Diyarbakır, Kuzey Mezopotamya’nın stratejik kapısı olarak 33 medeniyete ev sahipliği yaptı. Amida Höyüğü’nden İç Kale’ye uzanan arkeolojik katmanlar; kentin surları, dini yapıları ve şehir planlamasıyla binlerce yıllık sürekliliği belgeliyor. Diyarbakır, doğu-batı ve kuzey-güney ticaret yollarının kesişiminde, askeri, idari ve dini işlevleri aynı coğrafyada birleştiren nadir kentlerden biri konumunda.
HURRİLERLE BAŞLADI
Kent dokusunda Hurrilerle başlayan yerleşik hayat, Mitanni ve Asur dönemlerinde kurumsallaşırken; Roma-Bizans tahkimatıyla sur mimarisi zirveye ulaştı. İslam fetihleri sonrasında Ulu Cami ve külliyelerle dini-sosyal merkez güçlendi; Ortaçağ beylikleri ve Eyyubi-İlhanlı idaresiyle imar çalışmaları sürdü. Akkoyunlu ve Osmanlı dönemleri, idari merkez kimliğini pekiştirerek han, hamam, kervansaray ve medrese ağıyla kentsel sürekliliği tamamladı.
DİYARBAKIR NEDEN MEDENİYETLERİN EŞİĞİDİR?
Bugün Diyarbakır; çok katmanlı mirası, bazalt surları ve anıtsal yapılarıyla “medeniyetlerin eşiği” olma niteliğini koruyor. Kentin kültürel sürekliliği, arkeolojik bulgular, yazıtlar ve mimari bütünlük üzerinden izlenebiliyor.
İşte Diyarbakır’da hüküm süren medeniyetlerin sırasıyla isimleri:
- Hurriler
- Mitanniler
- Hititler
- Asurlular
- Aramiler (Bit-Zamani Krallığı)
- Urartular
- İskitler
- Medler
- Persler (Ahamenişler)
- Makedonyalılar (İskender ve Diadokh Dönemi)
- Selevkoslar
- Partlar
- Ermeni Krallığı (Tigranokerta)
- Romalılar
- Sasaniler
- Bizanslılar (Doğu Roma)
- Emeviler,
- Abbasiler
- Şeyhoğulları (Taglibiler)
- Hamdaniler
- Büveyhoğulları (Buyidler)
- Mervaniler
- Büyük Selçuklular
- Suriye Selçukluları
- İnaloğulları
- Nisanoğulları
- Artuklular
- Eyyubiler
- Moğollar (İlhanlılar)
- Akkoyunlular
- Safeviler
- Osmanlılar
- Türkiye Cumhuriyeti