DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Temelli, birkaç gün önce uğradığı saldırı sonucu yoğun bakıma alınan gazeteci Hakan Tosun’a geçmiş olsun dileklerini iletti.
27 Eylül 2024'te kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedenine ulaşılan Rojin Kabaiş'in ölümündeki soru işaretlerine dikkati çeken Temelli, şunları söyledi:
"Rojin Kabaiş’i anmak istiyorum. 27 Eylül 2024 günü kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Aradan geçen bunca zaman sonra maalesef cansız bedenine ulaşıldı fakat neden öldüğü konusunda hiçbir zaman kamuoyu bir sağlıklı bilgiye kavuşamadı. Fakat ailesi, toplum bu olayın aydınlatılması için önemli bir çabayı ortaya koyduk ve nihayet 10 ay sonra Adli Tıp Kurumu vücudunda 2 farklı kişiye ait DNA bulgusuna ulaştığını söyledi. 10 aydır bunu kamuoyundan sakladı. Bu olay özelinde anlıyoruz ki Adli Tıp Kurumu, bir tıp kurumu olmanın ötesinde olayları örtbas etme kurumu haline dönüşmüş durumda. Adeta insanlara karşı işlenen suçlarda özellikle bu suça müdahil olmuş olan kamu görevlileri varsa ki bu olayda bu şüphe çok yüksektir. Daha henüz Rojin’in cansız bedeni hastanedeyken Vali dedi ki, ‘Bu olay intihardır.’ Oysa şimdi anlıyoruz ki intihar değil. Neyi örtbas etmeye çalışıyorsunuz?"
"DIŞARIDA MÜZAKEREYİ SAYIN ABDULLAH ÖCALAN’LA YÜRÜTECEKSİNİZ"
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri arasından seçilen bir heyetin İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşeceğine yönelik haberlerle ilgili şunları söyledi:
“İmralı’ya gitme meselesi belki de şu andaki en önemli meselelerden biri. Bir süreç geçen sene 1 Ekim’de başladı ve 1 Ekim’de başlayan süreçten sonra 27 Şubat’ta bir deklarasyon geldi. Bu deklarasyona bağlı olarak PKK, kongresini topladı, karar aldı. 11 Temmuz’da silah yakma töreniyle bütün dünyaya çok önemli bir mesaj verildi: ‘Biz barışa hazırız ve bunun gereği yapılmalı.’ Bunun gereği hukuki düzenlemelerle yapılacak. Hukuki düzenlemelerin nasıl olması gerektiğine dair de Meclis’te bir komisyon kuruldu.
Bu komisyon bir müzakere yürütüyor kendi içinde fakat müzakerenin bir de dış ayağı var. Dışarıda bu müzakereyi Sayın Abdullah Öcalan’la yürüteceksiniz. Bunun bir an önce programlanması, gidecek heyetin belirlenmesi lazım. Bizim temennimiz aslında güçlü bir heyetin, herkesin temsiliyetinin sağlandığı bir heyetin oluşması. Bir kereye mahsus değil, düzenli bir trafik ve görüşme mümkün olabilir. Bu konuda herkesin çabasını bekliyoruz.”
Temelli, komisyonun Abdullah Öcalan ile görüşmesine ilişkin herhangi bir takvim olmadığını belirtti.
"BU SLOGAN ÜZERİNDEN KIYAMETİ KOPARMAK SİYASETİN SEFALETİNİ GÖSTERİYOR"
Sezai Temelli, DEM Parti grubunda atılan sloganlardan sonra kamuoyundaki tartışmaya ilişkin de şöyle konuştu:
“Biz bu çatı altında çok slogan duyduk, hatta burada dile getiremeyeceğimiz sloganlar duyduk. O gün grup toplantımızda atılan sloganların içinde ne hakaret vardı ne de suç unsuru vardı. Duygusal bir andı, bir yürüyüş gerçekleştirmiş ve bunu Ankara’da nihayete erdirmiş ve grup toplantısında bir araya gelmiş arkadaşlarımız aslında 'umut hakkı'nı, Sayın Öcalan’ın çalışma ve yaşam koşullarını ve özgürlüğü hakkını savunmak adına böyle bir sloganı dile getirmişlerdir. Bu slogan üzerinden kıyameti koparmak siyasetin sefaletini gösteriyor. Siyaset üretemeyenler bu tür münakaşalar içinde boğulmaya devam ediyorlar. Bu Meclis yangına körükle gidemez, yangını söndürmek zorundayız."