Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren’in Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle Meclis’e verdiği önerge şöyle: “10 Haziran 2025 tarihinde Pegasus Hava Yolları’nın İstanbul- Diyarbakır seferi öncesinde yaşananlar, Kürt halkına yönelen dil inkârının ve sistematik ayrımcılığın çarpıcı bir örneği olmuştur. Basına ve kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, uçuş öncesi yer hizmetlerinde görevli personel, Türkçe bilmeyen Kürt yurttaşları defalarca otobüsten indirip bindirmiş, valiz gerekçesiyle azarlamış ve “Burası Türkiye, Türkçe konuşmak zorundalar”, “Türkçe öğrensinler” gibi ifadelerle dil üzerinden baskı uygulamıştır. Yolculara destek olmaya çalışan bir başka yurttaşa “Bu ekiple değilsin, bin otobüse” diye bağırılması, kurum personelinin yalnızca dili değil, dayanışmayı da hedef alan otoriter yaklaşımını gözler önüne sermiş; yaşananlar, münferit bir iletişim sorunu değil, kurumsal bir zihniyet meselesi olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Bu olay aynı zamanda Kürt yurttaşların hem anadil hakkının hem de kamusal hizmetlerden eşit ve onurlu biçimde yararlanma hakkının ihlalidir. Çünkü, Kürtçe bu toprakların kadim bir dilidir ve milyonlarca insanın anadilidir. Kürt yurttaşların da vergileriyle ayakta duran bu ülkede, kamuya açık hiçbir alanda dil dayatması yapılamaz. Hizmet sunan personelin insan hakları, çokdillilik ve ayrımcılıkla mücadele konusunda eğitilmesi zorunludur. Kürt coğrafyasına yapılan uçuşlarda Kürtçe bilen personel ya da tercüman bulundurmak bir lütuf değil, hizmet etiğinin ve kamu sorumluluğunun gereğidir.
Kamusal hizmetlerde dilsel çoğulculuk, yalnızca teknik bir gereklilik değil; halkların eşitliği, toplumsal barış ve birlikte yaşamın temel koşuludur. Havayolu ulaşımı gibi herkesin eşit faydalanması gereken bir alanda, anadili nedeniyle yurttaşlara yönelen bu tür dışlayıcı ve aşağılayıcı uygulamalar kabul edilemez. Olayın kamuoyunda yarattığı tepki ve tanık anlatımları doğrultusunda, Pegasus’un bu tutumuna karşı idari ve yapısal düzeyde herhangi bir önlem alınıp alınmadığı, personelin dil ve ayrımcılık eğitimi konusunda şirketlerin yükümlülükleri ve Bakanlığın bu konudaki denetim mekanizmaları kamuoyu nezdinde sorgulanmaktadır.
Bu bağlamda;
- Pegasus Hava Yolları’nın 10 Haziran 2025 tarihli İstanbul-Diyarbakır seferinde yaşandığı belirtilen dil temelli ayrımcı uygulamaya ilişkin Bakanlığınızca bir denetim ya da soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatıldıysa sonuçları nelerdir? Başlatılmamış ise gerekçesi nedir?
- Türkçe bilmeyen Kürt yurttaşlara “Türkçe bilmek zorundasınız”, “Türkçe öğrensinler” gibi ifadeler kullanan yer hizmetleri personeli hakkında herhangi bir idari ya da disiplin işlemi uygulanmış mıdır?
- Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın, özel havayolu şirketlerinin etnik köken, dil veya inanç temelli ayrımcı uygulamalarda bulunmasını engellemeye dönük herhangi bir denetim, düzenleme ya da yaptırım mekanizması bulunmakta mıdır?
- Bakanlığınız, başta Kürtçe olmak üzere, yurttaşların yoğun olarak konuştuğu dillerin dikkate alındığı bir hizmet standardı oluşturmak üzere herhangi bir çalışma yürütmekte midir?
- Kürtçenin anadil olduğu bölgelerdeki uçuşlarda Kürtçe bilen personel veya tercüman bulundurulması yönünde bir çalışmanız olacak mı?
- Bakanlığınız önümüzdeki dönemde, çokdilli kamusal hizmet sunumunu güvence altına almak ve dil temelli ayrımcılığı engellemek adına hangi düzenlemeleri hayata geçirmeyi planlamaktadır?
- Havayolu ve havalimanı çalışanlarının, yolcuların dil, kimlik veya yaş gibi nedenlerle ayrımcılığa uğramamaları için insan hakları, çokdillilik ve kamu hizmeti etiği konularında eğitilmesine dair bir zorunluluk ya da standart mevcut mudur?”