Fatih SURUÇ

MÜCADELE- Diyarbakır’da Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TSO) ev sahipliğinde açılan “Hafıza Odası” sergisiyle ilgili gelen eleştirilere Sanatçı Ahmet Güneştekin, Diyarbakır TSO Başkanı Mehmet Kaya ve Sanatçı Şener Özmen bir otelde düzenlenen basın toplantısıyla cevap verdi. Sivil toplum kuruluş temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşmaya başlayan DTSO Başkanı Mehmet Kaya, bir hafıza oluşturmak istediklerini ve geçmiş tartışmalarının bugün barışın önüne çıkartmak istemediklerini belirtti. Güneştekin ise, “Sergi, 100 yıllık hafızayı anlatıyor. Sadece bu coğrafyayı anlatmıyor.” Dedi.

 

KAYA: ELEŞTİRİ DÜZEYLİ OLMALIDIR

“Hafıza Odası” sergisinin kendilerini çok mutlu ettiğini ve önemsediklerini belirten DTSO Başkanı Mehmet Kaya, “Günde ortalama 5 bin kişi sergiyi geziyor. Kimi eleştiriler olacaktır. Eleştirilerin seviyesini doğru belirlemek lazım. Şiddet olmamalı. Eleştiri düzeyli olmalıdır. Bazı görüntülerden biz de rahatsız olduk. Bölge travmalar yaşadı. Bir hafıza oluşturmak istedik. Geçmiş tartışmaları bugün barışın önüne çıkarmak asla istemiyoruz. Hiçbir olay bu sergiye gölge düşürmemelidir. Bu kent farklı etkinliklerin bir arada yapıldığı kenttir” dedi.

 

“ONLAR TABUT DEĞİL SANAT ESERİDİR”

Güneştekin ise şöyle konuştu: “Hafıza odası 10 yaşında. Yeni sergilenmiyor. Sergiye girebilmek için uzun kuyruklar oluştu. Çok ciddi bir ilgi var. Kürtler eserlerimi yeni keşfetmeye başladı. GAP gezisi yapanlar güzergahlarını buraya yönlendirdiler. Sert bir sergi olacağını söylemiştim en baştan. Ben ev sahibi değilim, ticaret odası, iş insanları, bazı STK’lar ev sahibi. Gelen davetlilere nasıl davranacaklarını, hassasiyet konusunda ne yapmaları gerektiğini söylemeyi düşünemedik. Zaten gelenler o tabutların arasında fotoğraf çektirmişlerdi. Belki de yanlıştır, ancak, herkesin sizinle aynı şekilde davranmasını isteyemezsiniz. Binlerce kişi fotoğraf çektiriyor. Bu bir tercihtir. Müdahale edemem, ancak bu hassasiyetleri bilseydim uyarırdım. Sergi, 100 yıllık hafızayı anlatıyor. Sadece bu coğrafyayı anlatmıyor. Roboski çalışması önemsediğim bir şey. En tepeye koydum. Sanat eseri ile kayıt altına aldım. Onlar tabut değil, onlar sanat eseri. Sanat eseri saygıyı hak eder. Kimse sevmek zorunda değil, ancak, saygı göstermek başka bir şeydir. Ben sanat yapıyorum. Tabutların renkli olmasına yapılan eleştiriler var. İnsanlar ölüsünü gömdükten sonra onu kaderiyle baş başa bırakmıyor. Mezarına rengarenk çiçekler ekiyor. Ölenler kimi zaman renkli flamalarla gelinlik tacıyla sarı kırmızı yeşil renklerle kimi zaman da bayrakla tabutları örtülüyor. Yaşadığım coğrafya ve ülkenin renklerini seviyorum. Kayıp alfabe eserindeki tabelalar da rengarenktir. Niye buna bir şey denilmiyor?” diye konuştu.

 

 

GÜNEŞTEKİN’DEN BAKAN SOYLU’YA CEVAP

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun eleştirileri üzerine Güneştekin, “Bakanın görevi ülkenin huzurunu sağlamak ve provokasyonu önlemektir. Bakanın saydığı isimler de Hafıza Odası’nda var. Bellek videosunda yer alıyor. Aybüke öğretmen, Yasin Börü, Eren Bülbül benim için neyse Ceylan Önkol ve cesedi bir hafta derin dondurucuda saklanan Cemile de odur. Ben Türkiye’nin yüzyıllık hafızasını sorguluyorum, sadece Kürt coğrafyasını değil”

 

“KİTAP GELİRİ GÖÇ-DER’E VERİLECEK”

Kimsenin siyasi düşüncesi ile ilgilenmediğini, bir birey olarak bağımsız olduğunu dile getiren Güneştekin, “Benin politik düşüncem beni bağlar. Benim düşüncelerimi hala anlayamamışsa bir kesim, bu onların eksikliği, ona bir şey diyemem. Ama siyasi bir yapıya angaje olmuş biri değilim. Hiçbir siyasi yapının arkasında yürüyen biri değilim, bağımsız bir sanatçıyım. Bir sanatçı için zaten olması gereken de budur. Sanatçı kimseye müritlik etmez. Sanatçının dili, duruşu özgürdür. Böylesi de olması lazım. Eğer bütün günahım buysa, bu çok da büyük değil. Hiç kimseye kırgın değilim. Kendimden ve niyetimden eminim. Bazıları benim bu sergiden Kürt rantı elde ettiğimi iddia ediyor. Kürtler’e tabut ve lastik ayakkabı mı satacağız? Orada sadece sergi ile ilgili kitap satılıyor. Onun geliri de Göç-Der’e verilecek” dedi.

Editör: TE Bilisim