Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden yapılan açıklama şöyle: “Gazeteci, kadın özgürlük mücadelesinin aktif bir öznesi olan Dilan Karaman'ın şüpheli biçimde yaşamını yitirdiği haberini derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız.
11 Kasım'dan bu yana yoğun bakımda tedavi altında olan Karaman'ın ölümü, kamuoyuna "kalp krizi" olarak yansısa da kadınların şüpheli ölümlerinin çoğu kez "intihar" ya da "ani ölüm" şeklinde kayıt altına alınmasının ülkemizdeki cezasızlık ve kadın düşmanı iklimle doğrudan ilişkili olduğu bilinmektedir.
Kadınların yaşam hakkı, beden bütünlüğü ve güvenlik hakkı devletin koruma yükümlülüğü altındadır. Bu nedenle Dilan Karaman'ın ölümüyle ilgili soruşturmanın ivedilikle, şeffaflıkla ve titizlikle yürütülmesi; varsa ihmali, sorumluluğu veya etkisi bulunan kişi ya da yapıların açığa çıkarılması; etkin, bütünlüklü ve bağımsız bir soruşturma sürecinin işletilmesi gerekmektedir.
Kadınların şüpheli ölümlerinin münferit olmadığını; toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, sistematik şiddetin ve cezasızlık politikasının bir sonucu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu bağlamda, "intihar” olarak sunulan kadın ölümlerinin de politik olduğunun altını çiziyoruz.
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak, Dilan Karaman'ın ölümüyle ilgili sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı, etkin soruşturma yürütülmesi için gerekli hukuki girişimleri sürdüreceğimizi ve kadınların yaşam hakkına yönelen her türlü tehdit karşısında mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz.

Dilan Karaman'ın ailesine, yakınlarına, meslektaşlarına ve mücadele arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz.”



