Kurkh Monolitleri, MÖ 852 ve MÖ 879 yıllarına ait, II. Aşurnasirpal ve oğlu III. Salmanaser'in saltanat dönemlerini anlatan iki Asur steli ve monoliti olarak bilinmektedir. Monolitler, 1861 yılında, Osmanlı'nın Kürdistan'ın Eyaleti'nde görevli olan İngiliz Başkonsolosu ve İngiliz arkeolog John George Taylor tarafından, Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki Üçtepe Höyük olarak bilinen Kurkh adlı bir alanda keşfedilmiştir. Her iki stel de Taylor tarafından 1863 yılında İngiltere'nin Londra şehrinde bulunan British Museum'a kaçırılmıştır.
SAVAŞI ANLATAN STEL VE MONOLİTLER BRİTANYA MÜZESİ'NDE SERGİLENİYOR
Yazıta göre Ahab, Asur'a karşı koalisyona 2.000 savaş arabası ve 10.000 piyade askerinden oluşan bir kuvvet gönderir. Yazıt, MÖ 853'e kadar Şalmanaser III'ün saltanatının askeri seferlerini anlatmaktadır. Daha sonra ise Osmanlı Kürdistan Eyaleti El-Cezire'de Kerh veya Kerh-i Dicle olarak da bilinen alanda, Diyarbakır ilindeki Bismil ilçesinde Üçtepe mevkiinde bahse konu olan stel ve monolitler keşfedilmiştir.
STEL VE MONOLİTLERİ İNGİLTERE'YE KAÇIRAN TAYLOR'UN BULGULARI
Dünyanın en eski belgeleri olarak bilinen metinleri İngiltere'ye kaçıran Taylor'un bulgusu şöyle; "Bir Asur kralının heykelinin bulunduğu ve her iki tarafı çivi yazısıyla yazılmış uzun yazıtlarla kaplı, tabanından 60 cm kadar içeride olan bir taş levha keşfetme şansına eriştim. Bu levha, kral tarafından ele geçirilmesinin anısına bir ganimetin hatırası olarak yere dik olarak gömülmesine olanak sağlamak için özellikle çıplak bırakılmıştı ve muhtemelen lejyonlarının şehre zorla girdiği noktadaydı. Biraz aşağıda, höyüğün yamacında ve neredeyse tamamen molozlarla örtülü bir şekilde, aynı özelliklere sahip başka bir kusursuz kalıntı daha çıkardım."
STEL VE MONOLİTLER BUGÜN DÜNYANIN EN ÖNEMLİ MÜZESİNDE SERGİLENİYOR
II. Aşurnasirpal'i tasvir eden stel, yuvarlak tepeli kireç taşından yapılmıştır. 193 santimetre (76 inç) yüksekliğinde, 93 santimetre (37 inç) genişliğinde ve 27 santimetre (11 inç) derinliğindedir. British Museum'a göre, stel "II. Aşurnasirpal'i tapınma pozisyonunda, sağ elini tanrıların sembollerine doğru kaldırmış halde" tasvir ediyor ve yazıtında "Asurluların 879 yılında Diyarbakır bölgesindeki Yukarı Dicle topraklarına saldırdığı seferi" anlatıyor.
Aslında bunlara Zafer Anıtı da diyebiliriz, çünkü savaştaki yıkımı ve zaferi anlatıyor.