Diyarbakır’da eskiden iki aslan olarak ziyaretçileri karşılayan şifa kaynağı çeşmelerden şuan sadece bir tanesi kalmış durumda. Sur ilçesi İç Kale Müze Yerleşkesi’nde bulunan Aslanlı Çeşme’nde akan Hamravat suyundan birçok hastalığa şifa olarak vücudu derinlemesine temizlediğine inanılıyor.

YAZ KIŞ AKMAYA DEVAM EDİYOR
Aslanlı Çeşme İç kale müze girişinde ziyaretçileri şifalı suyu ile karşılamaya devam ediyor. İsmini Hamravat suyunun aslanağzından akmasıyla alan bu çeşme yaz kış şifa dağıtmaya devam etse de yerel ve yabancı turistlerin özellikle yazın yoğun ilgisi ile karşılaşıyor.

HAMRAVAT SUYU: KANUNİ’NİN DİYARBAKIR’A HEDİYESİDİR
Safra, soda ve balgamı temizlediği tecrübe ile malum olunan ve kentle özdeşleşmiş olan Hamravat Suyu Diyarbakır'ın yüzsuyudur. Kente 14 km. uzaklıkta olan bugün Serap Güzeli köyü diye bilinen ve Gözeli mevkiinde bulunan kaynaktır. Bilinen en eski su isale hattı 1535 tarihinde, Kanuni Sultan Süleyman, Vali Bali Paşaya emir vererek Mimar Sinan'ın kalfası Kastamonulu Kasım Çelebiyi Hamravat Suyunun kente getirilmesi için görevlendirir. Kasım Çelebi; Fen biliminin ince ve derin hesaplamalarıyla suyun evlerin en üst katına çıkacak şekilde yirmiyedi Su Kemeri (Kantaralar) inşa ettirerek suyun kente gelmesini sağlar.

DİYARBAKIR’A İLK GELEN OSMANLI PADİŞAHI: HAMRAVAT SUYUNU İÇEREK İYİLEŞİR
Kanuni Sultan Süleyman 29 Eylül 1549 yılında Halep dönüşünde rahatsızlanır ve tam 37 gün kentte kalıp Karacadağ'ın temiz havasını soluyup Hamravat suyunu içerek iyileşir. Hamravat Suyunun Kantaralarla kente getirilmesi Kanuni Sultan Süleyman'ın Diyarbakır'a armağanıdır. Aynı zamanda kente gelen ilk Osmanlı Padişahıdır. 1935 Yılında ise Vali Nizamettin Bey zamanında suyun Künklere alınması sırasında yapılmış olan Kantaralar yıktırılmıştır.





