Merkez Sur ilçesinde bulunan ve 2015 yılında yaşanan çatışmalardan dolayı hasar gören tarihi Kavası Sağir Camii ve çeşmesi onarılmayı bekliyor. Hicri 874 (Miladi 1469) yılında yapılan tarihi Kavası Sağır Cami, eski dönem Diyarbakır camilerinin önemli bir özelliğini taşıyor. Tam dört yıl kapalı kaldıktan sonra ön tarafı onarılarak ibadete açılan Cami’nin çeşmesi ise hem onarılmayı, hem de parke taşının yapılmasını bekliyor.

Diyarbakır'da dev ekranda derbi heyecanı Diyarbakır'da dev ekranda derbi heyecanı

KAVASI CAMİ’NİN TARİHİ
Kavas Camii, Kavas-ı Sağîr mescidi veya Hoca İsmail Kavas Mescidi Diyarbakır Suriçi'nde 1466 tarihinde Hoca Ahmed B. Mehmed adındaki Akkoyunlular okçu birliği komutanı olduğu tahmin edinilen bir kişi tarafından yaptırılmıştır. Şeyh Mutahhar Camii yakınlarında, aynı adlı mahallede yer alan bu yapı daha çok Kavvas-ı Kebir adıyla da tanınmaktadır. Esasen yapı iki kısımdan oluşmaktadır. Mescidin bir de Kavvas-ı Sağır diye adlandırılan bir kısmı vardır ki, şu anda mevcut olan mescid de bu kısımdır. Bu yapılara ortak isim olarak Kavas Mescidi denilmiştir.

TARİHİ CAMİ OSMANLI DÖNEMİNDE YAPILDI
Yapıya ait olan vakfiyeler incelendiğinde Kavvas-ı Sağır kısmını Hoca Ahmed B. Mehmed, Kavvas-ı Kebir kısmını ise Hoca İsmail B. El Hac Mehmed yaptırmıştır. 1518 tarihinde yer alan kayda göre sadece Hoca Ahmed'in yaptırdığı kısmın adı geçmektedir ki, bu durum mescidin kısımlarının iki ayrı tarihte inşa edilmiş olabileceği fikrini doğurmaktadır. Nitekim vakfiyelerin taşıdığı tarihler de birbirlerinden çok farklıdır. Vakfiyelere göre; Kavvas-ı Sağır 1466 tarihinde, Kavvas-ı Kebir ise 1530 (Osmanlı İmparatorluğu devri) tarihinde yapılmıştır. 1518'de sadece Hoca Ahmed'in yaptırdığı kısımdan, 1564'te ise Hoca İsmail'in yaptırdığı kısımdan bahsedilmesi, daha sonraki tarihlerde de vakfın Hoca İsmail Mescidi adıyla kaydedilmesi, her iki vakfında aynı ad altında birleştirildiği fikrini doğurmaktadır. Halen faal olan kısmın Hoca Ahmed'in yaptırdığı kısım olduğu ve elde edilen bir tevcih belgesinde her iki vakfa da ortak mütevelli olarak bir kişinin tayini vakıfların birleştirildiği fikrini destekler mahiyetindedir.

Muhabir: Devrim AKTÜRK