Diyarbakır’ın en uzak ilçesi olan ve kuzeydoğusunda, volkanik dağların eteklerinde, binlerce yıl öncesinin izlerini hâlâ taşıyan bu yer, antik kaleleri, gizemli mağaraları ve kırmızı topraklarıyla, hem tarih hem doğa tutkunları için adeta bir açık hava müzesi niteliğindeki Kulp ilçesi, zengin bir tarihe sahiptir. Günümüzde Diyarbakır’ın 17 ilçesinden biri olan Kulp, çok eski bir ilçe merkezlerindendir.

MUŞ, CİZRE, SİLVAN VE LİCE’YE BAĞLIYDI
Kulp, tarihte ilk yerleşmelerin kurulduğu yerlerden biri olan Kuzey Mezopotamya bölgesinde su kaynaklarının bol olduğu bir coğrafyada kurulduğundan cazibeli bir yerleşme olma özelliği süregelmiştir. Sümerler, Mitanniler (Huriler), Urartular, Kimmerler, Medler ve İskender'in hakimiyetine girmiştir. Bir süre Ermenilerin hakimiyeti de bölgede hüküm sürmüştür. MS 226'da Roma egemenliğine giren Kulp, 637 yılında ise Halid bin Velid tarafından ele geçirilmiştir. Bir süre Cizre'ye, sonra Diyarbakır'a ve Silvan'a bağlanmış, Şeyhoğulları, Büveyhoğulları, Mervanoğulları eline geçmiş, 1515 yılında burayı Osmanlılar fethetmiştir.
1540 tarihli tahrir defterinde Kulp, Diyarbekir Eyaletine bağlı 11 Ocak'tan biri olarak görülmekteydi. Daha eskilerde Muş vilayetine bağlı kalmış, 1927 yılına dek Lice sancağına bağlı bir bucak iken, aynı yıl ilçe haline gelmiştir. 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan 3677 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı sonucunda ilçenin bazı bölümleri Muş'a bağlanmıştır.

KULP’UN İSMİ VE KULPO’NUN HİKAYESİ
Kulp ilçenin geçmişine dair anlatılan efsanelerden biri Kulp’un eski adı Pasur idi. "Pa" baş anlamındaydı. Pasur'un anlamı da Başkale olarak anlaşılıyor. Kulp adı ise mahalli söylentilere göre vaktiyle Kafrum Kalesi'nde oturup, bölgeye egemen olup "Kulpo" isimli bir derebeyinden kalmadır. Kalenin çevresinde yer alan iki derin kuyu, geçmişte biri sarnıç, diğeri ise zindan olarak kullanılmış. İlginç biçimde yağmur yağdığında dolan bu kuyuların çevresinde yetişen uzun otların, burada yaşamış Atabeyliler tarafından dikildiği düşünülüyor. Bu otlar, bölgeye özgü yapısıyla dünyanın başka hiçbir yerinde görülmüyor.





