Diyarbakır’da ortalık toz duman! Çağrı geldi Diyarbakır’da ortalık toz duman! Çağrı geldi

Binlerce yıllık tarihi bir geçmişi olan Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde bulunan tarihi yapılar günümüze ışık tutmaya devam ediyor. Bu yapılar hakkında zaman zaman birçok rivayetten de bahsediliyor. Bu rivayetlerden biri de yine ilçede bulunan ve Makam Dağı olarak bilinen Zülküf Dağı’ndaki mağara, diğeri ise Kikisan Vadisi’nde bulunan “Açan Pişman Açmayan Pişman” kapıları. Ancak kimi rivayetlere göre bu meşhur mağaraların aslında tarihi Sur ilçesinde bulunan Ulu Cami’de olduğuna dair. Peki, bu ilginç mağaralar aslında nerede? Özellikleri nelerdir? Detayları haberimizde...

kikan mağara

ERGANİ’DE GEÇEN İKİ RİVAYET: ZÜLKÜFÜL DAĞI VE KİKİSAN KÖYÜ  

Rivayete göre, Ergani’nin Zülküfül Dağının kuzey yamaçlarında bulunan bu mağaranın kapısı, dağın kuzey yamacındaki keskin kayalıkların içinde bulunduğuna inanılmaktadır. Kapısı kemerlerle bağlanmış bu yerde çok eski krallara ve bu şehri yöneten beylere ait gizli hazinelerin bulunduğu söylenmektedir. Kapı yerine kemerin alt kısmı tahminen iki, iki buçuk metre boyunda ve bir metre eninde büyük bir taşla kapatılmış bulunmaktadır. Bu yekpare taşın üzerinde eski yazı ile “Açan Pişman Açmayan Pişman” ibaresi yazılı bulunmaktadır. Bu ibarenin vermiş olduğu korku ve dehşet yüzünden henüz halktan hiç kimse burayı açmaya cesaret edememiştir. Bunun bir efsane olduğu sanılmaktadır. Ancak Zülküf dağındaki yalnız rivayet olsa gerek çünkü kapıya dair herhangi bir iz yoktur. Kikisan Köyündeki ise kayada izleri belirgindir. Rivayete göre kapısı kemerle bağlı olan bu yerde, eski krallara ve şehir beylerine ait gizli hazineler vardır. Kapı, tahminen 2 veya 2,5 m boyunda 1 m eninde bir tasla kapanmıştır. Bu yekpare taşın üzerine “Açan Pişman, Açmayan Pişman” ibaresi yazılıdır. Bu ibarenin vermiş olduğu korku ve dehşet yüzünden kimse bunu açmaya cesaret edememiştir. Kikan'da, önü kapı gibi düz bir kaya varmış. Bu kapının arkasında ne olduğunu herkes merak edermiş. Ama kimse dokunamazmış. Bir gün Lobit Ağa, adamlarını göndererek bu kayayı kırmalarını istemiş. Adamlar kayaya vurmaya başlayınca, kayanın içinden at kişnemeleri duyulmuş. Bu sesten korkan adamlar geri dönüp ağaya olanları anlatmışlar. Ağa buna inanmamış. Hemen yanına 40 atlı alıp, kayanın yanına gitmiş. Bir kenara oturup nargilesini içerken, işçilere kayayı parçalamalarını emretmiş. Adamlar daha kayaya vurur vurmaz, kayadan kükrer gibi bir at kişnemesi sesi duyulmuş. Lobit Ağa hemen adamlarını toplayarak oradan uzaklaşmış. O günden sonra da kimse bu kayaya dokunmamış.  

ULU CAMİ’DEKİ “AÇAN PİŞMAN AÇMAYAN PİŞMAN” EFSANESİ  

Diyarbakır'da eski bir cami olma ötesinde önemli bir yere sahip olan ve kilise olmadan önce putperestler tarafından tapınak olarak kullanıldığı bilinen Ulu Cami için kentte çeşitli efsaneler dilden dile dolaşır. Eski yıllardan beri bir efsaneye göre, Ulu Cami minaresinin altında, üzerinde “Açan pişman Açmayan Pişman” diye yazan bir kapı vardır. Bu kapı, dünyanın en büyük hazinesinin girişidir. Diyarbakır’ı kuran ilk hükümdar Amida tarafından buraya saklanan hazine, sadece Diyarbakır bir felaketle karşılaşıp yıkıldığı zaman onarımında kullanılmak için çıkarılabilir. O zamana kadar hazinenin hırsızların eline geçmesini önlemek için Kahinler tarafından çeşitli büyüler yapılmıştır. Kapı ancak bu büyüyü bozabilecek biri tarafından açılabilir. Şehir yıkıcı bir felaketle karşılaşmadıkça, büyünün bozulması mümkün olmayacaktır. Söylentilere göre; bu kapıyı şimdiye kadar yalnızca bir imam açmaya çalışmış. Açar açmaz da kapıdan öyle bir yakıcı ışık saçılmış ki imam olduğu yere yığılıp kül olmuş. Bu olaydan sonra kapıyı açmaya hiç kimse yeltenmemiş. Sonraki yıllarda da kapı bir duvarla örülerek gizlenmiş.  

Haber: Remziye ÇELİK 

Editör: Remziye Çelik