Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünün üzerinden 8 ay geçti. Gizlilik kararı bulunan soruşturmada ise belirsizlik sürüyor.
Üniversitenin kampüsünde bulunan Seyyid Fehim Arvasi Kız Öğrenci Yurdu'ndan 27 Eylül 2024 tarihinde ayrılan Rojin Kabaiş’ten, Wan Gölü kıyısındaki sahile indikten sonra bir daha haber alınamadı. Olayın üzerinden yaklaşık 15 saat geçtikten sonra aileye ve polise bilgi verildi. Cenazesi 18 gün sonra (15 Ekim) Mehmet Emin Ankay (60) tarafından kırsal Mollakasım Mahallesi'nde bulundu.
Dosya savcısıyla 22 Mayıs’ta görüşen baba Nizamettin Kabaiş, görüşmeye ilişkin MA’ya konuştu.
SAVCIYLA İKİ SAAT GÖRÜŞÜLDÜ
Dosyanın 8 aydır sonuçlandığını anımsatan baba Kabaiş, dosyanın karanlıkta kaldığını söyledi. Baba Kabaiş, "Çalışmalar oluyor ama gizlilik kararı nedeniyle avukatların eline bilgi çoğu zaman geç geliyor ya da ulaşmıyor. Üniversiteye, rektörlüğe ve yurda gittik. Baro başkanını ziyaret ettik. Avukatlarımızla birlikte en son savcılığa geldik. İki saate yakın dosya hakkında konuştuk, bilgi verildi. İnşallah yakın zamanda çözülür, biz bunu istiyoruz” diye belirtti. Sürecin çok uzatıldığını ve hiçbir bilginin kendi taraflarına iletilmediğini vurgulayan baba Kabaiş, savcıların dosya ile ilgili net bir şey ortaya koymadıklarını söyledi. Uzun süre kamuoyunda yaratılan “intihar” üzerinde durulduğunu ifade eden baba Kabaiş, "Ancak intihar değil. Çünkü ortada intihar denilecek bir delil ya da iz yok. Şuan intihardan hiç bahsetmiyorlar. ‘Çalışıyoruz, çalışmalar devam ediyor’ dediler” diye belirtti.
"ÜNİVERSİTE VE YURT YETKİLİLERİ DE SUÇLU"
Üniversiteden ve yurt müdürlüğünden ilk günden şikayetçi olduğunu söyleyen baba Kabaiş, “Görevlerini ihmal etmişler, yapmamışlar. Hem üniversite hem yurt, en çok da yurt görevini ihmal etmiş. Çünkü Rojin, bir gece boyunca gitmemiş ve öbür gün öğleye doğru haberleri olmuş. Saat 23.00’de yoklama yapmaları gerekirdi. Yoklama yapılsaydı, listeye bakılsaydı kim gelmemiş anlarlardı. Telefonla arasalardı belki bugün Rojin hayatta olurdu. Görevlerini ihmal etmişler. Onlar da katil kadar suçlu. İkincisi üniversitenin de hataları var. Hem telin kör noktasında kamera ve ışık yok, hem de devriye gezilmemiş. Üniversite, yurt ve devriye konusunda şikayetçiyim.
Yurt müdürlüğü ve üniversite hakkında yaptığı suç duyurularıyla ilgili hala bir gelişmenin olmadığına dikkat çeken baba Kabaiş, “Bunları savcılıkta da söyledim. Savcı ‘mahkeme sürecinden sonra bu süreçler başlayacak’ dedi. Yani suç duyurusu süreci sonra başlayacak” ifadelerini kullandı.
İZ VAR AMA KATİL YOK
Daha öncesi savcılık görüşmelerine nazaran son görüşmenin daha olumlu geçtiğini söyleyen baba Kabaiş, bir kez daha 8 aydır çektikleri acının sonlanmasını istediklerini belirtti. Görüşmede ‘Rojin Kabaiş’e ne oldu?’ sorusu üzerinde epey durduklarını ve dosya hakkında bilgi de aldıklarını kaydeden baba Kabaiş, “Aklımızda hep soru işaretleri var. ‘Kim ne yaptı’, ‘İki günlük öğrenciydi’, ‘Niye böyle oldu?’, ‘Kim yaptı?’ soruları hep aklımızı kurcalıyor. Ricada bulunuyorum, bu genç kıza kim ne yaptı, ne için yaptı, niye yaptılar? Onlardan rica ediyorum katiller bir an önce bulunsun, en ağır ceza neyse cezalarını çeksinler ki biz de biraz olsun rahat edelim. Artık Rojin geri gelmez ama onlar da cezalarını çeksinler. Üniversitedeki O kör noktada alkol kullanan kişiler vardı. Hatta orada alkol şişeleri gördüm. Yani ne olmuşsa o kör noktada olmuş. Güvenlikçiler devriye gezmemiş veya bir şey biliyorlarsa niye söylemiyorlar. Oda arkadaşı bir şey biliyorsa niye söylemiyor. Onlardan da herkesten de rica ediyoruz, herkes insanlık görevini yapsın. Herkese çağrıda bulunuyorum kim ne görmüşse kim ne biliyorsa söylesin. Çünkü bir dağın başı değil, bir üniversite içinde ve 32 bin öğrenci var, öğretmenler, güvenlikçiler var. Mutlaka birileri görmüştür, bilen birileri vardır. Ancak herkes suskun. Sadece köyde bir görgü tanığı var. Beyaz bir araba gördüğünü söyledi. Ama emniyet araştırdığını ve bir şey çıkmadığını söyledi. Çocuğun boğazında, sırtında ve ellerinde darp izleri var. İz var ama katil ortada yok. Katiller bulunursa, cezalarını çekerse biz de rahat edeceğiz” diye belirtti.
ODA ARKADAŞININ SESSİZLİĞİ
Kızının oda arkadaşının sessizliğine dikkat çeken baba Kabaiş, “Bir insan uzun yola çıktığında dahi yanındaki yol arkadaşı gelmezse muavine haber verir. Ama burada oda arkadaşı, arkadaşının gelmediğini güvenliğe ya da nöbetçiye bildirmemiş. Bu vicdansızlıktır. Oda arkadaşı saat 18.30’da kendisiyle mesajlaşmış ancak gece saat 22.30’da hiçbir şey olmamış gibi uyumuş. Çakıl taşından, şarj getirmekten konuşmuşlar. Ama gece Rojin ortada yokken gidip yatıyor. Hangi vicdanla orada uyudun? 'Arkadaşım gelmedi, bir şey olmuş olabilir' demek yerine sessiz kalmış. Bu ahlak dışıdır. O kişi, insani ve vicdani görevini yapmalıydı. Eğer o gece güvenliğe haber verilseydi, sahilde birlikte arama başlasaydılar, belki de Rojin bulunabilirdi” dedi.
Kabaiş, “Hepsinden şikayetçiyim. Hiçbirine hakkımı helal etmiyorum. Evlat acısı büyük bir acıdır. Allah kimseye yaşatmasın. Kızımı büyük emeklerle büyüttüm. 21 yıl boyunca amelelik yaptım, yokluk içinde o çocuğu büyüttüm. Yanımda hiçbir şey olmadı. Getirdim, onlara teslim ettim ama sahip çıkmadılar. Hala yurtta kamera sistemi yok, güvenlik önlemleri yetersiz. Tel örgü çekilmemiş ve o bölgede alkol kullanan kişiler dolaşmaya devam ediyor” tepkisinde bulundu.
KÖR NOKTA İÇİN ÇAĞRI
Üniversite yönetimiyle de görüşen baba Kabaiş, kızının hayatını kaybettiği alanın halen risk taşıdığına işaret etti. Baba Kabaiş, şöyle devam etti: “Rektöre ‘Rojin gitti ama başka Rojinler gitmesin’ dedim. O noktaya dikkat edilmeli. O serseriler gelip alkol kullanmasınlar. Güvenlik görevlisi var, belinde silah var ama tel yok. Kapı önünde kimlik kontrolü yapılıyor ama arka tarafta hiçbir önlem yok. O kör nokta öğrenciler için ciddi bir tehdit.”