Yüzyıllar boyunca pek çok kültüre ev sahipliği yapmış olan Diyarbakır’da gezilecek birçok yer mevcuttur. Tarihi camiler, müzeler, kiliseler, kaleler, köprüler, han ve kervansaraylar gibi gezginlerin uğrak noktasında onlarca yer vardır. Bu yerlerin bazısı şehir merkezinde bazısı ise şehir dışındadır. Bizde sizler için dünya uygarlık tarihine ışık tutan eşsiz görkemiyle kendine hayran bırakan mağaraları ve bacaları sizler için derledik.

HİLAR MAĞARALARI- ERGANİ

Hilar Mağaraları Diyarbakır Ergani ilçesine tarihi bağlı bir mağaradır. Sesverenpınar Köyü içerisinde yer alan Hilar Mağaraları, 12.000 yıllık bir tarihe sahiptir. Bu nedenle oldukça özel bir alan olduğunu belirtmek mümkündür. Göçebe yaşamdan yerleşik yaşama geçen ilk insanların burada yer aldığı düşünülmektedir. Bu durum, Hilar Mağaralarının her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmesine olanak tanır. Hilar Mağarasının çevresinde Roma Dönemi’nden kalma tarihi yapıların bulunması, bölgenin popüler bir yer haline gelmesini sağlamıştır. Bölgede arkeolojik kazılar devam etmektedir.

Birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenen Hilar Mağaraları ve 500 metre kuzeyindeki Çayönü yerleşkesi, uygarlık tarihi açısından önemli bir yere sahip. 1964 yılında başlayan kazı çalışmalarında elde edilen milattan önce 7500 ila 5500 yılları arasındaki döneme ait kalıntı ve buluntularla bölgenin ilk buğday, nohut, mercimek gibi ürünlerin ekildiği, koyun ve keçilerin de evcilleştirilerek avcılıktan yerleşik hayata geçildiği yer olduğu ortaya çıktı.

'DÜNYA UYGARLIK TARİHİNE IŞIK TUTUYOR'

Kazı çalışmalarında, Cilalı Taş Devri’ne ait önemli bulgular, kemikten yapılan kaşık ve çatal görevi gören aletler ile kaya mezarları ve kabartmalar gün yüzüne çıktı.

Bölgede göçebelikten köy yaşantısına, avcılıktan tarımsal üretime geçilerek yerleşik köy yaşantısının ilk temellerinin atıldığı belirlendi. 'Neolotik Devrim' olarak bilinen bölge yerleşik tarıma dayalı bu yaşam biçimi, beslenme ekonomisi, insan-doğal çevre ilişkileri ve kültür tarihiyle birçok ilki içinde barındırırken, dünya uygarlık tarihine ışık tuttuğu bildirildi.

LİCE/ BIRKLEYN MAĞARALARI

DİYARBAKIR’DA GİZEMİNİ KORUYAN “DÜNYANIN BİTTİĞİ YER”

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde efsanelere ve kutsal kitaplara konu olmuş, antik çağlarda “dünyanın bittiği ve ölümsüzlük suyunun aktığı” yer olarak bilinen Bırkleyn Mağaraları, eşsiz manzarası ve tarihiyle görenleri büyülüyor.

Antik Çağlarda “dünyanın bittiği yer” olarak tanımlanan, efsanelerde ve kutsal kitaplarda “ölümsüzlük suyunun aktığı yer” olarak bilinen Bırkleyn Mağaraları, Diyarbakır’ın Lice ilçesinin Abalı köyü sınırları içinde yer alıyor. Bırkleyn kelimesi ise “yükselme, kabarma” anlamına gelmekte.

Birkleyn Mağaraları Dicle Nehri'nin doğu kolu olarak bilinen Dibni Çayı'nın yanında bulunuyor.

Diyarbakır’da ortalık toz duman! Çağrı geldi Diyarbakır’da ortalık toz duman! Çağrı geldi

Dicle Nehri’nin doğu kollarından biri olan Dibni çayı, karstik bir yapıya sahip olan mağaraların birinden girip diğer kolundan çıkıyor. Halk arasında Bırkleyn olarak anılan bu mağaraların, Türkiye Mağaralar Envanteri’ndeki ismi ise “İskender-i Birklin”.

Asur Kralı L. Tiglat-Pileser'e (MO 1114-1076) ait bu kabartma içinden Dibni Çayı'nın aktığı mağarada yer alıyor.

BÜYÜK İSKENDER DE BURADA KONAKLAMIŞ

Antik çağda yerleşim yeri olduğu belirtilen Bırkleyn Mağaralarında yapılan ön kazı incelemelerinde elde edilen kalıntıların ışığında, bölgenin M.Ö. 6000 yılından beri kullanıldığı tespit edildi.

15 BİN KİŞİLİK ORDU BURADA KONAKLADI

Aynı zamanda, mağara içerisinde Asur krallarının kitabe ve kabartmaları da göze çarpıyor. Yöre halkının söylentilerine göre, Makedonya Kralı Büyük İskender’in Pers seferine giderken 15 bin kişilik ordusuyla burada konakladığı rivayet ediliyor.

9 bin yıllık geçmişiyle yaşamın her daim sürdüğü Diyarbakır’da birçok medeniyetin izlerine rastlanmaktadır. Camileri, kiliseleri, hanları, köprüleri ve hamamlarıyla ziyaretçilerin rotasında olan kadim kentin her bölgesi tarih fışkırıyor. Tarihi yapıların bazıları merkezde bazıları ise ilçelerde bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de Çermik’te bulunan Gelincik Dağları.

HASUNİ MAĞARALARI/SİLVAN

Diyarbakır’da geçmişi yaklaşık 10 bin yıl önceye dayandığı düşünülen 300 odalı mağarayı duymuş muydunuz? Gelin hep birlikte bu eşsiz tarihi birlikte keşfedelim…

Silvan’da binlerce yıllık geçmişi bulunan ve içinde barındırdığı yapılarla bölgenin önemli şehir yerleşim yerlerinden biri olan Hasuni Mağaraları, tüm ihtişamı ile turizme kazandırılarak yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlamayı bekliyor. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası tarafından UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alınması için çalışma başlatılan Hasuni Mağaraları, birbirine bağlı yaklaşık 10 bin yıl önceye dayanan ve 300’den fazla odasıyla Ilısu Baraj suları altında kalan Hasankeyf'e alternatif olarak görülüyor. 

Hasuni Vadisi'nde kurulmuş bir antik şehir niteliğindeki Hasuni Mağaraları, Anadolu'nun en eski mağara yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Silvan Ovası'na hâkim bir noktada yer alan yerleşkenin tarihi, mezolitik döneme kadar geriye gitmekte, yani yaklaşık 10.000 yıl önceye dayanmaktadır.

13’ÜNCÜ YÜZYILA AİT KALINTILARA RASTLANDI

Diyarbakır’ın Silvan ilçesi Albat Dağı eteklerinde bulunan Hasuni Mağaraları, ilçenin en yüksek tepelerinde bulunuyor. Mağara içersin de birbirine bağlı 300’den fazla odayla geçmiş yıllarda yapılan çalışmalarda, milattan önce 1000 ile milattan sonra 13’üncü yüzyıla ait kalıntılara rastlandı. Mezolitik devri günümüze taşıyan yapı olma özelliğini barındıran Hasuni Mağaralarında yer alan su depoları, hamam, kaya merdivenleri, taş döşeme yolları, kaya kilisesi ve kilisenin yanında mini amfi tiyatroyla tam bir görsel şölen sunuyor.

ANADOLU'NUN EN ESKİ MAĞARA YERLEŞİM YERLERİNDEN BİRİ

Hasuni Mağaraları, Anadolu'nun en eski mağara yerleşim yerlerinden biri olarak biliniyor.

Hasuni Mağaraları, 6 kilometre doğusundaki uluslararası yol güzergahında yer alıyor. Albat Dağı'nın güney eteklerindeki Hasuni Vadisi'nde kurulmuş olan antik şehir, Silvan Ovası'na hâkim bir noktada bulunuyor.

DİYARBAKIR’IN PERİ BACALARI

GELİNCİK DAĞI

Şehir merkezinden 60 kilometre uzaklıkta Çermik ilçesinde bulunan Gelincik Dağı, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir Özel araçlarla veya otobüsler yardımıyla ulaşım sağlayabileceğiniz bir uzaklıkta yer alan Gelincik Dağının yabancı turistler tarafından da sık sık tercih edildiği görülmektedir.

Kamp ve piknik gibi aktiviteler açısından da tercih edebileceğiniz dağın herhangi bir giriş kısıtlaması söz konusu değildir. Doğa ile iç içe olabileceğiniz dağ ve çevresinde saatlerce vakit geçirmeniz mümkündür.

Gelincik Dağı’nın giriş ücreti yoktur.

GELİNCİK DAĞININ İSMİ NERDEN GELİYOR

Diyarbakır Çermik ilçesine 4 kilometre uzaklıkta olan bin 500 metre yüksekliğindeki Gelincik Dağı, ilçenin en önemli doğal güzellikleri arasında yer alıyor. Güneydoğu Torosların bir kolu olan dağın devamlılığı 10 km’yi geçmektedir. Bu dağa gelincik ismini vermeleri, uzaktan insan dizisini andırmasından olup, bu dağ hakkında halk arasında birde efsane anlatılmaktadır. Efsaneye göre de dağın isminin alındığı inanılmaktadır.

Haber: Abdullah AKYOL

Editör: Abdullah Akyol