Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (DİTAM) “Tigris Diyalogları” kapsamında “Toplumsal Barışın İnşasında Hukukun Rolü” başlığıyla düzenlediği toplantı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Salonu’nda yapıldı. Toplantıya, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak ile birlikte milletvekilleri, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri ile akademisyenler katıldı.
“ERDOĞAN YENİDEN SEÇİLİYORSA SEÇİLSİN”
Kürt halkının sisteme olan güvensizliğine rağmen barış talebinin net olduğunu ifade eden Eş Başkan Bucak, “Geçen hafta Almanya’daydım, Alman gazeteciler ‘Diyarbakır halkı ne düşünüyor, iktidarla olan ilişkiniz nedir?’ diye bize soruyor. Elbette buna da Amed’in cevabı olarak buradaki bütün arkadaşlar katılır bana. Kürtler kendi öz gücüne güveniyor. Kürtler kendi deneyimine güveniyor, mücadele deneyimine güveniyor ve haklılığına güveniyor. Dolayısıyla Sayın Erdoğan yeniden seçilebiliyorsa seçilsin. AK Parti iktidarını sağlamlaştırabiliyorsa sağlamlaştırsın. Ancak bunu onurlu, kalıcı bir barış ile elde edebilir. Onun önünde de çok büyük sorumluluklar var. İktidar da bu büyük sorumluluğun farkında olarak siyasetini yürütürse ve Türkiye’nin tam demokratikleşmesi, yeniden bir hukuksuz devleti olması önündeki engelleri kaldırırsa ve Kürtler ile barışırsa, kendi barışını inşa ederse, o zaman ondan güçlü bir iktidar yoktur diyoruz.”
BUCAK’TAN CHP’YE: “KÜRTLER KİMSENİN ELİNDE DEĞİL”
Gelişen yeni süreçte Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) söylem ve tutumuna yönelik eleştirilerini dile getiren Eş Başkan Bucak, Türkiye Belediyeler Birliği Encümen Üyesi olduğunu ve katıldığı toplantılarda sık sık CHP’lilerin tavır ve tutumlarıyla karşılaştığını belirtti. CHP’lilerin kaygılarına dikkat çeken Eş Başkan Bucak, “Vallahi biz kimsenin elinde değiliz. Kürtler kimsenin elinde değil. Tabii çok diplomatik dil ile bunu anlatmaya çalışıyoruz. Ama biz birlikteyiz. Şayet siz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Türkiye’nin ana muhalefet partisi olarak, bu süreçte çok doğru bir imtihan vermiş bir parti olarak bizim yanımızda durursanız, bu demokratik kanalları hep birlikte açabilirsek, Kürtler onun, bunun, şunun yanında değil de bir özgür, özerk bir varlık olarak buradalar” dedi.