Bundan yarım asır önce, 23 Haziran 1977 tarihli Mücadele gazetesinin manşeti, toplumun "tehlikeli" gözüyle baktığı akıl hastaları hakkında ezber bozan bir araştırmayı duyuruyordu.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde yürütülen ve tam 10 yıl süren kapsamlı çalışma, suç oranlarının sanılanın aksine "normal" bireylerde daha yüksek olduğunu kanıtladı.
ARAŞTIRMANIN ÇARPICI SONUÇLARI
Prof. Dr. Rafei Saygılı tarafından hazırlanan "Akıl hastalarının mediko-legal davranışlarının sıklığı ve biçimi" adlı tebliğde şu veriler dikkat çekiyor:
Suç Oranı Kıyaslaması: Akıl hastaları arasında suç işleme oranı yüzde 5-6 bandında kalırken, "normal" olarak kabul edilen bireylerde bu oran yüzde 6’nın üzerine çıkıyor.
Toplumsal Yanılgı: Araştırma, akıl hastalarının saldırgan ve suça meyilli olduğuna dair yaygın kanatin bilimsel bir temeli olmadığını ortaya koyuyor.
Cinsiyet Faktörü: Tebliğde ayrıca suç işleme oranlarının erkeklerde yüzde 2,6, kadınlarda ise sadece yüzde 0,08 seviyesinde olduğu belirtiliyor.

NEDEN ÖNEMLİ?
Bu haber, ruhsal bozuklukları olan bireylere yönelik damgalamanın (stigma) ne kadar eskiye dayandığını ve aslında verilerle örtüşmediğini gösteriyor.
1977 yılındaki bu tespitler, günümüzde de modern psikiyatrinin savunduğu "hastaların değil, suç odaklı bir toplumun daha tehlikeli olduğu" görüşünü destekler nitelikte.





