Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo tarafından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle Meclis’e verdiği soru önergesi şöyle:

Dem Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo

Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo

“Jinnews’te 20 Haziran’da yayınlanan haberde, Diyarbakır’ın Peyas (Kayapınar) ilçesinde yaşanan bir çocuk kaçırma ve cinsel istismarı davasındaki ihmaller zinciri ve skandal detaylar; çocuğa nikah kıymada beis görmeyen Diyanet imamıyla, faili koruyan/savcılığa bildirme konusunda ayak direyen güvenlik güçleriyle, 12 yaşındaki çocuğun uzun boyu ve kilosuna bakıp “17 yaşında duruyor” diyen mahkeme pedagogu ve pedagogun lafıyla istismarcıyı salıveren mahkemesiyle en küçük hücresine kadar iktidarın ahlaki, vicdani, yönetimsel ve hukuksal çürümüşlüğünü gözler önüne sermiştir. 12 yaşındaki bir çocuğun, Zülfi Ş. (32) tarafından kaçırılıp zorla imam nikahı kıyılmaya çalışıldığı bu dehşet verici olayda, adalet değil adeta zulüm tecelli etmiştir.

Saniyelerin dahi önemli olduğu kaçırma vakalarında, ailenin ısrarlı başvurusunu savcılığa bildirmeye dahi yanaşmayan polis memurları salt görevi ihmal etmemiş; tam beş gün boyunca hallederiz deyip olayın üstünü kapatarak suça ortak olduklarını babanın beyanıyla apaçık göstermişlerdir: “Şikâyet etmek için gittiğim Alişan Karakolu'nda 4 saat bekledim. Fail ve ailesi zaman kazanmak için ‘çocuğu getireceğiz’ deyip durdular. Defalarca aradım en sonunda arayıp polis memuruna konuşmaları dinlettirdim. Polis memurları konuşmayı dinleyince çocuğumun kaçırıldığını öğrendiler. Fakat buna rağmen kolluk olayı savcılığa intikal ettirmemişti. Beşinci günde artık benim ısrarım üzerine olay savcılığa intikal etti. Her akşam amirle konuşuyordum halledeceğini söyleyip üstünü kapatıyordu. Savcı, neden olayın kendisine intikal etmediğini sordu”. Maalesef ailenin canhıraş çabalarıyla savcılığın devreye girmesi sonucu çocuk kurtarılsa da, adalet arayışı burada bitmemiş, aksine daha da yara aldığı olayların devamıyla anlaşılmıştır.

İmam nikahı kıymak isteyen Mehmet K. isimli imam serbest bırakılırken, istismarcı Zülfi Ş., mahkeme tarafından “12 yaşındaki çocuğun boyu uzun, 17 yaşında gibi duruyor” akıl almaz bir gerekçe ve "kaçma, gizlenme, delilleri karartma şüphesinin bulunmadığı" kanaatiyle ilk duruşmada tahliye edilmiştir. Yargının bu skandal kararı, çocuk tacizcilerini aklama ve mağdurları bir kez daha mağdur etme pratiğinin açık bir göstergesidir. Haberde devamla; kaçırılan ve cinsel istismara uğrayan çocuğun ailesinin hem fail hem de failin ailesi tarafından sürekli tehdit edildikleri anlaşılmaktadır.

Erdoğan tarihi bir açıklama yapacak: Tarih verildi
Erdoğan tarihi bir açıklama yapacak: Tarih verildi
İçeriği Görüntüle

Bu bağlamda:

  1. İmam nikahı kıymaya çalışan kamu görevlisi Mehmet K. hakkında herhangi bir idari işlem yapılmış mıdır? Görevinden uzaklaştırılmış mıdır?
  2. Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 Haziran’da görülen ilk duruşmada, “Mağdur SEGBİS’te gözlemlendi. Mağdurun boyunun uzun olduğu ve kilosunun da yaşıtlarına göre bir miktar fazla olduğu, mağdurun bu haliyle 17 yaşında olduğu gözlemlenmiştir” gerekçesiyle resmiyette 12 yaşında olan çocuğun yaşının göz ardı edilerek fail Zülfi Ş.’ın tahliye edilmesi kararı, hukukun temel ilkeleri ve çocuk istismarı davalarındaki hassasiyetle nasıl bağdaşmaktadır? Bu kararı veren mahkeme heyeti hakkında Bakanlığınızca herhangi bir idari inceleme veya soruşturma başlatılması düşünülmekte midir?
  3. Pedagog görüşünün bilimsel olmadığı, çocuğun beyanının ve yaşının göz ardı edildiği bu kararda hukuka aykırılık tespit edilmiş midir? Bu tür keyfi değerlendirmelerin önüne geçmek için Bakanlığınızca ne gibi önlemler alınacaktır?
  4. Mahkemenin tahliye gerekçesi olarak gösterdiği “kaçma, gizlenme ve delilleri karartma şüphesinin bulunmadığı” ifadesi, çocuğun ailesinin “Can güvenliğimiz yok,” “Sürekli tehdit ediliyoruz,” “Zorla da olsa güzellikle de olsa biz çocuğunuzu kaçıracağız diyorlar” şeklindeki beyanları arasındaki belirgin çelişki hakkında düşünüyorsunuz? Bu ifadeler ışığında, tahliye kararına karşı Bakanlığınızca itiraz süreçleri titizlikle takip edilmekte midir?
  5. Aileyi tehdit eden fail ve yakınlarına yönelik koruma kararları alınmış mıdır? Bu tehditler nedeniyle yeni soruşturma başlatılmış mıdır?
  6. Dava dosyasına bakan mahkemenin çocuk hakları, çocuk istismarı ve travma konularında özel eğitim almış personel ile desteklenmesi sağlanmış mıdır?

Kaynak: Haber Merkezi