Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- Şehrin tüm dinamikleriyle Diyarbakır’ı yaşanabilir, daha huzurlu, daha anlayışlı bir biçime dönüştürebiliriz diyen Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Aydın Altaç, Diyarbakır ve ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Altaç, “Şehrin tüm dinamiklerini ortak etmemiz gerekiyor. Merkezi hükümetin Diyarbakır temsilcilikleri, Diyarbakır Valisi, Kaymakamı, seçilmiş insanları, Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve mensupları olmak üzere işte, STK’lar, basın medya kuruluşlarını, aklınıza gelebilecek sendikaları ve dernekleri, baro ve siyasi partileri de olmalıdır. Bunlar bir araya gelerek Diyarbakır’ı genel fotoğrafındaki problemleri tespit edip, nasıl çözüleceği konusunda ortak fikir sunabilirse ve bu sayı ne kadar yukarıya çıkarsa Diyarbakır’ın yaşanabilir, daha huzurlu, daha anlayışlı bir biçime dönüştürebiliriz.” Diye konuştu.

 

Açıklanan TÜİK verilerinin aksine Diyarbakır’da gençlerin yarısının işsiz olduğunu söyleyen Altaç, “Yerel yöneticimiz gençleri itam ederek, her önüne gelen iş istiyor, demişti. İsteyecek tabii ki de. Siz yönlendirin, devleti ve kamuyu temsil ediyorsunuz. Mesleki kurslar açın, onların nerede istihdam edileceği ile alakalı planlama yapın, hangi alanda ne kadar eksik ve ihtiyaç var diye bir altyapı oluşturun. Hemen ardından da bu gençlerimizi oralara yönlendirin. Baktığımızda o da yok.” Dedi.

 

Diyarbakır’da işsizliği bitirime anlamında turizm ve tarım alanında çalışmaların yapılarak bitebileceğini belirten Altaç, “Diyarbakır’da sadece iki alan mühimdir; tarım ve turizm. Bu iki alanda yoğunlaşmak, kentte işsizliği bitirebilir diyebiliriz. Hem kültürel alandaki turizm, hem inanç turizmini ön plana çıkarıp bir master planı oluşturulursa, Diyarbakır’ın tüm kültürel varlıklarını ön plana çıkarılırsa, bir proje gayretine girilirse olumlu olunur. Bir de tarım ve hayvancılık alanını verimli kullanmak, kentteki işsizliği giderebilir.” Şeklinde konuştu.

 

“ORTAK AKILLA DİYARBAKIR’IN YAŞANABİLİR, DAHA HUZURLU, DAHA ANLAYIŞLI BİR BİÇİME DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ”

Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Aydın Altaç’ın açıklamaları şöyle, “Türkiye’nin genel siyasetindeki bazı problemler yerel siyaseti de etkiliyor. Yereldeki bazı sorunlar belki Türkiye’nin genel siyasetini etkilemeyebilir. Bütün siyasi partilerin il başkanlarıyla bizzat görüştük. Diyarbakır’da yereldeki sorunlar ve problemleri bulunmaktadır. Biz siyasi parti olarak bütün partilerle rakibiz. Bizim hedefimiz ülke genelinde Türkiye’yi yönetmek, yerelde de Diyarbakır’ı yönetmektir. Ancak biz burada bazı sorunları ortaklaştırabilmeliyiz. Böyle bir diyalog süreci de olmalıdır. Çünkü siyasetin olmazsa olmazı istişaredir, ortaklaşmaktır. Bu ortaklaşma sayısı ne kadar artarsa, şehre katkımız da o kadar artacaktır. Şimdi bizim ilkin bütün aktörleri siyasete dahil etmemiz gerekiyor. Yani merkezi hükümetin Diyarbakır temsilcilikleri, Diyarbakır Valisi, kaymakamı da dahil olmak üzere. Seçilmiş insanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve mensupları olmak üzere. Şehrin tüm dinamiklerini ortak etmemiz gerekiyor. İşte, STK’lar, basın medya kuruluşlarını, aklınıza gelebilecek sendikaları ve dernekleri, baro ve siyasi partileri de olmalıdır. Bunlar bir araya gelerek Diyarbakır’ın genel fotoğrafındaki problemleri tespit edip, nasıl çözüleceği konusunda ortak fikir sunabilirse ve bu sayı ne kadar yukarıya çıkarsa Diyarbakır’ın yaşanabilir, daha huzurlu, daha anlayışlı bir biçime dönüştürebiliriz. Keza ziyaretlerimizin asıl konusu budur. Beraber tartışalım, konuşalım diyoruz. Yerelde yapacağız bu çalışmalar genel siyaseti de etkileyecektir. Bu durum çok önemli ve biz bunu çok ciddi anlamda zorluyoruz.

 

“DİYARBAKIR’DA GENÇLERİN NEREDEYSE YARISI İŞSİZDİR”

Diyarbakır’daki TÜİK verilerine göre yüzde işsizlik yüzde 13 ila 14 aralarındadır. Ben Diyarbakır’da işsizliğin yüzde 40’ın altında olmadığını düşünüyorum. Gençlerin neredeyse yarısı işsizdir. Siz bu gençleri nasıl istihdam edeceksiniz, onların önünü nasıl açacaksınız, genç kardeşimizin kendini idame edebilmesinin yolunu nasıl yapacaksınız? Hiçbir proje yok. Biz Gelecek Partisi olarak diyoruz ki bunu çözmek isterseniz çözersiniz. Hem gençlerin, hem de kadınların öğretim sürecinde olmaları, ekonomide çarkların içinde olması bütün sorunu çözecektir. Biz Diyarbakır’da Valiliğin, belediyelerin, Aile Sosyal’in ya da geliştirici projelerle istihdam garantili bir süreç işletmeli. Kadınları evde tutarak da bunu yapabiliriz. El işlerinden tutun da, bilmem çiçek yetiştiriciliğine kadar pekala bu alım ve istihdam projelerini yapabilirsiniz. Bu durum bölge ekonomisini de etkiler. Geçenlerde yerel yöneticimiz gençleri itam ederek, her önüne gelen iş istiyor, demişti. İsteyecek tabii ki de. Siz yönlendirin, devleti ve kamuyu temsil ediyorsunuz. Mesleki kurslar açın, onların nerede istihdam edileceği ile alakalı planlama yapın, hangi alanda ne kadar eksik ve ihtiyaç var diye bir altyapı oluşturun. Hemen ardından da bu gençlerimizi oralara yönlendirin. Baktığımızda o da yok.”

 

DİYARBAKIR’DA SADECE İKİ ALAN MÜHİMDİR: TURİZM VE TARIM

Diyarbakır’da sadece iki alan mühimdir; tarım ve turizm. Bu iki alanda yoğunlaşmak, kentte işsizliği bitirebilir diyebiliriz. Bunu da çok net söylüyorum. Hem kültürel alandaki turizm, hem inanç turizmini ön plana çıkarıp bir master planı oluşturulursa, Diyarbakır’ın tüm kültürel varlıklarını ön plana çıkarılırsa, bir proje gayretine girilirse olumlu olunur. Bir de tarım ve hayvancılık alanını verimli kullanmak, kentteki işsizliği giderebilir. Çünkü sadece tarımı ektim topladım diye görmemiz gerekir. Bugün Amerika’da 250, 500 ve bin metrekarelik alanlar üretim alanı olarak dizayn ediliyor ve o alanlar kiralama usulüyle organik olarak biçimiyle kişilerin kendini idame edeceği alanlar olarak oluşturuluyor. Düşünsenize, Diyarbakır’da muazzam bir toprak kaynağımız var. Biz burada belki su kaynaklarımızda azalma gördük ama eğer suyu da sürece katıp güneş enerjisiyle yol alırsanız bu organik tarım ve bölgeyi ön plana çıkaracak, sanayi anlamında kullanabileceğimiz haliyle sürece dahil edebilirsek 500 metrekarelik alanlar geçim sağlayabilecek ise, hepimiz oralarda üretim yapabileceğimiz kaynağımız oluşmuş olacaktır.

 

“DİYARBAKIR; İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ VE DÖRDÜNCÜ ÜNİVERSİTENİN DE AÇILABİLECEĞİ POTANSİYELE SAHİP BİR ŞEHİRDİR”

Bölgede tüm olumsuzluklara rağmen en önde olan Üniversite iken, şimdi ne yazık ki bilim ve üretimden ziyade daha çok atama ve yerleştirmelerle ilgili bir üniversite haline geldi. Bu belki Dicle Üniversitesi ile sınırlı bir şey değildir. Bütün üniversiteler ile ilgili bir durumdur. Siz tamamen liyakattan uzak bir yaklaşımla kadrolaşmaya açık bir alan haline gelirseniz, bilimi öğretemezsiniz. Ancak benim için önemli olan husus şudur ki, Diyarbakır’ın Dicle Üniversitesi 1970’lerin ortalarında kurulmuş bir üniversitedir. Üniversite öğrencilerinin sayısı 30 binlerdedir. Ancak bu şehirde 35 yaş altı nüfusumuz 900 binlerde. Diyarbakır’ın tamamında 33 ile 35 bin üniversite öğrencisi vardır. Ancak sadece Diyarbakır’da bir milyona yakın genç nüfusumuz vardır. Diyarbakır belki ikinci, üçüncü ve dördüncü üniversitenin de açılabileceği ve olabileceği potansiyele sahip bir şehirdir. Hiçbir şey yapmasak bile öğrencilerimizi mesleki olarak eğitebilirsek, o bile birçok problemi çözüme kavuşturabilir.”  

 

Sur’daki yapılaşma ve Kaynartepe’deki kentsel dönüşüme değinen Altaç, Kentsel dönüşüm ve Sur’daki yapılaşma konusu çok ciddi anlamda bizi de rahatsız etti. Bununla ilgili biz rapor yazarak basınla da paylaştık. Bu konuda Sur’da çok büyük bir mağduriyet var. Vatandaşlarla da görüştük. Parasını alamayan var ve parasını almak istiyor. Burada muhatap yok. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gidiyor, muhatap olmadığını öğreniyor. Valilik’e gidiyor, ilçe kaymakamlığına yönlendiriliyor. Öyle böyle git gel yaşıyor. Müteahhit alt taşerona devretmiş, alt taşeron parasını alamadığını söylüyor. Bir de Kaynartepe’de kentsel dönüşüm var. Biz hemen akabinde orayı ziyarete gittik. Çok sakat bir planlama olduğunu söyledik. Bütçesi belli değil, bütçesi hazırlanmamış. Ne yapılacağı konusunda bir planlama yok. Bunların hiçbirisinde de yerel dinamikler katılmamış. Kültürel anlamda yaklaşmasını en iyi bilenler bu işi yürütenler olur. Kültür Bakanlığı’nın yerel temsilcileri olur. Bununla alakalı STK’larda uzmanlaşmış isimler olmalıdır. Bunu tartışıp ona göre karar alınması lazımdır. Bu yapılarda hiçbir kültürel anlamda durum yok. Sur’un durumunu gösterecek ortamın olması gerekiyor. Bizim de talebimiz, düşüncemiz ve fikrimiz yerel dinamiklerin devreye girmesi yönündedir. Bütün dünyaya uygun olan kültürel varlığı herkesçe uygun şekilde aslına uygun bir biçimde yaklaşmamız gerekiyor. Buranın mülki amirleri, buranın aktörlerinden bağımsız hareket edemez, etmemelidir. Bir karar alınacaksa sadece hükümet temsilcileriyle değil, bütün siyasi temsilcilerle ortak bir akıl ortaya çıksın.”

 

“KESİNLİKLE SİYASİ PARTİLERİN KAPATILMASINA KARŞIYIZ”

HDP’nin kapatılması hakkında konuşan Altaç, “Biz Gelecek Partisi olarak, kesinlikle siyasi partilerin kapatılmasına karşıyız. Türkiye’deki siyasetin, siyasi atmosfere olumlu bir katkısı yoktur. Türkiye’deki siyasetin daha çok itibar kaybetmesine derinlemesine neden oluyor. Şu anda alınan karar hukuki dayanaktan çok, siyasi anlamda alınan bir karadır. Hükümet ve küçük ortağı MHP bunu şu anda böyle istiyor. Böyle istediği için de yargı erkine dayatıyor. Amaçları ve beklentileri farklıdır ama biz siyasetin kurumsallaşması gerektiğini söyleyerek parti olarak buna karşıyız, kabul etmiyoruz.

 

“KÜRTÇE, ZAZACA DA EĞİTİM DİLLERİNDE ÖĞRETİLMESİ BENCE ZORUNLUDUR”

Anadilde eğitim ve Kürtçe-Zazaca’da yapılan 3 öğretmen atamalarına değinen Altaç, “Önemlikle Kürtçe, Zazaca da eğitim dillerinde öğretilmesi bence zorunludur. Parti programımızda bu durum çok nettir. Biz bunu mevcut hükümetin ve yerelde uygulanan politikaya gelmesini çok isteriz ve destekleriz. Ancak şu anda mevcut hükümetin bunu yapacak gücü ve kuvveti yoktur. Bu dillerin öğretilmesi herhangi bir yasal engele tabi olmaması gerekiyor. Bunları öğretebilecek kişilerin de istihdam edilerek öğretilmesi gerekiyor. Bunu da hükümet politikası olarak ele alınması gerekilmektedir. Bu da bizim taleplerimizden bir tanesidir.”

Editör: TE Bilisim