaretçileri maddi ve manevi anlamda rahatsız edici boyutlara ulaşmıştır.
Tüm bu biriken sorunlar karşısında, kentin seçilmiş iradesi olarak toprak, su ve havamızın yanı sıra kentimizin tüm kültürel birikim ve değerlerini korumakla mükellefiz. Artan toplumsal tepkiler de göstermektedir ki, halk ekolojik talanın durdurulmasını talep etmektedir. Kent suçlarına karşı hareket edilmesi gerektiği bilincindeyiz ve bu suçlara karşı üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekte kararlıyız.
Bu kapsamda; Hevsel Bahçeleri ve Dicle Nehri Vadisi’ndeki gidişata dur demek amacıyla İl Valisi Murat Zorluoğlu başkanlığında toplanan İl Koordinasyon Kurulunda konu etraflıca ele alınmış ve harekete geçmek üzere bir eylem planının hazırlanması kararı alınmıştır. Hali hazırda valilik bünyesinde konuya dair bir koordinasyon kurulu kurulmuş ve çalışmalarını sürdürmektedir.
Büyükşehir Belediyesi olarak tabiat cennetimize karşı duruşumuzu ve kararlılığımızı sürdüreceğimizi, kara propagandaya boyun eğmeyeceğimizi ve halkın yanıltıcı bilgiyle manipüle edilmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz. Tutumumuz herhangi bir “aile”, “şirket” vb. ticarethanelere karşı değildir. Tutumumuz, küçük işletmelerle başlayıp kendi sınırlarını katbekat aşarak havamızı, suyumuzu ve toprağımızı kirletenlere karşıdır. Bu kente karşı tarihsel sorumluluğumuz boynumuzun borcudur. Büyükşehir Belediyesi kurumsal kimliği ve eşbaşkanlarına karşı yürütülen kara propagandanın temelinde oluşturulmuş rantın sürdürülme isteği vardır. Bu rant sürdürücüleri, “Cami ve mescit yıkıyorlar” gibi düpedüz yalan söylemlerle halkın dini duygu ve hassasiyetlerini istismar etmektedir.
Halkımızın tüm sürece hâkim olduğunu ve bundan sonraki çalışmaları da açık, şeffaf bir şekilde kamuoyuna duyuracağımızı belirtiyoruz. Hevsel’i ve Dicle’yi korumak, yalnızca bir alanı değil; bu kentin nefesini, yaşamını ve geleceğini korumaktır. Bu koruma görevi yalnızca yerel yönetimlerin değil, kentin tüm bileşenlerin sorumluluğundadır.”




