Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde yer alan ve çoğu tescilli yapı statüsüne sahip olan çok sayıda ev, 2015 yılında yaşanan olaylarının ardından ağır hasar gördü. Çatışmalar sonrası yapılan güvenlik tahliyeleriyle bölge halkı evlerinden çıkarılırken, birçok yapı tamamen yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi. Üzerinden yaklaşık on yıl geçmiş olmasına rağmen, bazı yapıların çevresi koruma amaçlı kapatılmış olsa da bu yapılara herhangi bir müdahale yapılmadı. Etrafı kapatılan tarihi evler böyle görüntülendi:
Diyarbakır’da tescilli yapılar kaderine terk edildi
— Mücadele (@MucadeleGzt) August 7, 2025
Tarihi Sur ilçesindeki tescilli birçok yapı yıllardır yıkık halde kaderine terk edildi. Halk kültürel mirasın restorasyon edilmesini istedi. pic.twitter.com/PxcnbZKzXp
HASAR GÖREN YAPILAR KADERİNE TERK EDİLDİ
Kameraya yansıyan görüntülerde, bu yapılar arasında yalnızca birkaçında kısmi iyileştirmeler gözlemlendiği; ancak büyük kısmının hâlâ dokunulmadan bekletildiği dikkat çekiyor. Kentin kültürel kimliğini yansıtan ve tescilli statüde bulunan bu evlerin uzun süredir restorasyon sürecine alınmaması, kültürel mirasın korunması açısından eleştiri konusu oluyor. Yapılar demir saclarla çevrilmiş olsa da, bazı bölgelerde bu koruma alanlarının da işlevsiz kaldığı gözlemleniyor.
RESTORASYON İLERLEMİYOR
2015’in sonlarında başlayan ve 2016 ortalarına kadar süren olayları sırasında, Sur’da ciddi çatışmalar yaşanmış, çok sayıda yapı ya çatışmalarda doğrudan zarar görmüş ya da güvenlik gerekçesiyle kontrollü şekilde yıkılmıştı. Dönemin resmi açıklamalarına göre, olayların ardından “kentsel dönüşüm” amacıyla bazı bölgeler riskli alan ilan edildi. 2017 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan raporlar, kültürel dokunun ciddi biçimde zarar gördüğünü ve yeniden inşa çalışmalarının hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini vurguluyordu. Buna rağmen, bugün gelinen noktada bu yapılar hâlâ ihmal edilmiş durumda.
Mimarlık ve şehircilik uzmanları, bu tür tescilli yapıların yalnızca mimari değil, aynı zamanda sosyo-kültürel miras açısından da korunması gerektiğini belirtiyor.