Az alanda yüksek kazanç sağlamasıyla öne çıkan aronya, dönüm başına yıllık 50 ila 100 bin TL gelir getirebiliyor. Özellikle Avrupa ve Uzak Doğu’da sağlık ürünleri sektöründe altın değerinde görülen aronya, dış pazarda da yoğun talep görüyor. Türkiye’de birçok genç girişimci, ev ya da araba almak yerine tüm birikimini bu ürüne yönlendiriyor.
DİYARBAKIR’DA ÜRETİM BAHÇESİ KURULDU
İlk olarak Trakya’da başlayan aronya serüveni, bugün Manisa’dan Erzincan’a, Tokat’tan Yalova’ya kadar birçok şehirde yayılıyor. Bursa’nın İznik, İnegöl, Osmangazi ve Kestel ilçeleri yeni üretim merkezleri haline gelirken, Samsun ve Diyarbakır’da da üretim bahçeleri kurulmaya başlandı.
-40 DERECEYE DAYANIYOR, SU İHTİYACI AZ
Soğuk iklim meyvesi olan aronya, -40 dereceye kadar dayanıklılığı ve az su ihtiyacıyla çiftçilerin ilgisini artırıyor. İlk iki yıl düzenli sulama gerektirse de sonrasında haftada 1–2 kez damlama sulama yeterli oluyor. Güneşi seven bu bitki, 2–3 metre aralıklarla dikiliyor. En büyük avantajlarından biri ise böcek ve hastalıklara karşı dirençli olması. Kimyasal ilaçlara ihtiyaç duyulmaması, aronya üretimini organik tarım için cazip hale getiriyor.
ANTİOKSİDAN DEPOSU
Koyu mor rengiyle bilinen aronya, içerdiği yüksek antioksidan sayesinde bağışıklığı güçlendiriyor, hücre yenilenmesini destekliyor. Bu özellikleriyle doğal ürün pazarında öne çıkan meyve, tüketici ilgisini giderek artırıyor.
Türkiye’de giderek daha fazla üretici, küçük alanda yüksek kazanç sağlamak için aronya bahçeleri kurmaya yöneliyor. Uzmanlara göre, düşük bakım ihtiyacı ve yüksek getirisiyle aronya, önümüzdeki yıllarda tarım sektöründe en çok konuşulan ürünlerden biri olacak.