Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Dêrqam (Duru) kırsal mahallesine bağlı Işıktan mezrası kırsalında 10 Mayıs’ta insana ait olduğu düşünülen kemikler bulundu. Kemikleri bulunanlar, İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Diyarbakır Barosu’na başvuruda bulundu.
3 kurumdan bir heyet, 15 Mayıs’ta bölgede incelemelerde bulundu. Kurumlar, inceleme sonrasında 16 Mayıs’ta Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına bölgede keşif yapılması talebiyle başvuruda bulunuldu. ÖHD, İHD, Diyarbakır Barosu, jandarma olay yeri inceleme birimi, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü tarafından 17 Mayıs’ta bölgede keşif yapıldı.
Keşfe katılan isimlerden ÖHD Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Muhittin Muğuç, yurttaşların başvurusu üzerine kemiklerin bulunduğu alanı fotoğrafladıklarını ve sonrasında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunduklarını söyledi. Başvuru üzerine 17 Mayıs’ta saat 9.30-10.00 sıralarında bölgeye gittiklerini belirten Muğuç, "İlk elden adli tıp uzmanı olması gerektiğini ve aynı şekilde Lice Cumhuriyet Başsavcılığından bir savcının da olması gerektiğini belirttik ve itiraz ettik. Ancak sadece olay yeri incelemenin yer alacağını bize ilettiler. Bu haliyle tutanağımızı tuttuk” dedi.
“İŞ MAKİNASIYLA KAZI YAPILDI”
Olay yeri incelemenin savcılıktan iş makineleriyle kazı izni aldığını belirten Muğuç, bu şekilde kazı yapılmasının hukuka aykırı olduğunu aktardıklarını söyledi. Buna rağmen iş makinesi ile hafiften kazının başladığını söyleyen Muğuç, “İlk başta bulmuş olduğumuz cenazenin ayağının dibinde taş da vardı. O taş alındıktan sonra biraz da o tarafın kazılmasını talep ettik. Olay yeri inceleme bunu yaptı. Bunun üzerine bütün olan başka bir kafatası, kepçenin müdahalesi neticesinde maalesef dört ya da beş parçaya bölündü. Bunun üzerine hemen itiraz ettik. Savcıya ulaşılması sonucu kazı durduruldu. Savcı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü’ne haber verdi ve oranın bir sit alanı olabileceğini, bundan kaynaklı teknik bilgiye sahip olmadıkları için onları bekleyeceklerini iletti. Müdürlük 3-4 saat sonra gelerek inceleme yaptı. Kültür ve tabiat varlığı olabilecek bir iz ya da emarenin olmadığını, bu nedenle yapacak bir şeylerinin olmadığını söyleyip tutanaklarını tutup ayrıldılar” dedi.
Müdürlük ekiplerinin gitmesinin ardından bu şekilde kazı yapılarak incelemenin yapılamayacağını ve kazının durdurulması talebinde bulunduklarını belirten Muğuç, talepleri üzerine kazı çalışmasının durdurulduğunu, kazılan alanın yeniden kapatılmasının ardından olay yerinden ayrıldıklarını aktardı.
“BULUNAN KEMİKLER KORUMAYA ALINDI”
Kazı sonucunda cenazenin baş ve ayak ucunun üzerinde taş olacak şekilde bir gömülme olduğunu fark ettiklerini kaydeden Muğuç, “Net bir şekilde olağan bir gömülmenin olduğunu söyleyebiliriz. Ancak ölüm şeklinde, nedene ilişkin maalesef bu aşamada bir şey söylemek mümkün değil. Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışmaları neticesinde bulunan cenaze parçaları ve uzuvları toplandı. Olması gereken şekilde korumaya alındı. Mezarların olağan bir şekilde hazırlanmış olmasından kaynaklı kemikler acaba eski tarihli olabilir mi diye ATK’ye gönderildi. Kolluk bize ‘adli tıptan gelen cevaba göre ileriki aşamada sürecin genişletilmesine ya da sürecin kapatılmasına karar verilebilir’ diye bilgi verdi” dedi.
Kazı ve inceleme esnasında savcılık talimatıyla görüntü ve fotoğraf çekmelerine izin verilmediğini kaydeden Muğuç, ilgili savcının talebiyle telefonlarının da incelenmesini istendiğini ancak buna izin vermediklerini kaydetti.