Diyarbakır’ın UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunup şehrin simgesi haline gelen tarihi Surlar, Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun, en geniş ve en sağlam surlarından biri olarak kabul ediliyor. Tarihi MÖ 3000-2500 yıllarına kadar uzanan bu eşsiz yapı, bölgenin kadim uygarlıklarından Hurriler dönemine dayandırılıyor.
BURÇLARIN ÜZERİNDEKİ KABARTMALAR BÜYÜK İLGİ ÇEKİYOR
Diyarbakır Surları, bugünkü şeklini Roma İmparatoru II. Constantius’un yönetimi sırasında, MS 349 yılında aldı. İç ve dış kaleden oluşan surlarda toplam 101 burç bulunuyor. Bunlar arasında özellikle Dağ Kapı Burcu, Selçuklu Burcu, Ulu Beden Burcu, Yedi Kardeş Burcu, Nur Burcu, Keçi Burcu, Leblebi Kıran Burcu ve Fındık Burcu mimari özellikleri ve üzerlerindeki kabartmalarla büyük ilgi çekiyor.
Ayrıca Sur ilçesinin havadan görüntüsü Kalkan Balığına benzetilir.
YAKLAŞIK 5 BİN 800 METRE UZUNLUĞUNDA
Surların çevresi, iç kaleyi de kapsayacak şekilde yaklaşık 5 bin 800 metre uzunluğunda. Yapıda, ana kapılar, küçük kapılar ve sonradan açılan kapılar olmak üzere toplam 34 kapı bulunuyor. Dış surlarda yer alan dört ana kapı şunlar; Kuzeyde Dağ Kapı, Batıda Urfa Kapı, Güneyde Mardin Kapı, Doğuda ise Yeni Kapı yer alıyor. İç kalede ise sur içine açılan Saray Kapı ve Küpeli Kapı, sur dışına açılan Oğrun Kapı ve Fetih Kapı bulunuyor. Ayrıca, daha sonraki dönemlerde ulaşım kolaylığı sağlamak amacıyla Tek Kapı ve Çift Kapı da açılmış. Yirminci yüzyılın başlarına kadar, bu kapıların geceleri kapatılarak kente giriş çıkışın sıkı denetlendiği biliniyor.
Öte yandan Diyarbakır Surları, taşıdığı tarihi, mimari ve kültürel değerlerle sadece bölgenin değil, Türkiye’nin ve dünyanın da önemli miraslarından biri olmayı sürdürüyor.