12. yüzyıldan kalma Hz. Süleyman Camii’nin, günümüzdeki kablosuz mikrofon işlevini gören olağanüstü bir akustik sisteme sahip olduğu ortaya çıktı. Cami, taş işçiliğinin ötesinde, ses mühendisliğinde çağının çok ilerisinde bir yapı olarak dikkat çekiyor.
FISILTILAR MEGAFONA DÖNÜŞÜYOR
1160 yılında Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından inşa edilen Hz. Süleyman Camii, mimari bir mucizeyi barındırıyor. Caminin ana kubbesinin altına giren bir kişi, en kısık sesle fısıldasa bile, sesi tüm alanda yankılanıyor ve cemaate bir megafondan çıkıyormuş gibi net ulaşıyor.
Öte yandan bu benzersiz akustik düzenleme, yüzlerce yıl önce vaaz veren veya konuşma yapan liderlerin sesini, modern teknolojiye ihtiyaç duymadan kalabalık cemaate güçlü bir şekilde iletmesine olanak tanıyordu.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlarla bu tarihi sır, yeniden gündeme taşındı.
SESİN SIRRI: TAŞLARIN İÇİNDEN GELEN YANKI
Caminin akustik başarısı sadece kubbeyle sınırlı değil. Uzmanlara göre, caminin ses mühendisliğindeki ustalığı, duvarlardaki ve taşlardaki özel dizilimde gizli.
Avludaki tarihi çeşmenin yanındaki duvara kulağınızı dayadığınızda, çeşme tarafından yankılanan seslerin adeta bir boru hattı gibi taşların içinden size ulaştığını hissedebilirsiniz.
Bu durum, yapının duvarlarının sesi taşıma yeteneğini ve inşaatta kullanılan taşların özel dizilimi ile iç boşluklu yapısını işaret ediyor.
İşte bu durum modern teknolojinin yokluğunda, sadece taş ve mimari bilgiyle böylesine etkileyici bir ses düzeni oluşturulması, o dönemin mühendislik bilgisinin ne kadar ileri olduğunu gösteriyor.
