Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Mehmet Uçum, 'pazar yazısı' serisinde bugün komisyon sonrasında Meclis'e taşınması beklenen süreç kapsamında hangi adımların atılacağını açıkladı. Uçum, PKK'nın silah bırakmasının pratik teyidine bağlı olarak geçiş sürecine dair rapor hazırlanmasında geniş bir mutabakatın olduğunu öne sürdü.
SÜREÇTE ATILACAK 7 ADIMI SIRALADI
Uçum geçiş süreci hukukuna dair Meclis adımlarını da şu şekilde sıraladı:
Önce Komisyonda hukuk politikası öneren raporun hazırlanması.
Raporun TBMM Başkanlığına sunulması.
Rapora dayanılarak geçiş süreci kanununa ilişkin teklifin hazırlanması.
Teklifin Meclis Başkanlığına sunulması.
Teklifin yasalaştırma sürecine girmesi.
TBMM'nin teklifi kanun olarak kabul etmesi.
Kanunun, Cumhurbaşkanımız tarafından uygun bulunması halinde resmi gazetede yayınlanması.
YÖNTEM VE KAYGILARI AÇIKLADI
Uçum yazısında geçiş sürecine dair yöntem ve kaygılardan bahsetti. Sözlerine, "Elbette geçiş süreci hukukuna ilişkin yasalaştırma yöntemine TBMM karar verecektir. Ancak geçiş sürecinin hukuku bakımından başından beri önerdiğimiz tek, geçici ve özel bir kanun çıkarılması yaklaşımı bize göre birçok hukuksal komplikasyona karşı en etkili yöntemdir. Nihayetinde takdir TBMM'nindir. Bu arada geçiş süreci hukukuna dair çeşitli çevrelerce birbirinden tamamen farklı endişeler ve şüpheler dile getiriliyor" ifadeleri ile başlayan Uçum, kaygıları ise şu şekilde açıkladı: Bazı kesimler milli bütünlüğe zarar gelmemesi konusunda yüksek özen bekliyor. Bu beklenti tamamen haklıdır. Geçiş süreci hukukunda zaten anayasaya aykırı düzenlemeler olamaz. Milli devletin esası olan hiç bir ilke tartışma konusu yapılamaz. Süreçler tamamen TBMM'nin iradesiyle açık ve şeffaf yürüyecek. Dolayısıyla kaygı duyulmasını gerektirecek bir durum ortaya çıkmaz. Öte yandan Devletle ve Toplumla Bütünleşme perspektifi çerçevesinde oluşturulacak geçiş süreci hukuku, bütünleşmeye zarar verecek hiçbir unsur içeremez. Bütünleşme hedefli bir hukuksal yaklaşım, bütünleşmeyi riske atacak her türlü negatif unsuru dışarıda bırakır. Münfesih terör örgütüyle bağlantılı olarak bütünleşme kapsamına girecekler için TBMM'nin en adil ve doğru ölçütleri geliştireceğine, Milletin tüm kesimlerinin hassasiyetlerini gözeteceğine de şüphe yoktur.
2014 YILINDA KABUL EDİLEN KANUNU HATIRLATTI
Uçum'un yazısında şunları ifade etti:
2014 yılında kabul edilen ve halen yürürlükte olan “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair 6551 sayılı Kanun” geçiş süreci özelliklerine uygun bir içerikte olmadığı için uyarlanarak da olsa bugün doğrudan uygulanamaz.
Bununla birlikte Kanunun Yürütmeye görev ve yetki veren aşağıdaki hükümleri geçiş sürecinin hukuk politikasını belirlemede fayda sağlayabilir:
[Terör örgütünün feshi ve kesin silah bırakma kararına bağlı olarak] toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine yönelik siyasi, hukuki, sosyoekonomik, psikolojik, kültür, insan hakları, güvenlik ve silahsızlandırma alanlarında ve bunlarla bağlantılı konularda atılabilecek adımların belirlenmesi.
Silah bırakan [münfesih] örgüt mensuplarıyla [Avrupa’daki mensupların] eve dönüşleri, sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirlerin alınması.
Kamuoyunun doğru ve zamanında bilgilendirilmesi.
Alınan tedbirlere ilişkin uygulama sonuçlarının izlenmesi ve ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması.
İlave mevzuat çalışmalarının yapılması.
Dikkat edilirse 6551 sayılı Kanunda yer alan bu görev ve yetkiler uyarlanmak ve güncellenmek kaydıyla geçiş süreci kanuna işlenirse geçiş sürecinin hukuku açısından temel ihtiyaçlar karşılanmış olur.
Belirtelim ki; birçok boyutuyla Terörsüz Türkiye’ye geçişi sağlayacak şartlar oluşmuştur. Türkiye’nin gelinen aşamadan geriye dönmesi artık mümkün değildir. Sonuç olarak endişeli değil çok umutlu olmamız gereken tarihi bir dönemdeyiz. Ortak umudumuz ortak geleceğimizin harcıdır.