Yıkanmadan Diyarbakır’a giriş yasaktı: Nedeni ortaya çıktı!
Yıkanmadan Diyarbakır’a giriş yasaktı: Nedeni ortaya çıktı!
İçeriği Görüntüle

Tarihin en eski şehirlerinden biri olan Diyarbakır’da birçok yerin isminin kökeni, tarihsel ve kültürel bağlamda merak uyandırıyor. Şehirdeki cadde, sokak ve mahalle isimlerinin ardındaki hikayeler, hem yerel halk hem de ziyaretçiler tarafından ilgiyle araştırılıyor. Bu isimlerin Diyarbakır’ın zengin geçmişi ve farklı medeniyetlerin izlerini taşıdığı kabul edilirken, ayrıca, bölgenin sosyal yapısı ve kültürel dokusuna dair önemli ipuçları veriyor.

SEYRANTEPE VE İSİM HİKAYESİ…
Bu yerlerden biri de günümüzde merkez Yenişehir ilçesine bağlı ve son yıllarda en fazla göç alan bölgelerden biri olan Seyrantepe semtidir. Nüfus yoğunluğunun kalabalık olduğu Seyrantepe’nin aslında tarihsel bir geçmişi dayandığı pek bilinmese de Araştırmacı-yazar Halit Ötük de Şehir Mektupları eserinde bölge ile ilgili ilginç bilgiler verir. Ötük, Seyrantepe’nin isminin nerden geldiğini ve Osmanlı Padişahı IV. Murat’ın Diyarbakır gezisinde bu bölgede bir köşk inşa ettiğini ve istirahatini burada gerçekleştirdiğini anlatır. Yazar ayrıca Diyarbakır’ın en güzel manzaranın izlendiği yerlerinden biri olduğunu ve isminin de buradan geldiğini anlatır.

İşte Ötük’ün Seyrantepe’ye dair anlatısı:

“Seyrantepe, kentin Kuzey yönünde Elazığ yolu, Silvan yolu ve Urfa yolu kavşağında bulunan ve büyük bir alanı kapsayan yerin adıdır.

Eski zamanlarda Sur’un dışında Fiskaya’dan sonra Dicle Nehri vadisinin ve kentin bağ alanlarının seyredildiği, manzarası güzel, aynı zamanda yaz günlerinde serin olan bir bölgeymiş.

Şimdilerde 7. Kolordu Komutanlığının yerleşkesi olan bu alanın Doğu kısımlarının Dicle Nehri vadisine bakan taraflarının ağaçlıklı, yeşil alanlar olduğu için halkın bu yerlere gezinmeye geldiği ve yaz günlerinde serinlemeye çalıştığı alanlar olduğu yazılır kaynaklarda. Seyran etmek yani gezinmek dolaşmak kavramından hareketle Kentin yüksek bir kesimi olduğu için halk buraya Seyrantepe ismini takmış.

Sur’un dışında ilk yapılar Kurt İsmail paşa tarafından yapılmıştır.

İsmail Hakkı Paşa, 1868 yılından 1875 yılına kadar (7 yıl 9 ay) Diyarbakır Valiliği görevinde bulunduğu sürede çok büyük hizmetlerde yapmıştır.

Diyarbakır Dağ Kapı dışındaki kışlaları, hükümet konağını, kendi adını taşıyan camiyi, evrak mahzenini, iki büyük havuzu, zaptiye koğuşu ile dairesini inşa ettirmiştir.

Diyarbakır surları dışında, Harput yolu üzerinde, Seyrantepe semtinde bulunan camiyi kardeşi Meded Bey adına 1869-75 yıllarında yaptırmıştır.

Esasen bu bölgede, bu tarihlerden çok çok evvelki tarihlerde Seyrantepe de inşa edilen bir başka yapı olduğu da bilinmektedir.

Osmanlı Padişahı IV. Murat 1635 yılında Revan seferine çıkar. Safevilerle olan bu savaş zorlu ve uzun geçer. Padişah günlerce at üzerinde kalmaktan hastalanır ve Van üzerinden Diyarbakır’a gelir. Diyarbakır’da yedi ay kalır. Bu arada kendisine Seyrantepe de bir köşk inşa edilir. Bu köşkte istirahat eder ve iyileşir. Bu köşk 1930’lu yıllara kadar ayakta kalır. Bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden harap olur ve izi bile kalmaz.

Ali emiri bu köşk için şu beyti yazmıştır:
Nevbahar Eyyamı Azmetme Civanen Köşküne
Andadır Hep Dilberan Azmeyle Seyran Köşküne.”

Muhabir: Remziye ÇELİK