Diyarbakır-Bismil yol hattında yaşanan zincirleme kazada 4 kişilik Göktai ailesi hayatını kaybetti, 13 kişi yaralandı. Kazanın ardından bölgedeki yol çalışmasının güvenlik riski yarattığı yönündeki iddialar gündeme geldi. Konuya ilişkin DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) soru önergesi sundu.

Eren, önergede şu ifadelere yer verdi:
YOL ÇALIŞMASI İLE İLGİLİ ZAFİYETLER
“Bu kaza, bölgede aylardır devam eden yol çalışmasının yalnızca teknik bir gecikme olmadığını, yurttaşların yaşam hakkını doğrudan tehlikeye atan ciddi bir güvenlik zafiyetine dönüştüğünü göstermektedir.
“İŞKENCEYE DÖNÜŞEN BİR GÜZERGÂH”
Yaklaşık üç kilometrelik kesimde yürütülen çalışmanın, sürücüler tarafından “işkenceye dönüşen bir güzergâh” olarak tanımlanmasının temel nedeni, bozuk ve dengesiz zemin, şerit daralması, uyarı levhalarının eksikliği, dubaların bulunmaması, gece aydınlatmasının yetersizliği ve çalışma disiplininin sağlanmamasıdır. Yaz aylarında yoğun toz nedeniyle görüş mesafesi düşmüş; yağışlarla birlikte zemin kayganlaşarak kazaların artmasına yol açmıştır. Vatandaşların günlerdir yetkililere yaptığı uyarıların karşılık bulmaması da bu riski büyütmüştür.
“SİSTEMATİK RİSK…”
Söz konusu güzergâh stratejik bir hat olup, her gün binlerce vatandaş tarafından kullanılmaktadır. Ticari araçlar, toplu taşıma, ambulanslar ve servisler dahil olmak üzere bölgenin ekonomik ve toplumsal yaşamının temel ulaşım arterlerinden biridir. Bu nedenle alınmayan her tedbir, geciken her denetim ve güvenli hale getirilmeyen her çalışma alanı öngörülebilir bir tehlike oluşturmakta; yurttaşlarımızı sistematik olarak riske maruz bırakmaktadır.
KAZADAN SONRA ORTAYA ÇIKAN TABLO…
Bu kazanın ardından ortaya çıkan tablo; idarenin önleyici tedbir alma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, yüklenici firmanın çalışma sahasını güvenli hale getirmediğini ve Bakanlığa bağlı denetim birimlerinin görevlerini gereği gibi yerine getirmediğini göstermektedir. Bu durum, kamu güvenliği açısından kabul edilemez bir yönetim zafiyetidir. Yaşanan facia, “kaçınılmaz bir kaza” değil, önlenebilir bir ölümdür.
Eren, Bakan yol ile ilgili Uraloğlu’na şu soruları yöneltti:
1- Diyarbakır-Bismil yol hattında gerçekleşen ve 4 yurttaşımızın yaşamını yitirmesine, 14 yurttaşımızın yaralanmasına yol açan kazanın ardından Bakanlığınız tarafından hazırlanan ilk teknik inceleme raporunun bulguları nelerdir?
2- Yol çalışmasının yüklenici firması hangi tarihte sözleşme imzalamış, işin başlama ve bitiş tarihleri ne olarak belirlenmiştir? Çalışmanın gecikmesi, güvenlik önlemlerinin alınmaması veya iş programına uyulmaması nedeniyle firmaya herhangi bir yaptırım uygulanmış mıdır?
3- Çalışma yapılan güzergâhta trafik güvenliği açısından zorunlu olan işaretleme, levhalama, dubalama ve aydınlatma eksiklikleri daha önce Bakanlığınıza veya Karayolları Genel Müdürlüğüne iletilmiş midir? İletildiyse, bu bildirimler üzerine hangi işlem yapılmıştır?
4- Söz konusu yol kesiminde çalışma devam ederken meydana gelen diğer kazalar, yaralanmalar veya kaza tehlikeleri kayda geçirilmiş midir? Bu veriler ışığında güzergâhın riskli olduğuna dair Bakanlığınızda bir değerlendirme yapılmış mıdır?
5- Kazada hayatını kaybeden ve yaralanan yurttaşların maruz kaldığı tehlikenin oluşmasında, yüklenici firmanın veya ilgili kamu görevlilerinin sorumluluğu bulunduğuna yönelik idari veya adli bir soruşturma başlatılmış mıdır?
6- Çalışma sahasında gerekli trafik güvenliği sağlanmadan yolun trafiğe açık tutulmasının gerekçesi nedir? Bu karar kim veya hangi idari birim tarafından verilmiştir?
7- Benzer kazaların tekrar yaşanmaması için Diyarbakır-Bismil yol hattında ve bölgede yürütülen diğer yol çalışmalarında alınacak kalıcı trafik güvenliği tedbirleri nelerdir? Bu tedbirlerin uygulanmasına ilişkin bir takvim belirlenmiş midir?”




