Merkez Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe (Çuli) Mahallesinde 21 Ağustos 2024 tarihinde eve dönüş kaybolan ve cansız bedeni 19 gün sonra Eğertutmaz deresinde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinde anne Yüksel Güran, amca Salim Güran ile abi Enes Güran ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Narin Güran'ın ölümüne ilişkin davada yerel mahkemenin verdiği kararı oy çokluğuyla onadı.
Remziye Çabaş ve Sevilay Çelenk
NENE DE NEVZAT BAHTİYAR’I İŞARET ETTİ
Narin Güran cinayeti ve dava süreciyle ilgili tartışmalar sürerken, Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yüksel Güran’ın annesi Remziye Çabaş, katıldığı bir youtube yayınında kızının durumunu DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Sevilay Çelenk’e anlatarak, torunun gerçek katilinin ortaya çıkarılmasını ve kızı Yüksel Güran için de yardım talep etti. Çabaş, “Benim torunumu o vahşiden (Nevzat Bahtiyar) başkası öldürmedi. Torunum onun evini geçemedi” dedi.
"KIZIMLA NE DERTLERİ VARDI DA TORUNUMU ORTADAN KALDIRDILAR?"
Kızının masum olduğunu öne süren Remziye Cabaş, şu ifadeleri kullandı: “Torunumu ortadan kaldırdıktan sonra da bu dert, bu acı annesinin ciğerini dağlamışken kalktılar anneyi de işkenceye attılar, kardeşi de işkenceye attılar. Dertleri neydi? Ben de derdimi size söylüyorum. Allah’tan Peygamber’ den ricamdır, hanginizin eli uzunsa, kimin elinden geliyorsa, hanginizin gücü yetiyorsa kızımın durumuna el atın, torunumu bu ateşten çıkarın. Her yanına gittiğimde, yarım saatse, bir saatse, 50 dakikaysa, 5 dakika yüz yüze bakamıyoruz, gözyaşımız da kurumuyor, esaretinin ve ruhunun acısı da dinmiyor. Bir dakika, bir saniye bile gözümün önünden gitmiyor, gözyaşlarımı tutamıyorum."
“ÇOCUKLARI ÇARESİZ, PERİŞAN, KIZIMIN PSİKOLOJİSİ BİTİK…”
Torunlarının bakımı ile ilgilendiğini belirten Cabaş, çaresiz ve perişan olduklarını söyledi: “Bugün ben onun çocuklarına bakıyorum. Çocukları çaresizdir. Hiç kimse kapılarını çalmıyor. Çocukları çok perişanlar, ben onlardan daha perişanım. Hem ciğerim yanıyor, hem de ben ameliyatlıyım, sırtımda 5 tane platin var. Şeker, yüksek tansiyon, göz tansiyonu ve kalp hastalıklarım var. Torunlarımın çaresizliğinden, kızımın da çocukları için boynu bükük olmasından kaynaklı hayatı bitmiş, psikolojisi bozulmuş, psikoloji ilaçları kullanmaktadır.
“KÜRTLERE DE TÜRKLERE DE SESLENİYORUM…”
Cabaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Allah’ tan Peygamber’ den ricamdır, tüm Türkiye’den, Kürtlerin ve Türklerin tümünden ricamdır. Hanginizin elinden ne geliyorsa yapın. Allah, Peygamber razı olsun, kızımın derdine derman olun, beni de kızımı da savunun ki kızım da ben de bu esaretten kurtulalım. Tek dayanağım kızım ve torunlarımdır.
“TORUNUMU O VAHŞİDEN BAŞKASI ÖLDÜRMEDİ”
Herkes bu ailenin üstüne çullandı. Aralarında “bu aile hepsi bir oldu yavrularını katletti de ortadan kaldırmayı, saklamayı mı beceremedi?” Sorusunu soracak bir tane Müslüman yok muydu? Doktor yok muydu? Devlet yok muydu?… Hey evleri yıkılasıcalar… Benim torunumu o vahşiden (Nevzat Bahtiyar) başkası öldürmedi. Torunum onun evini geçemedi.”
