Çocuğun Gözüyle Bakabilmek

Ebeveyn olmanın en birincil kuralı; olaylara çocuğun gözüyle bakabilmek bence. Çocuğun dünyasına girebilmek.  Yani onu anlayabilmek! Ve tabi bunu ona yansıtabilmek. Anlaşıldığını bilen çocuk, en mutlu çocuktur! Sahi biz de öyle değil miyiz? Birinin bizi anlaması ve ona göre hareket etmesi, ne kadar da mutlu eder bizi.  Bunun yanı sıra bir türlü anlaşılmamak hissi ne derece rahatsız edicidir değil mi? Çocuğun dünyasına in ve anla! Anlaşıldığını htir, hepsi bu aslında.

 

Kendimden minik bir örnek naçizane: Kızım yere mi düştü? Eğer ciddi bir düşüş değilse (- ki genelde ciddi bir durum değildir) kendimi biraz ağırdan alarak yanına giderim. Bu esnada kendisi kalkmış olur düştüğü yerden. Yoksa da beklerim kalkmasını.  Nitekim hayatta her daim ben olmayacağım yanında. Tek başına kalkabiliyorsa eğer lütfen ona o fırsatı verin. 'Yardım ederek' öz güven oluşumunu zedelemeyin.

 

Gelelim asıl meseleye. Kalkınca ona sarılır ve şöyle fısıldarım; "Çok acıdığını biliyorum, ağlamakta haklısın. Ama geçecek. Ben yanındayım. Biliyorum çok acıyor şu an ve biraz da korkmuş olmalısın. Ama geçecek ve bak anne burada, yanında."

 

-"Evet, anne çok acıdı. Ama geçecek. Kaza yaptım. Sen de kaza yapıyorsun mesela."

Bazen evde onunla oyun oynarken düşüyor rolü yaparım ve bu o kadar hoşuna gider ki kızımın, kahkahalara boğulur. Çocukları en çok güldüren şey, büyüklerden beklemedikleri bir şeyin olmasıdır. Yani büyüklerin de kendileri gibi sakarlıklar, kazalar, hatalar yapmasıdır. Deneyin isterseniz. Hem çocuğunuzun kahkahalarına vesile olun, hem de herkesin kaza yapabileceğini ve bunun gayet normal olduğunu öğrenmesine.

 

Son olarak, ağrıyan yeri öpüyorum; çok acıyor olmalı diyorum.  O da, "geçti anne" deyip gülümsüyor. Hepsi bu kadar. Çocuk anlaşıldığını hti ve mutlu oldu.  Peki, ya şöyle yapsaydım: Kızım düşünce "ayyy" diye çığlığı basıp koşturarak yanına fırlasaydım ve ona fırsat tanımadan kaldırsaydım. Sonra da üstünü başına silkeleyip; -"Şişşş tamam tamam bir şey olmadı.  Geçti bak tamam şişş, ağlama tamam geçti bak acımıyor bir şey yok." deyip kucağıma alsaydım.  Çocuk ağlamaya devam edecek ve muhtemelen benim ısrarımla susacaktı sonunda.

 

Çocuğun ağlamasına fırsat vermedim. Ve en önemlisi de; onu anlamadım. Çocuk için en önemli olan 'kişi' olarak onu anlamadım. Şişş tamam tamam ağlama bak geçti, acımıyor, tamam bir şey yok demek; onu anlamamaktır. Çocuk anlaşılmadığını gördü ve tabi ki mutsuz. Bu durum her defasında böyle tekrarlayınca, çocuk artık bir süre sonra kendi duygularından da şüphe etmeye başlıyor ve bu en az anlaşılmamak kadar kötü. Çocuk ileriki yıllarda duygularına güvenmemeye başlıyor, ikilemde kalıyor hep.

 

Olaylara kendi açınızdan bakmayın, çocuğunuzun gözüyle, onun duygularıyla bakmayı deneyin her şeye. O zaman anlayacaksınız ve ona uygun davranacaksınız. Yani en doğru şekilde!