Tarihi 12 bin 500 yıl öncesine dayanan, kültürel ve arkeolojik zenginliğiyle öne çıkan Diyarbakır, isminin kökeniyle de dikkat çekiyor. Bugünkü adıyla “Diyarbakır” olarak bilinen şehir, aslında geçmişte “Diyarbekir” adıyla anılıyordu. Arap Bekr Bin Vail ve kabilesinin bölgeye yerleşmesinden sonra şehir, “Bekr Diyarı” anlamına gelen “Diyar-ı Bekr” olarak adlandırıldı. Zamanla bu ifade halk arasında “Diyarbekir” olarak kullanılmaya başlandı ve uzun yıllar boyunca bölge bu isimle tanındı.

ŞEHRİN ADI TÜRKÇELEŞTİRİLEREK “DİYARBAKIR” OLARAK KAYITLARA GEÇTİ.
Ancak Cumhuriyet döneminde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla şehrin adı değiştirildi. 1937 yılında Atatürk’ün Elazığ’a tren yolculuğu sırasında yapılan bir dil tartışmasının ardından, konunun Türk Dil Kurumu’na iletilmesiyle süreç resmiyet kazandı. Haziran 1938'de Türk Dili dergisinin ilgili nüshasında da yer alan çalışmalara göre

“HİSTORİK VE LENGÜİSTİK TETKİKATTA BULUNMASI EMREDİLİYOR”
Atatürk’ün gönderdiği telgrafta şu ifadeler yer almıştı;
"Diyarbekir şehrinin isminin etimolojisine dair etüt var mıdır? Esasta bu şehrin ismi 'Bakır memleketi' manasına olan 'Diyarbakır' olması gerektir ve artık bu isimle tanınacaktır. Dil Kurumu'nun bu hususta Tarih Kurumu ile iş birliği yaparak, historik ve lengüistik tetkikatta bulunması emrediliyor. Balıkesir saylavı İsmail Hakkı'nın da mesai birliğine davet edilmesi faydalı olacaktır. Tetkikatın titizlikle yapılmasını ve mümkün ise neticelerin takiben bildirilmesini saygılarımla dilerim."

Bugün hem Türkiye'de hem de uluslararası alanda Diyarbakır ismiyle bilinen şehir, zengin tarihiyle birlikte isminin geçirdiği evrimle de kültürel hafızada önemli bir yer tutuyor.





