Türkiye'nin doğusunda bulunan Bingöl, tarihi süreç içinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bingöl jeostratejik önemi nedeniyle farklı devirlerde farklı devletlerin ilgisini çekmiştir. Bingöl, Anadolu'nun göbeğinde yer almasının yanı sıra zengin doğal kaynaklara ve jeotermal potansiyele sahip olmasıyla da dikkat çeker. Ancak bu jeostratejik konumu, onu tarihin fırtınalarının merkezine de taşımıştır.

Bingöl

BİNGÖL'ÜN ESKİ ADI NEDİR?
Bingöl, Doğu Anadolu Bölgesi'nin yukarı Fırat kesiminde yer alırken, adı etrafında dolaşan birçok efsaneyle de zengin bir tarih barındırır. Tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyan Bingöl, bir dönem "Çevlik" ya da halk arasında "Çolig" olarak anılıyordu. Ancak 1872 yılında bu isim "Çapakçur" olarak değiştirilip, ilçe statüsü kazandı. 1936'da ise bu isimle vilayet olma onuruna erişti. Ancak 1945 yılında ismi olan "Bingöl" olarak değiştirildi ve bu isimle anılmaya devam etti.

BİNGÖL İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Her köşesinde bir efsanenin yankılandığı, her dağının bir hikaye anlattığı bu topraklar, tarih boyunca birçok medeniyetin egemenliğine girdi. Bingöl’ün adı da bu uzun geçmişin izlerini taşıyor. Bingöl’ün adı, bir zamanlar ‘Çevlik’ idi. Çevlik, halk arasında ‘Çolig’ olarak da anılıyordu. Bu ismin, dere kenarındaki bağlık ve bahçelik alanları anlatan eski Anadolu kelimelerinden türetildiği söyleniyor. Gerçekten de Bingöl’ün eski yerleşim yeri olan Çevlik, bugün Çapakçur Suyu’nun çevresinde yer alan yeşil ve verimli bir ova üzerine kuruldu. Yıllar geçtikçe isimler değişti ancak ‘Çolig’ kelimesi, köylüler arasında, özellikle kırsal kesimde hala sıkça duyulmaya devam ediyor. Bingöl’ün hikayesinin bir başka dönemi ise 1872 yılına kadar uzanıyor. O zamanlar bu topraklar, Palu ilçesine bağlı bir bucaktı. 1872’de ise ‘Çapakçur’ adıyla ilçe statüsünü kazandı ve uzun yıllar bu isimle anılmaya devam edildi. Daha sonra Çapakçur’un adı Bingöl olarak değiştirildi. 1936 yılında, Çapakçur, il haline geldi ve 1945 yılına kadar bu isim kullanılmaya devam etti. 1945’te ise bir değişim yaşandı ve şehir, bugün bildiğimiz ismiyle ‘Bingöl’ olarak anılmaya başlandı.

Diyarbakır’ın geleneksel en sanatları ve zanaatlar nelerdir?
Diyarbakır’ın geleneksel en sanatları ve zanaatlar nelerdir?
İçeriği Görüntüle

ÇAPAKÇUR İSMİNİN KAYNAĞI
Çapakçur adının kaynağı ise Büyük İskender’in zamanına kadar uzanıyor. Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde, Bingöl’ün eski ismi olan Çapakçur’un, Büyük İskender tarafından verildiğine dair bir rivayete yer veriyor. Hikaye şöyle anlatılıyor; Büyük İskender, bir gün başındaki iki boynuzun acısına dayanamadı ve bu ağrıyı dindirebilmek için bir çözüm aramaya başladı. Defalarca doktorlara başvurdu ama bir türlü çözüm bulamadı. Sonunda, efsaneye göre, ab-ı hayatı aramaya karar verdi. Yola koyuldu ve sonunda bir pınardan içtiği su sayesinde, hem ağrılarından kurtuldu hem de başındaki boynuzlardan sıyrıldı. Bu suyu içtikten sonra, suyun kaynağına bir kale inşa ettirdi. Bu kaleye ‘Çapakçur’ adı verildi. Çapakçur, o günden sonra sadece bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda bir öykünün, bir kahramanın anısının yaşadığı yer oldu. Bugün kullandığımız ‘Bingöl’ adı ise aynı ismi taşıyan bir dağdan, yüksek ve beyaz doruklardan geliyor. Bu dağın zirvesinde, irili ufaklı yüzlerce buzul gölü bulunuyor. Bu göller, dağların en yüksek noktalarına yerleşip zamanla çevresindeki şehre adını verdi.

BİNGÖL ADINA İLİŞKİN PEK ÇOK EFSANEDEN EN ÇOK BİLİNENLERİ ŞU İKİSİDİR
1- Evliya Çelebi Seyahatnamesinde şöyle hikaye etmiştir. “ Bir avcı, bir kuş vurmuş, oııu gölde temizlerken, kuş canlanmış ve göle dalıp kaybolmuş. Gölün ab-ı hayat kaynağı olduğu meydana çıkmıştır. Bu sır meydana çıkınca Allah’ın emriyle bin parçaya bölünmüş ve hangisinin ab-ı hayat kaynağı olduğu bilinmez olmuş.
2- “Bu bölgede savaşmakta olan iki ordudan birinde su sıkıntısı başlar. Bir kolu su bulmak için dağlara çıkar. Nitekim güzel bir su bulup içerler. Fakat bir dahaki sefere kolay bulunması için de suyun yanına bezden bir işaret koyarlar. Birliklerine dönen askerlerin yerine diğer bir kol su içmek içiıı dağlara tırmanmaya başlar. Başlarındaki komutan bir tepeye çıkıp ta yüzlerce gölü aynı anda görünce, hayretini şöyle ifade eder. Burası bir göl değil, bin göl ve böylece o savaşın yapıldığı bölgedeki şehrin adı “BİNGÖL” olarak söylenilmeye başlar. İşte Bingöl adı bu ve benzeri ifadelerle bilinmektedir.

Günümüzde 7 ilçesi bulunan Bingöl 2025 nüfusu, tahmini verilere göre 284 bin 535.

Kaynak: Haber Merkezi