Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi 51. Oturumunda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail üzerinde etki sahibi ülkelere bir kez daha sesleniyorum: Netanyahu’nun çatışmaları daha da derinleştirmek amacıyla söylediği, övgü ambalajına sarılmış zehirli sözlerine kimse itibar etmesin. Bugün buradan bir kez daha çözümün diplomasi ve diyalogdan geçtiğini vurguluyor, kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum" dedi.
"NETANYAHU HÜKÜMETİ BÖLGESEL BARIŞIN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA İSPAT ETMİŞTİR"
"Son iki yıldır İsrail’in işgal, istila, yıkım ve katliam politikalarıyla giderek daha fazla yüzleşiyoruz. Batılı güçlerin şartsız desteğini arkasına alan İsrail, bölgemizi istikrarsızlığa sürüklemeye devam ediyor. Önce Gazze’ye ve Batı Şeria’ya saldırdılar, tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’yi devasa bir enkaza çevirdiler. Sağlık tesislerini, okulları, camileri ve kiliseleri bombaladılar. Sadece bir çuval un almak, bir tas çorba, bir kuru ekmek alabilmek için yardım sırası bekleyen insanları hunharca katlettiler. Her gün çoğu çocuk ve kadın yüzlerce masum sivil, İsrail güçleri tarafından bilerek şehit ediliyor. Gazze’de yaşayan 2 milyon kardeşimiz, Nazilerin temerküz kamplarını bile geride bırakan kötü şartlarda tam 21 aydır hayatta kalma mücadelesi veriyor. Gazze ile birlikte İsrail Lübnan’ı, Yemen’i ve Suriye’yi de hedef aldı. Hava bombardımanlarının yanı sıra Suriye’deki çeşitli grupları yönetime karşı kışkırtarak orayı da karıştırmaya, orada da kargaşa çıkarmaya çalıştı. Şimdi de İsrail’in devlet terörüne 13 Haziran’dan bu yana komşumuz İran muhatap oluyor. Şunu bir defa açık ve net söylemek isterim. Bütün bu saldırılarıyla Netanyahu hükümeti bölgesel barışın önündeki en büyük engel olduğunu bir kez daha ispat etmiştir. İsrail’in İran’a gerçekleştirdiği saldırıları en güçlü şekilde telin ediyorum. İsrail’in terör saldırılarında, bombardıman ve suikastlarında vefat eden İranlı kardeşlerimiz için ülkem ve milletim adına taziyelerimi sunuyorum. Binlerce yıllık tarihiyle, zorluklar karşısında sergilediği dayanışmayla ve güçlü devlet tecrübesiyle İran halkının inşallah bugünleri de atlatacağından hiçbir şüphe duymuyorum" şeklinde konuştu.
İsrail’in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran’a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluk olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu gerçeğin de bilinmesinde fayda görüyorum. İsrail’in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran’a gerçekleştirdiği saldırıların tanım ve tarifi haydutluktur. İran’ın İsrail’in bu devlet terörü karşısında nefsi müdafaa çerçevesinde halkını savunmak amacıyla aldığı tedbirler gayet doğal, meşru, hukukidir. Şurası artık günbegün ortaya çıkıyor. Uluslararası hukuku ihlal eden bu mütecaviz eylemlerin, İsrail’in bölgede yürüttüğü stratejik istikrarsızlaştırma politikasına hizmet ettiği açıktır. Saldırıların İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yoğunlaştığı bir dönemde vuku bulması elbette manidardır. Nükleer çalışmalarında hiçbir denetime tabi olmayan, şeffaflık noktasında kimseyi umursamayan İsrail’in, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşmasına taraf başkalarına söz söylemesi büyük bir riyakarlıktır" ifadelerini kullandı.
Netanyahu hükümeti 13 Haziran’daki saldırılarıyla aslında müzakere sürecini baltalamayı hedeflediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşananlar aynı zamanda Netanyahu ve cinayet şebekesinin herhangi bir meselenin diplomatik yollarla çözülmesini istemediğini de gösteriyor. Yine İsrail, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğü haiz, bağımsız bir Filistin devletiyle yan yana barış içinde yaşamak yerine savaşı tüm bölgeye yaymaya çalışıyor. Bakınız, bundan tam 90 yıl önce Hitler’in çaktığı kıvılcım, nasıl ki Pasifik’ten Atlantik’e, Hint Okyanusu’ndan Kuzey Denizi’ne kadar bütün dünyayı ateşe attıysa, bugün Netanyahu’nun Siyonist emelleri de bölgemiz ve tüm dünyayı büyük bir felakete sürüklemekten başka bir gaye taşımıyor" dedi.
"İSRAİL, KOMŞULARININ GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDEREK KENDİ GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYAMAZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın kudsiyetine el uzatılmasını, Kudüs-ü Şerif’in tarihi statüsünün gasp edilmeye çalışılmasını, çeşitli haritalar üzerinden bölgemizi parçalama niyetlerinin artık uluorta konuşulmasını, bu sinsi planın birer hamleleri olarak görüyoruz. Biz Netanyahu’nun ne yapmak istediğinin gayet bilincindeyiz. Bölgeyi ateşe, çatışmaya, kaosa ve gözyaşına boğarak güvenliklerini tesis edeceklerini zannedenler ham bir hayalin peşinden gitmektedir. İsrail, komşularının güvenliğini tehdit ederek kendi güvenliğini sağlayamaz. Evdeki hesabın çarşıya uymadığını onlar da yavaş yavaş göreceklerdir. İsrail’in kanlı elleriyle bölgemizde düzen kuracağını iddia etmesi, bu ülkeyi yönetenlerin nasıl bir körlük ve karanlık içinde olduklarını ortaya koyuyor. Türkiye olarak bölgemizde sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğimizi burada önemle vurguluyorum. Gazze halkının açlıkla cezalandırılmasına, Batı Şeria’da devlet ve yerleşimci terörüne, Mescid-i Aksa ile semavi dinlerin beşiği Kudüs’ün tarihi statükosunu yok etme teşebbüslerine asla esir kalmayacağız. Buradan uluslararası topluma, özellikle İsrail üzerinde etki sahibi ülkelere bir kez daha sesleniyorum. Netanyahu’nun çatışmaları daha da derinleştirmek amacıyla söylediği, övgü ambalajına sarılmış zehirli sözlerine kimse itibar etmesin. Bölgemizin yeni bir savaşı ve istikrarsızlığı kaldırmaya tahammülü yoktur. İhtiyacımız olan aklıselimdir, sağduyudur, temkindir. Yanlışı daha büyük bir yanlışla kapatma gafletine asla düşmemektir. Bugün buradan bir kez daha çözümün diplomasi ve diyalogdan geçtiğini vurguluyor, kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.