Mezopotamya’nın kuzeyinde, Dicle Nehri’nin bereketli havzasında kurulan Diyarbakır, yüzyıllardır jeopolitik konumu kadar beşeri sermayesiyle de dikkat çekiyor. Roma’dan Osmanlı’ya, Artuklu’dan Cumhuriyet dönemine kadar entelektüel bir merkez olma özelliğini koruyan şehir; bilim, sanat ve düşünce dünyasında "kurucu" roller üstlenen şahsiyetlerin doğum yeri oldu.

2025 yılında kaybettiğimiz yüzyılın beyin cerrahı Gazi Yaşargil’den, sibernetiğin babası El Cezeri’ye; Türk şiirinin yapı taşlarından Ahmed Arif’e kadar uzanan bu liste, şehrin çok katmanlı kültürel dokusunu gözler önüne seriyor.

İşte Diyarbakır’ın yetiştirdiği, sınırları aşan etkisiyle tanınan en ünlü 10 isim:

Dünyada Ilk Robotun Diyarbakır’da Yapıldı İşte El Cezeri’nin O Eseri

1. EL CEZERİ: SİBERNETİĞİN BABASI
12. yüzyılda Artuklu Sarayı’nda başmühendis olarak görev yapan El Cezeri (1136–1206), modern mühendisliğin temellerini Diyarbakır surları içinde attı. "Mekanik Hareketlerden Mühendislikte Faydalanmayı İçeren Kitap" (Kitab-ül Hiyel) adlı eseriyle tanınan Cezeri, sibernetik ve robotik biliminin kurucusu kabul ediliyor. Tasarladığı filli su saati, abdest alan otomatlar ve şifreli kilit sistemleri, Sanayi Devrimi'nden yüzyıllar önce otomasyonun ilk örnekleri olarak tarihe geçti.

Gazi Yaşargil

2. PROF. DR. GAZİ YAŞARGİL: YÜZYILIN BEYİN CERRAHI
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1925 yılında doğan ve 10 Haziran 2025 tarihinde 99 yaşında İsviçre’de hayatını kaybeden Prof. Dr. Gazi Yaşargil, tıp dünyasında bir efsane olarak anılıyor,. Amerikan Nörolojik Cerrahlar Kongresi tarafından "Yüzyılın Beyin Cerrahı" seçilen Yaşargil, geliştirdiği mikronöroşirürji teknikleri ve kendi adıyla anılan "Yaşargil Klipsleri" ile beyin ameliyatlarında çığır açtı. Adı, memleketi Diyarbakır’daki eğitim ve araştırma hastanesinde yaşatılıyor.

Ziya Gökalp

3. ZİYA GÖKALP: TÜRK SOSYOLOJİSİNİN MİMARI
1876’da Diyarbakır’da doğan Ziya Gökalp, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini şekillendiren en önemli düşünürlerden biridir. "Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak" formülüyle tanınan Gökalp, Türk sosyolojisinin kurucusu kabul edilir. "Türkçülüğün Esasları" adlı eseriyle ulus-devlet yapısının teorik altyapısını oluşturan Gökalp, fikirleriyle modern Türkiye’nin harcını karan isimlerin başında geliyor.

Diyarbakır’ın "misk kokulu" mirası: 500 yıllık sır!
Diyarbakır’ın "misk kokulu" mirası: 500 yıllık sır!
İçeriği Görüntüle

Divânu Lügati't Türk’ü Bulan Diyarbakırlı Ali Emîrî

4. ALİ EMÎRÎ EFENDİ: KÜLTÜR HAZİNELERİNİN MUHAFIZI
Hayatını kitaplara adayan Ali Emîrî Efendi (1857–1924), Türk dili ve kültürü için hayati bir keşfe imza attı. Kaybolmaya yüz tutmuş ve Türkçenin bilinen en eski sözlüğü olan Kaşgarlı Mahmud’un "Dîvânü Lügati't-Türk" eserini bir sahafta bularak yok olmaktan kurtardı,. Hiç evlenmeyen ve tüm varlığını kitaplara harcayan Emîrî Efendi, 16 bin ciltlik paha biçilemez koleksiyonunu bağışlayarak İstanbul’daki Millet Kütüphanesi’ni kurdu.

Ahmed Arif Diyarbakır'da 34 Yıllık Özlemle Anılacak

5. AHMED ARİF: ANADOLU’NUN GÜR SESİ
Tek şiir kitabı "Hasretinden Prangalar Eskittim" ile Türk edebiyatında sarsılmaz bir yer edinen Ahmed Arif (1923–1991), Diyarbakır’ın Hançepek semtinde doğdu. Şiirlerinde Anadolu insanının acılarını, direnişini ve sevdasını epik bir dille anlatan Arif’in eserleri, onlarca kez basılarak rekor kırdı. "33 Kurşun", "Ay Karanlık" ve "Uy Havar" gibi şiirleri, kuşaklar boyunca dilden dile dolaşan mısralara dönüştü.

Diyarbakır Şair Cahit Sıtkı Tarancı

6. CAHİT SITKI TARANCI: ÖLÜM VE YAŞAM ŞAİRİ
"Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder" dizesiyle hafızalara kazınan Cahit Sıtkı Tarancı (1910–1956), Diyarbakır’ın köklü Pirinççizade ailesine mensuptur. Türk şiirinde "ölüm korkusu" ve "yaşama sevinci" temalarını en güçlü işleyen şairlerden biri olan Tarancı, sade ve akıcı Türkçesiyle edebiyatın zirve isimleri arasında yer alıyor. Doğduğu ev, bugün Diyarbakır’da müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.

Sezai Karakoç

7. SEZAİ KARAKOÇ: DİRİLİŞİN ŞAİRİ
Diyarbakır Ergani doğumlu Sezai Karakoç (1933–2021), "Mona Roza" şiiriyle fenomenleşmiş, İkinci Yeni akımının ve İslami düşüncenin en önemli temsilcilerinden biridir. Şairliğinin yanı sıra "Diriliş" ekolüyle bir düşünce sistemi inşa eden Karakoç, modern çağın krizlerine Doğu’nun bilgeliğiyle yanıt aradı. Fikirleri ve eserleri, vefatından sonra da geniş kitleleri etkilemeye devam ediyor.

Celal Güzelses

8. CELAL GÜZELSES: ŞARK BÜLBÜLÜ
Diyarbakır halk musiki geleneğinin en büyük temsilcisi olan Celal Güzelses (1899–1959), Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendisine verilen "Şark Bülbülü" unvanıyla tanınır. Diyarbakır Halk Musiki Cemiyeti'ni kurarak yöre türkülerini derleyen ve kayıt altına alan Güzelses; "Ağlama Yar Ağlama", "Mardin Kapı Şen Olur" gibi eserleri Türk halk müziği repertuvarına kazandırdı.

9. SÜLEYMAN NAZİF: VATAN ŞAİRİ VE HATİP
Diyarbakır Valisi Said Paşa’nın oğlu olan Süleyman Nazif (1870–1927), servet-i fünun dönemi şairlerindendir. Özellikle İstanbul’un işgali sırasında kaleme aldığı "Kara Bir Gün" adlı makalesiyle işgal kuvvetlerine karşı cesur bir duruş sergileyen Nazif, bu nedenle Malta’ya sürgüne gönderildi. Edebi kişiliği kadar vatansever duruşuyla da tarihe geçti.

Leyla Zana

10. LEYLA ZANA: SİYASETİN SEMBOL İSMİ
1961 Silvan doğumlu Leyla Zana, Türkiye siyasi tarihinin en çok konuşulan kadın siyasetçilerinden biridir. 1991 yılında Meclis’e girdikten sonra yemin töreninde yaşananlar ve ardından gelen hapis süreciyle uluslararası kamuoyunun gündemine oturdu. Avrupa Parlamentosu tarafından 1995 yılında Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü’ne layık görülen Zana, Kürt sorunu ve demokratikleşme tartışmalarının merkezindeki isimlerden biri oldu.

Muhabir: Servet TURSUN