Diyarbakır’ın köklü ve saygın ailelerinden biri olan Cemil Paşa ailesinin önde gelen büyüklerinden Ahmet Cemil Paşa’nın adı, tarihe tanıklık eden zarif mimarisiyle göz kamaştıran konağında hâlâ yaşamaya devam ediyor. Diyarbakır kültür mirasının simgelerinden biri haline gelen bu konak, yalnızca taş duvarlarında değil, aynı zamanda bölge halkının hafızasında da Ahmet Cemil Paşa’nın izlerini yaşatıyor. İşte, derin izler bırakan bu şahsiyetin hayatına dair bilinmesi gerekenler…
AHMET CEMİL PAŞA KİMDİR?
Ahmet Cemil Paşa Diyarbakır'ın ünlü Cemil Paşa ailesinin büyüğüdür. Gücünden korkulduğu için hep Yemen gibi uzak yerlerde görevlendirilmiştir. Diyarbakır’da uzun bir dönem etkin olan Cemil Paşazadeler çok geniş bir ailedir. 400 yıllık bir geçmişe sahip olan bu aile, bölgede ve Diyarbakır’da meydana gelmiş olaylarda etki sahibidir. Cemil Paşa ailesinden birçok aydın ve kültür insanı yetişmiştir. Bu yönü ile Diyarbakır’ın siyasi hayatında ciddi bir ağırlığa sahiptirler. Şeyh Sait İsyanı bastırıldıktan sonra ailenin tamamı sürgüne gönderilmiştir. Değişik yerlere sürgüne gönderilen aile mensupları, uzun yıllar sürgünde yaşamıştır ancak gittikleri yerlerde de çeşitli siyasi etkinliklerin ve örgütlerin içinde yer almışlardır.
GÖZ DOLDURAN HİKAYESİ KÜÇÜK YAŞTA BAŞLADI
Cemilpaşazade ailesine adını veren Hafız Mustafa Efendi'nin oğlu Ahmed Cemil Paşa, Osmanlı belgelerine göre 1815-16 yılında bu evde dünyaya gelir. Daha küçük yaştayken kentte yaşanılan salgın bir hastalıktan dolayı kız kardeşi Münteha'nın dışındaki tüm aile bireylerini kaybeder.
Yalnız kalan Ahmed Cemil ve kız kardeşini aile dostları olan Cerciszadeler sahiplenir. Cerciszadeler tarafından sıbyan mektebine verilen Ahmed Cemil, aldığı iyi bir dini eğitimin yanı sıra Arapça ve Farsçayı öğrenir. 16 yaşında Diyarbekir Vilayeti Tahrirat Kalemi'nde memuriyete başlar. 1860 yılında Meclis-i Kebir-i Eyalet azalığına (Vilayet Meclisi Üyeliğine) seçilir. 1869 yılında Ergani-Maden kazası kaymakamlığına atanır. Ahmed Cemil, Siirt mutasarrıflığı döneminde "paşalık" unvanını alır.
1870 Malatya'da ve 1870-1871 Siirt'te mutasarrıflığı yapar, şikayet üzerine İstanbul'daki merkezi yönetimin emriyle Diyarbakır'a gelmesine izin verilmeden İstanbul'a gönderilir. Üstlendiği çeşitli görevlerden sonra "Mir'l-ümera" Cemil Paşa 1880-1881'de Yemen Vilayeti merkez mutasarrıflığına atanır. İki yıl sonra Hudeyde Sancağı mutasarrıflığını yapar. 1885 yılında görevinden azledilerek hakkında davalar açılır; tüm mahkemelerden beraat ettikten sonra emekliye ayrılarak 1892'de Diyarbakır'a geri döner. 1902 yılında vefat eden Ahmed Cemil Paşa'nın 9 eşinden 11 erkek, 3 kız çocuğu vardır.
ŞEYH SAİT İSYANI OLAYLARINDAKİ ROLÜ…
Şeyh Said ve Ağrı isyanları ile ilişkili oldukları iddiası ile iki büyük sürgün yaşamış ailenin, özellikle 1936'daki sürgünden sonra sahip oldukları konak, bir süre sadece trahomalı öğrencilerin alındığı ilkokula dönüştürülmüş ve adına da dönemin Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü'nün adı verilerek İsmetpaşa Trahomalılar Mektebi olarak adlandırılmıştır. Daha sonra ilköğretim okulu, ipek böcekçiliği ve dokumacılığın yapıldığı bir alana dönüştürülmüştür. 1970'lerden sonra terk edilmiş durumda olan konak 1998 yılında Ahmet Cemil Paşa ailesinin talebi üzerine Çekül Vakfı tarafından ilk rölöve çalışması başlatılmış ancak sonuçlanamamıştır.[7] 2010-2012 yıllarında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Diyarbakır İl Özel İdaresi tarafından konağın varisleriyle anlaşılıp kent müzesine dönüştürülmesine karar verilmiş ve 2013 yılında rölöve, restitüsyon ve restorasyon süreci tamamlanmıştır. Yaklaşık 3 yıl süren restorasyon çalışmalarından sonra konak, tarih ve kültür müzesi olarak 2014 yılında açılmış ve restorasyon yaklaşık 5,5 milyon liraya mal olmuştur
KONAĞA İSMİ VERİLİR: DİYARBAKIR’IN EN GÜZİDE MEKANI…
Diyarbakır’ın kalbinde, 130 yıllık görkemli bir konak yükseliyor: Cemil Paşa Konağı. 1887 yılında Osmanlı Valisi Ahmet Cemil Paşa tarafından yaptırılan ve ismini taşıyan bu konak, yıllar boyu tarihe tanıklık ettikten sonra, bugün bir kent müzesine dönüşerek kapılarını ziyaretçilere açıyor. Sur ilçesinin dar sokaklarında, taş duvarların ardında gizli bu konak, artık sadece bir ev değil; Diyarbakır’ın belleği. Konağın odalarında dolaşırken 500 eski belge, 450 siyah-beyaz fotoğraf, Kültür Bakanlığı tarafından tescillenmiş 235 nadide eser ve 260 etütlük eser sizi karşılıyor. Her biri, kentin tarihini, yaşamını, el sanatlarını ve mimarisini anlatan birer hikaye gibi. 1927’ye kadar Cemil Paşa ve ailesine ev sahipliği yapan konak, şimdi teknolojiyi de yanına almış. Ziyaretçiler, dokunmatik ekranlardan Diyarbakırlı sanatçıların eserlerini dinleyebiliyor, QR kodlarla sergilenen eserler hakkında bilgi alabiliyor. Her köşesi geçmişle bugünü buluşturan bir yolculuk sunuyor. Cemil Paşa Konağı, müzecilik anlayışını değiştiren bir mekan.
Müze ücretsiz olarak gezilebilmektedir.